BÖLÜM 8 PART II

368 17 8
                                    

Biraz uzun  bir bölüm oldu sanırım keyifle okuyun.

***

"Iıı... Üzgünüm Draco. Bana bir prenses gibi davrandığını biliyorum." Bana ciddiyetle bakıyordu. Devam ettim.

"O mektubu gönderdiğim için özür dilerim. Aptalca bir şeydi ama dürüst olmak gerekirse mektupta gerçekten önemli bir şey söylememiştim. Ona iyi olduğumu haber verdim. Çünkü öyleyim, değil mi?" Başını salladı ve ben de devam ettim.

"ki onu korumak istiyorum. İyi olacağımı biliyorum. Onu seviyorum, o harika bir adam ve acı çekmesini istemiyorum" dedim yaşlar bir bir akıyordu.

"Biliyorum" dedi gözyaşlarımı elleriyle silerken.

"Sana yapma dediğim halde odadan çıktığın için çok sinirlendim. Hermione... İşimi yapmak için dışarı çıkıyorum ve burada tehlikede olabileceğin düşüncesini sevmiyorum. İyi olduğunu bilmem gerek. Konsantre olamıyorum ve iyi konsantre olmazsam..." Bitirmedi ama ne düşündüğünü biliyorum. Eğer konsantre olmazsa öldürülebilir ve ben bunu istemiyorum.

"Üzgünüm" tekrar özür diledim çünkü söyleyecek başka bir şeyim yoktu. Onu anlıyorum ve mektubu yazmanın aptalca olduğunu zaten itiraf ettim.

"Biliyorum ben de üzgünüm. Zindana gitmeni söylediğimde bir pislik gibi hissettim. Aslında daha kötü hissettim çünkü bunu daha önce de söyledim. Şey yaptığımızda" bana bakmıyordu.

"Evet evliliğimizi bitirdik" kızarmıştım.

"Evet... Seni kullandığımı düşünmeni istemedim" diyerek elimi eline aldı.

"Bunu hiç düşünmemiştim... Sanırım düşünmem gereken başka şeyler var"

"Evet biliyorum... şimdi... Düzgün beslendiğinden emin olmalıyız. Bugün sen yatakta uyuyorsun ben yerde yatıyorum."

"İstersen benimle yatabilirsin" dedim düşünmeden.

Gülümsedi ve bir elini dizime koyup diğer eliyle gözlerini ovuşturdu.

"İyi misin... Loly'den savaşın kötüye gittiğini duydum ve senin tehlikede olduğunu söyledi" Konuyu değiştirmiştim çünkü olanı biteni öğrenmek istiyordum.

"Evet tehlikedeydim... Biri avada yapmaya çalıştı. Duvara çarpmadan önce saklandım" dedi.

"Aman Tanrım... Gözlerinin nesi var?" İlk başta fark etmemiştim ama gözleri gerçekten kırmızıydı.

"Karanlık Lord yeni iksirler deniyordu ve şişelerden birindeki tüm iksiri sıçrattı. Bazıları gözlerime geldi."

"İyi misin"

"Sanırım öyleyim" dedi gülümseyerek.

"Bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Annemi çağırabilir misin... Sanırım kremi var ya da büyü falan yapabilir" dedi yatağa uzanıyordu.

"Tamam" dedim ve tek kelime etmeden odadan çıktım. Narcissa'nın nerede olduğunu bilmiyorum ve evi çok dolaşmak istemiyordum. Tanıdık bir oda görene kadar yürüdüm. Draco ve ben orada evlenmiştik. İçeri girdim. Tanrıya şükür Narcissa burada yalnızdı.

Burada olduğumu anlaması için öksürdüm.

"Ne istiyorsun ?" diye ciddi bir şekilde sordu.

"Draco'nun sana ihtiyacı var" Ona bakmıyordum. İtiraf etmeliyim ki ondan biraz korkuyordum. Bu kadın tam bir kaltak.

"Onun nesi var?" diye sordu masadan kalkıp bana doğru yürüdü. Gözlerinde endişe görüyordum.

"Gözlerine iksir çarptı"

Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin