"7-1 " diye bağırdım sayı alırken. Devrim bana anlamaz bakışlarla bakarken bende dans etmekle meşguldüm. Koca okulda sadece iki kişiydik. Garip ama eğlenceli olacaktı. "Bir sayı attın Eliz." tek kaşımı kaldırıp gerçeklerle yüzleştim. Görülecek hesabımız basketbol oynamaktı. Belki de daha kötü bir şeydi de ben bilmiyordum. Ama buraya gelir gelmez üzerime beş kiloluk top atmıştı.
"Sanırım artık benden nefret etmiyorsun ha?" diye yaklaştı ve kolumdan tutup kaldırdı. Sahanın ortasında yatıyordum. Merdivenleri çıkmaya başlayınca kantine gitmek için sağa döndük. "Benimle uğraşmadığın sürece iyi anlaşabiliriz. Ayrıca sana bugün yaptıklarımı hak etmemiştin. Derse zorla girmenden bahsediyorum." çantalarımız aşağıda kalırken biz de devasa kantine girmiştik. Cam kenarında ki minderlere doğru yöneldi ve oturdu. "Yiyecek bir şeyler bulup geliyorum." diye kantinin içine girdim. Aslında buraya girmek yasaktı ve şuan bizi gören kameralar umurumda değildi. Bir sorun çıkarmadığımız sürece hiç kimsenin burada olduğumuzundan haberi olmazdı. Bir anda ona karşı olan tüm düşüncelerim yer değiştirmişti. Zaman geçirdikçe onu sevmeye başlamıştım. Saatler geçmesine rağmen bunu anlayamamıştım. Hava karamaya yüz tutmuştu.
Birer sandviç hazırlayıp yanına gitmek için kapıyı yittim. Yanına gelip yere koyduğum tepside duranlardan birisini alırken yanına kuruldum. Sabah kavga ettiğim biri ile şuan ki halimi bir hafta önce görsem sanırım kendimle dalga geçerdim. "Kafamın içi, cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde, düşüncelerim acıyor. Anlıyor musun?" Devrim, Oğuz Atay'ın sözlerini duymamı sağlarken hüzünle bana döndü. "Anlıyor musun?" daha bir kaç saattir tanıdığım bir insanı anlamam zordu. Çok zordu. Arkadaşlarımın hepsini anlayabilirdim, ailemi anlayabilirdim hatta sizi bile anlayabilirdim. Ama onu anlayamazdım. Hani zor insanlar dediklerimiz var ya işte o tam da oydu. O zordu. Bana onun zor olduğunu anlayabilecek kadar tanıdığımı sormayın. Çünkü bu ve o aynı şeyler değil. Ona cevap vermediğimi görünce dışarıya bakmaya başladı. Uzun ve boydan boya olan bu camlar arka bahçeye baktığından ağaçlarla kaplıydı. "Anlamaya çalışıyorum."
"Anlayamazsın." diye fısıldadı. Neler olduğunu sormak istesem de ailevi bir şey olabileceğini düşündüm. "Anlayabilirim!" diye yükselim. Olumsuz düşüncesini yeniden kurduktan sonra kaşlarımı çatıp ona cevap vermeye hazırlandım. "Anlatırsan anlarım seni."
"Gerçekten dinlemek istiyor musun?" tereddüte bile düşmeden kabul ettim. Bundan başka yapacak bir şey yoktu değil mi? Sakın bunun altında başka bir anlam aramayın sadece dinlemek istiyorum. "Annesinin aylar önce intihar ettiğini ünlü Holding müdürünün biricik oğluyum. Fevzi YAMAÇ. Babamın baskısı altında aylarım geçti. Ve bir hafta sonra evleniyor. Hayatında başka biri varmış..." sertçe dişlerini sıkıyordu. "Annemi aldatmış." gözlerim dolarken beni sarsan o cümleyi söyledi. "O adam günlerdir eve gelmiyor."
Saatler geçmiş sınıfımızda sıraları birleştirmiş oturuyorduk. Birbirimize komik anılarımı anlatıyorduk. Daha doğrusu ben anlatıyordum o ise dinliyordu. Son konuştuğumuzdan bu yana hep karanlık gibiydi. Bana hayatını anlattıktan sonra pişman olmuştu. Yaralarını göstermek istemiyordu. Çünkü en yakınları onu hep oralardan vurmuş ve asla kapanmayacak birer enfeksiyon haline getirmişti. "Artık konuşsan mı saatlerdir seni mutlu etmeye çalışıyorum Devrim? Hemde daha yeni tanıdığım biri için bu kadar uğraşıyorum." başını yasladığı duvardan doğrultup kahve gözlerini üzerime dikti. Onu daha iyi tarif edebilecek halini şuan görüyordum. Sadece merak ettiğim şey kaşında ki o dikkatli bakarsanız görebileceğiniz çizikti. "Kaşın nasıl bu hale geldi?" öğretmenlerin oturduğu sandalyeden kalkıp camın kenarına geçtim. "Kavga ederken oldu." tek kaşımı kaldırdım. "N-nasıl oldu bu bıçak mı vardı?" başını aşağı yukarı salladı. Öyle garip bakıyordu ki bu söylediği de beni titretmeye yetmişti. Kolumu sıvazladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okulumuzun Etrafındakiler
General FictionBen bir sırdım. Ve bu sırrı çözmek için hayatıma giren herkesin sonu oldum. Hepsinde izler bıraktım. Bir kördüğüm gibi başlayan hayatımdan sonra ilk defa bu kadar özgür hissediyordum, kendimi. Ailem yok olmuş, sevdiklerim beni terk etmişti. Bir tek...