24 Bölüm; Yeni Sevgilim

1.4K 87 22
                                    

Yine çok gecikti farkındayım. Okul başladı, dersler, ödevler falan filan derken bi türlü yazamadım. Aslında sadece okul ile de ilgili değildi. Bilmiyorum neden ama ne yazacağımı bilmiyordum resmen.

Bu bölüm biraz kısa ve berbat oldu, ama bu seferlik beni affedin. Diğer bölüm daha güzel olacak söz.

**

Mutfakta ki şu boş buzdolabına bir küfür daha savurmuştum. Selin gittiğinden beri doğru düzgün yemek yemiyordum. Bu bir gerçekti. Ama en azından alışverişi alışkanlık haline getirmeliydim.

"Tuan, sen yiyecek misin?" diye içeriye doğru seslendiğimde şu muhteşem gollerinden birini daha atıp, kendi kendine sloganlarını attıktan sonra cevabımı verdi.

"Acayip açım dostum. Çabuk hazırlasan iyi olur. "

"Sende şu kıymetli kıçını kaldırsan çok iyi olur."

Uşağı vardı sanki burda. Ocağın başına geçip öğrenci yemeğimizi hazırlamaya başlamıştım. Tabi ki makarna. Her üniversite öğrencisinde bir makarna göbeği vardır. İster istemez yiyoruz.

"Mesajın geldi koç. "

Önemsemeyerek makarnaya devam ediyordum ki geç düşen jetonum devreye girdiğinde elimde ki kaşığı da olduğu gibi tezgaha fırlatıp, hızla salona koştum. Koltuğun üzerinden atlayıp sehbada ki telefonuma uzandığımda, Tuan gözlerini korkulacak derece de irice açmıştı.

"Senin gibi bir ev arkadaşı ile sınanıyorum. Allah benim belamı vermiş zaten."

Onu umursamayarak mesajımı açtığımda, tahmin ettiğim kişiden gelen mesajı okudum.

"Lara kafe'de buluşacaklar. Selin şimdi çıktı yurttan."

Telefonu cebime attıktan sonra diğer koltukta ki ceketime uzandım.

"Ben gidiyorum. Ufak bir işim var. Makarnaya bakmayı unutma!"

Birşey söylemesine fırsat vermeden koşar adımlarla, ardımdan kapıyı kapatıp toz olmuştum. Arka bahçeye dolanıp arabama atladım. Fazla vaktim olduğunu sanmıyordum. Muhtemelen Seçkin çoktan gitmiştir. Selin'lerin yurduna da uzak değildi nasıl olsa.

Gözlerimi camdan yukarı kaldırıp, Selin'in eski odasının penceresine diktim. Baş belası... Gazı kökledikten sonra büyük kapıyı kullanarak kendimi anayola atmıştım. Hiç kullanmadığım kadar hızlı kullanıyordum neredeyse. Neden oraya gittiğimi bilmiyordum. Neden Selin'den haberler almak için Serenay ile anlattığımı da. İçimden öyle yapmak geliyordu sadece ve bende yapıyordum.

Serenay'ı unuttuğumu fark ederek bir elimi direksiyondan ayırıp, cebimde ki telefonu yeniden elime aldım ve tuş takımında parmaklarımı gezdirdim. Bunu ilk teklif ettiğimde kabul etmeyeceğini düşünmüştüm ama Kerem onun için oldukça kaçırılması zor bir teklifti.

"Bu akşam Kerem'lerin evinde parti var. Girişte benim adımı vererek girebilirsin. İkinci iyiliğim olsun istedim. İyi eğlenceler."

Kerem ile yakınlaşmaları için iyi bir fırsat sayılırdı bu. Hem de çok iyi bir fırsat. Hande ile olurları yoktu. Zaten istekleri doğrultusunda da çıkmıyorlardı. Kerem için yaptığım da söylenebilirdi bir nebze.

Lara' nın önüne geldiğimde, otogarına son sürat girerek arabamı ilk bulduğum yere park ettim. İnip hızlı adımlarla girişe doğru ilerlerken az ötede ki Seçkin'in arabası gözüme takıldı. Yan bir gülümseme fırlatarak kapıyı ittirdim. Anında yüzüme değen sıcak esintisi ile muhteşem kahve kokusunu içime çektiğimde, bu sefer gözlerimi masalarda gezdiriyordum. Oldukça kalabalıktı, beklediğim gibi.

Saçma sapan bir aşk .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin