BÖLÜM 9 PART I

122 10 4
                                    


***

"Voldemort emri verdi."

Beş dakikadır aklımda olan tek şey buydu. Draco bana bakıyor, bir tür patlama bekliyordu ama gerçekten ağzımı açıp bir şey söylemenin yolunu bulamıyordum.

"S.. sen onu öldürdün" diye fısıldadım dudaklarım titrerken.

Yüzünü çevirip duvara baktı. Yaptığından utanıyor muydu?

"Bunu neden yaptın" diye bağırdım.

"GERİ GETİRMEYECEĞİNİ BİLİYORDUNUZ. NEDEN BÖYLE BİR ŞEY YAPMAK ZORUNDAYDINIZ"

Öfkeden titriyorum. Bunun bebek için iyi olmadığını biliyorum ama elimde değil. Çok kızgınım. Draco'yu kendi ellerimle öldürmek istiyorum.

"Hermione" diye fısıldıyordu hala bana bakmadan.

"Üzgünüm ama Karanlık Lord'a hayır diyemezdim... beni ya da... seni öldürürdü" dedi çaresiz bir sesle.

"Ah lütfen Draco... seni öldürmezdi" dedim düşünmeden.

"Hermione hiçbir şey anlamıyorsun" dedi bana hüzünlü gözlerle bakarak.

Sakinleşmek için büyük bir nefes aldım. Hala kızgındım ama artık titremiyordum.

"Her şeyi açıkla, anlayabilirim."

Tereddüt ediyordu.

"Karanlık Lord bebeği doğurmanı istemedi ama ben istedim onu dinlemedim, buraya bir Doktor getirmemden hoşlanmadı ama senin ve bebeğin ona ihtiyacı olduğu için yaptım, seninle evleneceğimi söylediğimde çok kızdı ama umursamadım ve yine onu ​​dinlemedim ve bunun bazı sonuçları var Hermione. Söylediği herkesi öldürmeliyim yoksa öfkesini senden çıkarır. Doğuma girdiğinde seni bu evden çıkarmak istiyorsam her istediğini yapmalıyım. Tecavüz hariç...Ona bunu yapmayacağımı söylediğimde beni lanetledi. Geçen gün Doktor Anderson'ın bebeğin cinsiyetini söylemeye geldiği zamanı hatırla gömleğimde kan vardı."

Başımı salladım ve konuşmaya devam etti.

"Karanlık Lord o gün buraya getirdiği bir kıza tecavüz etmemi istedi. Ama bunu yapamadım, yapmaktan hoşlanmıyorum. Bu yüzden beni lanetledi."

"Aman... Tanrım"

Doktoru öldürdüğüne hala inanamıyorum ama ona karşı biraz merhamet hissettiğimi söylemeliyim. Bu gerçekten zor olmalı.

"Gitmem gerek... Yapacak işlerim var" dedi bana bakmadan. Tereddüt ediyordu ve sonra endişeli bir sesle "Hermione bana burada kalacağına, başını belaya sokmayacağına söz ver" dedi.

"Asla bela aramam" dedim yüksek sesle. Dışarıya çıkıyordum ama uzun bir süredir bunu da yapmıyorum ve bu odadan sadece Ginniy'i görmek için çıkıyordum. Evin Ölüm Yiyenlerle dolu olduğunu biliyorum ve gerçekten onların eğlence merkezi olmak istemiyordum.

"Bu Ginny'i görmeye gidemeyeceğim anlamına mı geliyor?" ona bakarak soruyorum.

"Hermione şimdilik oraya gitmesen daha iyi. Sana şu anda neler olduğunu anlatamam" dedi hem ciddi hem de endişeli.

"T-tamam" dedim ona bakmadan. Kesinlikle anlamıyorum ama zorlamak da istemiyorum, belli ki kafasında bir sürü şey vardı. Bazı şeyler yapacağını söyledi, bunların Ölüm Yiyenler ilgili olduğunu biliyorum ve onun için endişeleniyorum.

"Draco... kendine iyi bak, tamam mı" dedim ona bakarak, bana bakmıyordu. Doktoru öldürdüğü gerçeğinden dolayı hala biraz kızgındım ama Doktor Anderson'ı görmektense onu canlı görmeyi tercih ederim. Bu düşündüğüm beni irite etmişti. Sanırım bu evde yaşamak beni deli ediyordu. Yoksa kötü bir insana mı dönüşüyorum? Hayır, sanmıyorum. Voldemort'a dayanamıyorum ama bir Ölüm Yiyen'e aşık olduğumu biliyorum. Belki her iki taraftan da biraz var; iyi olan ve kötü olan. Bence herkeste ikisinden de biraz var. Böyle hissetmek istemiyorum. Kötü biriymişim gibi hissetmek istemiyorum. Ben kötü biri olamam! Dürüst olmak gerekirse, ilk defa bu kadar hastalıklı bir şey düşünüyorum.

Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin