Bölüm +18 içerir.
***
"Aman Tanrım Ginny!"
"DUR"
Ginny'e tecavüz eden Ölüm Yiyenlere bağırıyordum. Draco'nun elini bileğimde sıkıca tuttuğunu hissediyordum. Elinden çıkıp ona yardım etmek için koşmaya çalıştım.
"Hermione dur kendine zarar vereceksin" dediğini duydum.
Kendimi incitmek umurumda değildi; Sadece arkadaşıma yardım etmem gerekiyordu. Sonunda bir çıkış yolu bulana kadar hareket etmeye devam ettim, bacak arasına vurmuştum. Acı içinde çığlık attı ve üyesini tutarak yere düştü. Onun için daha sonra üzüleceğimi biliyordum ama şimdi olmazdı.
Ginny'e koştum ama ne yaptığımı bilmiyordum. Bir Ölüm Yiyenin yüzüne yumruk attım ama sonunda o da bana vurdu. Düşsem de hızla kalktım. Masada bir vazo gördüm. Aldım ve aynı Ölüm Yiyenin suratında parçaladım. Düştü. Sonunda! Diğer ikisinin de dikkatini çekmiştim. Sanırım beni öldüreceklerdi. Geri geri yürüdüm ve duvara yapıştım. Bana doğru yürüyordu. Yaptıklarım için kendimi aptal gibi hissetmeye başladım. Bununla tek başıma uğraşmamalıydım.
Birinin "ona dokunmaya cüret etme" dediğini duydum. O sesin sahibinin kim olduğunu biliyordum. Draco geri döndü. Ayakta duruyordu ama tamamen dik değildi, eli hala orasındaydı. Bana doğru yürüdü ve kollarımı sertçe tuttu.
"Benimle gel seni aptal"
"Draco.. lütfen.. Ginny"
Gözlerim yaşlı söyleniyordum. Bana bakmadı.
"Kadına dokunma. Onu hücreye götür" dedi. Beni ise odasına ya da odamıza götürüyordu.
Odanın içine girdik ve kolumu bıraktı. Yavaşça koltuğa yürüyüp oturdu. Gözlerinde acıyı görebiliyordum. Çok mu acıyordu canı, yoksa böyle bir şey yapacağımı hiç düşünmedi mi anlamıyorum. Dürüst olmak gerekirse, bunu yapacağımı hiç düşünmemiştim. Aklıma geldi ve yaptım.
"Hermione" dedi biraz yüksek sesle. Derin bir nefes aldı ve daha yavaş ve yumuşak bir şekilde
"Sana bağırmayacağım... Seni cezalandırmayacağım"
"Beni cezalandırmak mı? ... Lütfen" diye homurdandım, şimdi ağzımı kapalı tutmalıydım ama daha önce gördüğümden daha büyük bir ceza hayal edebiliyorum.
"Draco az önce en iyi arkadaşlarımdan birine tecavüz eden üç adam gördüm" dedim. Gözlerimin tekrar sulandığını hissediyordum.
"Dediğim gibi" ifademi görmezden geldi ve devam etti.
"Seni cezalandırmayacağım, çünkü gördüklerinin yeterli olduğunu anlıyorum. Bunu görmemeliydin". Bir şey söylemek için ağzımı açtım ama
"Hermione eğer senden burada kalmanı veya bir yerden çıkmanı istersem, bunu ikinci kez düşünmeden yap. Sana burada odada kalmanı söyledim ve sen yapmadın, Sana aşağıya buraya gelmeni söyledim ve sen bunu yapmadın. Bu şeyde sana güvenmem gerekiyor Hermione "
"Neden emirlerini dinlemek zorundayım?"
Sinirlenmiştim.
"Hermione"
Bir başka derin nefes aldı. Bana bağırmak istediğini ve belki bir şeyler fırlatıp manyak gibi davranmak istediğini söyleyebilirim ama yapmıyordu.
"Her emri dinlemen gerekmiyor ama sana kalmanı ya da çıkmanı söylediğimde bunu yapmak zorundasın. Her zaman bir sebebim var... Sebep ise her zaman seni korumak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life As It Is • Dramione (Türkçe çeviri)
FanfictionBiri iyi, biri kötü, biri doğru, biri yanlış. Onca ölüm yiyen arasında kalmış bir Muggle doğumlu. Malfoy malikanesinde tutsak olmuş ünlü Hermione Granger. Biri malikaneye tutsak, diğeri karanlığa. Acılar, sürprizler, sevinçler, karanlık ve aydınlık...