İnsanların çığlık attığını duydum ve bazı insanlarınsa koştuğunu gördüm. Ne oluyor burada? Caddeye koştum ve maskeli birkaç insan gördüm. Onları hemen tanıdım. Ölüm yiyenlerin burada, Muggle Londra'sında olduklarına inanamıyorum.
**
"Vay,vay,vay, birkaç bulanık almak için Muggle Londrasına gittik, ve ne bulduk? Hepsinin annesini." dedi Lucius hala sırıtırken.
Eğer ellerimi hareket ettirebilirsem yada ayağa kalkabilirsem yüzündeki o sırıtışı sileceğim. Onu görmezden geldim ve her zaman ki tuhaf gülüşüyle Bellatrix'i gördüm. Kendi tarafıma baktım ve çok çekici bir kadın gördüm. Kim olduğunu biliyorum. Yüzü tıpkı Dünya Kupasında gibi görünüyor. Narcissa Malfoy yanındaki sarışın adama gururla gülümsüyordu. Ona baktım ama onu tanıyamadım.
"Oh benim bebeğim harika bir iş yaptı" diyor Narcissa adamın saçına dokunurken. İşte o zaman kim olduğunu farkettim. Draco Malfoy gururla bakarak annesine yakın duruyordu.
"Anne o kadar da zor değildi. Bulanığı sokağa girdiği ilk dakikada tanıdım." dedi tıpkı babası gibi sırıtırken.
Bulantı hissetmeye başladım. Nasıl bu kadar aptal olabildim ve asamı unuttum. Harry bana her zaman taşımam gereken tek şey olduğunu söylemişti. Bunun olacağını hiç düşünmemiştim. Demek istediğim uzun zamandır muggle dünyasında yaşıyorum.
Birinin bileğimi kavradığını hissettim. Bakınca Wormtaili gördüm.
"Hadi kız, gösteri zamanı" dedi.
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)
FanficBiri iyi, biri kötü, biri doğru, biri yanlış. Onca ölüm yiyen arasında kalmış bir Muggle doğumlu. Malfoy malikanesinde tutsak olmuş ünlü Hermione Granger. Biri malikaneye tutsak, diğeri karanlığa. Acılar, sürprizler, sevinçler, karanlık ve aydınlık...