Okulumuzun Etrafındakiler

Sessizlik; susanlara...

   Müdürün odasına kamera kayıtlarına bakarken annem beni savunuyordu. O hep öyleydi her zaman yanımda olur ve ne olursa olsun arkamda dururdu.
 
  "Müdür bey size daha öncede demiştim. Bu çocuklar öyle bir şey yapacak insanlardan değil. Biliyorsunuz sizde okulumuzun adına açılan bir hesap var." Devrim'le yan yana ayakta bekliyorken onlarda kamera kayıtlarına bakıyorlardı. "Hocam o zaman Eliz niye odama girdi. Yasak olduğunu bildiği halde?" derin bir nefes alıp kendimi savunma konumuna geçtim. "Dün antrenmandan sonra okulda kaldık. Kapıyı üzerimize kilitlemişler ve bunun kimin suçu olduğu aşikar. Ayrıca sizin odanıza girmemin tek nedeni telefonun olup olmadığıydı." masada ki telefona baktım. "Dün karanlıkta görmedim ve zaten sonra hemen çıktım. İsterseniz kamera kayıtlarından kaç saniye durduğuma bakabilirsiniz." biraz yükselmiştim. Yanımda ki hain ise hiç bir şey demiyordu. Onun yüzünden okuldan atılırsak hiç şaşırmazdım! Koluna vurup bana bakmasını sağladım.  "Bak sana inanıyorum dedim ama susarak resmen bizi haksız çıkarıyorsun." diye fısıldadım. O sırada onlarda kamera kayıtlarına bakmayı bitirmişti. "Okulun etrafında ki kameralara bakın. Dışarıya bakanlara. Bizimle okulda kimse kalmadı. Akşam karanlıkta girmiş olmalılar." Devrim, açıklamasını bitirdiğinde içimden şükürler ettim. Daha dün gelmiş bugün başımı belaya sokmuştu. Eğer bu dönem böyle giderse ben bu işin sonunda kesinlikle kafayı sıyırmış olurdum. Kravatı açık olduğundan rahatsızlık yaşıyordu. Üzerinde ise dünden kalan siyah pantolon ve siyah kot ceketi vardı. İçinde beyaz gömleği ve hala rahatsızlık duyduğu kravatı. Ben ise dünden giydiğim kıyafetlerle geziniyordum.

  "Tamam çocuklar yanlış anlaşılma olmuş çıkabilirsiniz." müdür sonunda bizi kibarca kovduğunda hızla kapıyı açan ben oldum. Arkamdan gelen Devrim ile önümüzde ki kalabalığa baktık. Koridorun bir kenarında bizimkiler ve diğerleri vardı. Yağız, Sıla, Enes, Yıldız, Buse ve Kağan...

  "Ne olmuş kuzen çıkmış mı bu kızın yaptığı?" Yağız ona doğru ilerlerken tek kaşımı kaldırıp onu süzdüm. "Ne diyorsun lan sen?" Can benden önce atlayıp daha önce görmediğim sinirli ifadesiyle ona bakıyordu. "Yağız yeter." Devrim son noktayı koyduğunda ikimizde kendi takımlarımızın yanına gittik. Koridordan geçen herkes tedirginlikle bir bize bir onlara bakıyordu.

   "Kızım ne diyor bunlar? Devrim bunun kuzeni miymiş?" başımı hafifçe salladım. "Ve sende onunla bir gece geçirdin." Barış'ı düzeltmek için konuşmaya başladım. "Mahsur kaldım saçmalama!" ellerini havaya kaldırıp özür diledi. Kumru bana tedirginlikle bakarken bende ona bakıyordum. "Neler oldu  içeride?" derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. " Kamera kayıtlarından bakıldığında odayı dağıtacak kadar kalmadığım görülüyor zaten. Okulda dün bizden başka birileri de varmış. Mesajcı diye tahmin ediyorlar." Çağla ve Bora aynı anda bağırdı. "Ne!" sağ olsunlar hepsi bize dönüp acıyan bakışlar attılar. Müdürün odası açıldığında annem pardon Zeynep hoca çıktı. Elbette ona burada anne diyemezdim.

   "Hemen öğretmenler odasına Eliz ve Devrim." ses tonundan hiç bir şey anlayamıyordum. Hepimiz sus pus olduğunda hepsine bir bakış attım. Bu en uzun teneffüs olduğundan bir şeyler yapıyorduk. Belli ki bu sefer de fırça yiyecektik. "Bu sefer net bittik. Artık cenazemi kaldırırsınız."diye söylendiğimde Uğur konuşmaya başladı. "Yok daha neler. Zeynep hoca canavar değil insan yemiyor. Ama sizin yaptığınızda yani... Neyse birimiz seni bekler kapıda beraber yanımıza gelirsiniz." tamam deyip oradan ayrılırken Devrim de aynı anda çıktı. " Dikkat et de zehirlenmesin seni!" Sıla, Devrim'e bağırdığında yavaşça arkama döndüm. Bana yılan mı demişti o? "Gençler daha Eliz'i kimse tutamaz." diye söylenen Bora'ya baktım. Hepsi Sıla ' ya tiksinti ile bakıyorlardı. "Laflarınada dikkat et. Artık onunla uğraşmayı bırak." olduğum yerde kalakaldığımda Devrim'e baktım. Merdivenleri çıkarken söylediği sözden gurur duyuyormuşçasına gülümsüyordu. Sanırım onu ilk defa gülerken  görüyordum. Kendimi peri etkisinden kurtarıp merdivenleri çıkmaya başladım.