Gözlerimi açarken tüm kemiklerim ağrıyordu. Gecenin üçünde yanlışlıkla kalkmış olmamın yanı sıra telefonumdan bildirim sesi geldi. Sabah yendiğimiz maçtan sonra basketbol da yenilmiştik. Bunun nedenini müdür olarak görsem de sakatlanmalarda kaçınılmaz olmamıştı. Servisten inip direk eve gelmiş ve saatlerce ders çalışmıştım. Yoksa kesinlikle delirirdim. Mesajcı bana kendini göstermişti. O bana, kendinden korkmamı söylemişti. Bir bildirim daha geldiğinde telefonumu aldım ve karanlıkta açtım. Gözlerim kamaşırken sonunda görüntü netleşti. Altı ayrı kişiden ve sosyal medya hesaplarımdan bildirimler yağıyordu. Kalbim boğazımda atarken neler olduğunu anlamak için ilk önce sosyal medyaya girdim. Gözlerim fotoğrafta gezinirken kalbim atmayı bırakmıştı. Önümde Devrim ve benim fotoğrafım vardı. Birisinde elimden tutuyor diğerinde ise bana itirafta bulunurken ki sarılmamız vardı. Altında ise mide bulandıran o yazı yazıyordu.
'Kaybettiniz.'
O haklıydı. Kaybetmiştik. Kendimi nasıl bir boşlukta hissedeceğimi dahi bilmezken herkes bana farklı bir gözle bakmaya başlamıştı bile. Okul tarafından bunun yanlış karşılanmayacağını biliyordum. Tabi ki inanmazlarsa. Ama inanırlarsa ve onun Yağız'ın kuzeni olduğunu öğrenmişlerse adım haine çıkardı. Peki ya arkadaşlarım? Onlar bana daha nasıl güvenirdi? Yapmadığım bir şey yüzünden delirmek üzereydim. Aynı hesap bana özelden yazmıştı. Mesajına karşılık vermeden Kumru, Can, Bora, Çağla ve Uğur'un mesajlarına baktım. Sinirden ölmek üzereydim. Bana inanmıyorlardı! Nasıl olur da bunu onlardan saklayacağımı düşünürlerdi? Sinirden odamda volta atmaya başladım. Herkes delirmiş!
Yatağıma oturup telefonumu üzerine attım. Bir bildirim sesi daha geldiğinde merakıma yenik düşerek bildirime tıkladım. Barış beni arayacağını söyleyen bir mesaj atmıştı. Gecenin üçünde olmamıza rağmen son görülme saatimden dolayı uyanık olduğumu anlayabiliyorlardı. Telefon çalar çalmaz açtım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "İyi misin?" gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. "Hayır." yatağa yaslandım. "Sende inanmıyorsun." dedim fısıltıyla. "Eliz, bunlar doğru mu? Aranızda bir şey mi var?" oflayarak yatağa uzandım. "Sende diğerleri gibi beni yargılayacak mısın? Çünkü yeterince yargılandığımı düşünüyorum." dolabımı açıp bir şeyler bakmaya başlarken telefonu hoparlöre aldım. "Sahile gelir misin?" diye sorduğumda karşı taraftan rüzgar sesleri geliyordu. "Beş dakikaya oradayım." telefonu kapatıp üzerime tayt ve kareli gömlek giydim. Saçlarım dağınık bir şekilde dururken çantamı da alıp yavaşça koridoru geçtim. Ailem uyuyordu ve gecenin köründe dışarıya çıkmama izin vermezlerdi. Kapıdan hızlıca çıkıp olabildiğince yavaş kapattım.
Sahilde denizi izleyen Barış'ı gördüğümde koşmaya başladım. Saçlarım savrulurken yüzüme de sert rüzgar vuruyordu. Yanına ulaştığımda sarıldım. O kadar sıkı sarılmıştım ki afallamıştı. Sonunda onu bıraktığımda içime çektiğim koku hoşuma gitmişti. "İyi misin? Konuşalım mı?" başımı salladığımda bacaklarımızı kayalıklardan aşağı sallandırdık. Başımı omzuna koyarken bana karşı çıkmadı. Bir süre İstanbul'un manzarasını izledik. Daha sonra ise anlatmaya başladım. "O fotoğraflar her şeyi yanlış anlatıyor. Düşmanlarımızın yakını olduğu için sevmediğini biliyorum. Dün aile yemeğimize gelmişlerdi. Ve o fotoğrafları çekmişler. Bir de sabah ki kız yüzünden..." derin bir nefes aldığımda cebinden çıkardığı kulaklığın birini kulağıma taktı. "Sana güveniyorum Eliz. Ve şimdi kendini rahat bırak. Ne olacaksa oluyor zaten , geriye alamıyoruz." gülümseyip denizi izlemeye başladım. Kulaklarımı Nasıl Derler Bilirsin'in Sevilmemişim adlı parçası doldurdu.
Ne kadar şarkı varsa koyup bavula
Koşturdum hep durmadan orayaŞarkı devam ederken sadece dinliyordum. Devrim ne yapıyordu şuan? Nasıldı? İçimi pişmanlık ve utanç duygusu kaplarken bir an olsun soyutlanmak istedim. İçimden gelen sese karşı koyamıyordum. Onu seviyor muydum? Gerçekten onun yanında mutlu muydum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okulumuzun Etrafındakiler
Ficción GeneralBen bir sırdım. Ve bu sırrı çözmek için hayatıma giren herkesin sonu oldum. Hepsinde izler bıraktım. Bir kördüğüm gibi başlayan hayatımdan sonra ilk defa bu kadar özgür hissediyordum, kendimi. Ailem yok olmuş, sevdiklerim beni terk etmişti. Bir tek...