Helloo. Çook uzun bir aradan sonra kısa bir bölümle karşınızdayım. Hepimizin bildiği gibi tüm dünyada özellikle Avrupa kıtasında oldukça yayılmış olan Covid19 virüsü sebebiyle hepimiz evlerimizdeyiz. Bunu değerlendirmek gerekir diye düşündüm. Evde kalın, sağlıkla kalın. Sevgiler..
***
Bakire misin? diye sordu yüzüme dokunurken. Şokla baktım ona.
"Hayır.. değilim fakat uzun zamandır biriyle birlikte olmadım. Neredeyse bakireyim."
Gergince gülümsedim. Güldü. İnanabiliyor musunuz? Güldü. İçime biraz daha girdi."Aman Tanrım, çok sıkısın. Kendimi tutabileceğimi sanmıyorum".
"Kendini tutmak?" diye sordum şaşkınca. Ne demeye çalışıyordu? Canımı yakmak istemediğini mi?
"Gelmemi durduramayabilirim. Hızlı gelmek istemiyorum. Çok sıkısın ve bu beni azdırıyor."
Şimdi anladım. Benim incinmemi umursamıyordu. Düşüncelerimi kovdum ve ne istediğime karar verdim. Onu içimde istiyordum.
"Tutma kendini"
Kafasını salladı ve biraz daha girdi. Zevkle inledim. Sanırım önceden de açtım. Yüksekteydim, biraz daha gireceğini söyledi. Acı ve zevkle inledim. Gerçekten büyüktü! Birkaç saniye bekledi. Kalçalarımı oynatarak ona hazır olduğumu söyledim. İçimde hareket etmeye başladı. Erkekliğini tamamen çıkarttı ve sertçe geri itti. Zevkle inliyordum. O da öyleydi. Çok iyiydi ama daha fazlasını istiyordum, bunu bilmesine izin verdim. Beni dinledi ve daha sert girmeye başladı. Canlı hissetmek istiyordum. Ne zaman öleceğimi bilmiyordum. Belki yarın kalktığımda Voldemort beni öldürecekti. Bu yüzden tadını çıkarmalıydım. Penisiyle daha çok temas edebilmek için kalçalarımı oynattım. Parmaklarını hissettim. Hızla ve sertçe içime girerken klitorisimi okşuyordu. Bu kadardı. Dayanamayacaktım. Bir başka orgazm için hazırdım. Titremeye başladım, yüksek sesle adını inliyordum. O da aynısını yapıyordu. Evet, admla inliyordu. Granger yada bulanık değil, Hermione diye inliyordu. Buna inanabiliyor musunuz? Sanırım gelmek üzereydi. Durdu ve kendi geri çekti. Birkaç saniye durdu ve nefes aldı. Sadece bir an sonra içime girdi ve sertçe hareket etmeye başladı. Duvarlarımdaki her noktaya vuruyordu. Gelmek istiyordum ama o da istemeden olmazdı. Üzerimde titrmeye başladı ve saniyeler sonra içimde sıcak birşey hissettim. Yüksek bir inlemeyle boşaldı. Ben de dayanamadım ve adını inleyerek onun için geldim. Tıpkı onun yaptığı gibi.
Yüz yüze uzanıyorduk. Bana inanılmaz olduğumu söylerken yüzüme dokunuyordu. Çok fena utanmıştım. Sanırım farklı bir Draco ile tanışıyordum, duyguları olan, cennetteymiş gibi hissettiren, iyi hisettiren biri. Gözleri bir şey söylemiyordu. Ama biliyordum, o kadar da kötü değildi. Planının bana tecavüz etmek olduğunu biliyordum. Kendi odamda yapabilirdi ama yapmamıştı. Beni rahat bir yere getirme nezaketini göstermişti. Endişeleniyordum? Eğer ben kendimi vermeseydim, yine de bana tecavüz eder miydi? Sanırım bunu yapardı. Belki de yapmak istemiyordu ama bu onun işiydi. Ölüm yiyenlerle olmayı seviyordu, buna saygı duydum. Herkesin bir seçeneği vardı. O da bunu yapmıştı. Tıpkı benim onunla seks yapmayı tercşh etmem gibi. Yarın bundan pişmanlık duyacağımı biliyordum ama şimdi ona yakın olmak istiyorum.
Draco ile birleşeli iki gün olmuştu. Pişman olacağımı düşünmüştüm fakat dürüst olmak gerekirse olmamıştım. Beni geri odama bıraktığından beri onu görmemiştim. Loly bana birkaç kitap bırakmıştı. Sonuç olarak çokta sıkılmıyordum. Milyoner Vampirle Nasıl Evlenilir? adında bir kitap okuyordum. Gerçekten iyiydi. Okurken boşlukta kaybolmuştum. Ses duyunca kafamı kaldırdım. Draco ayağını yere vuruyordu.
"Yardım edebilir miyim?"
Kaltak gibi görünmek istemiyordum ama ifadesinden hoşlanmamıştım."Karanlık Lord seninle konuşmak istiyor." Gözlerinde endişe vardı. Neden? Bilmiyordm.
"Tamam" diyerek kalktım. Kapıya yürüyerek onu bekledim. Benimle efendisine yürümesi gerektiğini biliyordum.
Odaya girdim. Toplantı odasıydı. Çünkü bildiğim kadarıyla birlikte konuştukları tek yerdi. Voldemort odanın köşesindeydi."Bayan Granger.. sizi yeniden görmek bir zevk." Sırıtıyordu. Neden her zaman sırıtıyordu?
Hiçbir şey söylemedim. Şuan aynısını hissedebilmek için ne söylemeliydim? Öyle olsaydı, şuan ölü olurdu.
Sırıtmasına devam ederken yanıma doğru hareketlendi."Hala yorgun olduğunu düşünşüyordum.. Draco ile olan birkaç gün önceki çalışmandan sonra."
Başta anlamadım, sonra acıttı. Draco onlara ne olduğunu söylemişti. Zaten yapacağı şeyi biliyorlardı. Bilmedikleri şey ise benim payımdı. Ama ne olursa olsun şaşırmıştım. Draco'ya baktım. Utanmış görünüyordu. Sanırım Voldemort beni ona bakarken görmüştü ki seslendi,
"Hayır.. Draco bize birşey söylemedi. Seks hayatı hakkında konuşmaktan hoşlanmaz. Ama biz seni duyduk. Çığlıklarını ve daha fazlasını isteyişlerini.. Sanırım Draco harika iş çıkarmış." Takipçileri ile gülmeye başladı. Ona baktım. Cciddiyetle Draco'ya bakıyordu.
"Senin de hoşlandığını düşünüyorum. Draco sana söyleneni yapmadın. Sana ona tecavüz etmeni söyledim, onu iyi hissettirmeni değil" dedi kızgınca.
Draco da sinirli görünüyordu."Ona tecavüz edecektim ama tıpkı bir fahişe gibi kendini verdi. Biraz eğlenmenin nesi yanlış?"
Voldemort gülümsedi. "Haklısın. Çok çalışıyorsun ve mükemmel iş yapıyorsun. Eğlenmeyi de hak ediyorsun ".
Utanıyordum, küçük düşürülmüştüm. Gözyaşlarımın oluştuğunu hissediyordum. Onun içinde iyi bir şey olduğunu düşündüm ama yine yanılmışım.
"Her neyse Draco'dan seni özel şeyler hakkında konuşmak için buraya getirmesini istemedim." dedi gülümseyerek.
"Seni buraya bir ay önce sorduğumu sormak için çağırdım. Sevgili arkadaşın Potter ile ilgili ne biliyorsun?"
Tereddüt ederek
"Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bir yıldan fazladır büyü dünyasında yokum. Bilgim yok" dedim." Yalan söyledin"
Yaklaşıyordu."Hayır. Burada başka bir seçeneğim yok zeten. Değil mi? Konuş yada öl. Yada gizlen yada öl. Sana gerçeği söylüyorum"
"Burada zamanımı kaybediyorum. Draco, onu odasına geri götür. Ama önce beni dinle Granger, sevgili arkadaşını bulduğumda onu buraya getirip önünde öldüreceğim ."
Draco bana yürüyor, elimi tuttu ve beni kabaca bodruma götürüyordu. Beni yere itti ve yanıma oturdu.
"Ona neden bildiklerini söylemeyi reddettiğini bilmiyorum? "dedi birkaç dakikalık sessizlikten sonra.
Derin bir nefes aldım."Malfoy gerçekten bir şey bilmiyorum. Ona söyledim. Uzun zamandır büyü dünyasında değilim. Harry mektuplarda bana bir şey söylemedi. "
Bana anlıyor gibi baktı ve bir inilti bıraktı.
"Onlara ne yaptığımız hakkında hiçbir şey söylememelerini söyledim. Sanırım ne dediğimi umursamadılar"
"Evet efendin seks hayatının özel olduğundan bahsetti."
"Evet" dedi bana bakmadan.
"Malfoy bana fahişe dedin.Biliyorsun dimi?
"Evet ve bu doğru" dedi sırıtarak.
Şaşırmıştım.
"Ne?""Granger... lütfen bana kendini verdin... sadece bu da değil, bu alanda çok fazla deneyime sahip olduğunu gördüm, gerçek bir fahişe gibi inliyor ve çığlık atıyorsun... Sanırım bunlar gizli yetenekler ".
"Malfoy fahişe değilim. Bunu biliyorsun."
"Bunu biliyorum? Bildiğim tek şey kıyafetlerimi çıkardığın ve kendini bana attığın " dedi kızgınca.
"Başka bir seçeneğim mi vardı? Her şekilde bana tecavüz edecektin. " dedim ayağa kalkarken.
Sinirle elini kaldırdı. Bana vuracaktı, ama sonra indirdi. Yüzüme yaklaştı.
"Başka bir seçeneğim yok Granger"
Arkasını döndü ve odayı terk etti.
***
Yorumlarınızı eksik etmeyin ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)
FanfictionBiri iyi, biri kötü, biri doğru, biri yanlış. Onca ölüm yiyen arasında kalmış bir Muggle doğumlu. Malfoy malikanesinde tutsak olmuş ünlü Hermione Granger. Biri malikaneye tutsak, diğeri karanlığa. Acılar, sürprizler, sevinçler, karanlık ve aydınlık...