Elimde duran kağıda göz gezdirirken Serenay mutlulukla bana bakıyordu. Berk kahkahalarını susturmakla meşguldu..Furkan ise beklemekten sıkılmış gibiydi.
Selin Şekerci... Furkan Andıç...
Derin bir nefes aldıktan sonra Furkanın imzasının yanındaki ismimin altına atmıştım imzamı. Anlık gelmişti bu. Hızlıca...Ne yaptığımın farkında değilmişim gibi.
Furkan rahat bir nefes aldıktan sonra oradaki adama iletti kağıdı.
Serenay bana sarılırken içimden onu da kendimi de şuracıkta tekmelemek geliyordu. Ah be Serenay nerden buldun bu mazoşisti.!
Binadan ayrılıp bir kafeye doğru yürümeye başlamıştık . Sabahtan beri tek lokma yemedim ki. Savaşa hazırlanır gibi erkenden kaldırdı beni hödük.! Hemde kapımı kırarcasına vurarak. Ne güzel bir uyandırma metodu değil mi.!
O diğer ufak tefek işleri halledip geleceğini söylemişti. Gelme lan.! Yoksa seni öldürebilirim. Kocasını öldürdü diye gazetelere çıkarım artık.
Ne dedim ben.
Kocası mı.! Ay hayır yaa. Cidden bu çocuk benim kocam mı oluyor şimdi. Tamam sahte bir evlilik belki ama resmiyette biz gerçekten evliyiz.
Bu saçma düşüncelere bir son verip başımdaki garsona istediklerimi söyleyerek önümde döndüm.
- Ee Furkanla hayat nasıl gidiyor.?
Berkin sorusu üzerine ağlamak istedim resmen. Çocuklara özel bir inilti çıkarıp başımı ellerimin arasına aldım.
-Onunla sadece bir gece aynı evde kaldım. Delirmek üzereyim.! 4 yıl nasıl dayanacağım ben bu manyağa.!
İkiside kahkaha atarken benim ne halde olduğumu çözebilmiş değillerdi tabi.
Yemeklerimizi yedikten sonra Furkanı beklemeye başlamıştık ki o sırada gelip karşı sandalyeye oturdu. Elindeki birkaç şeyi masaya koyduktan sonra benim önüme doğru iteledi.
Kaşlarımı havaya kaldırıp 'bu ne' çağrısı yaptığımda gözleriyle işaret etti. 'Kendin baksana kızım bana sorcağına' anlamı taşıyordu.
Elime en üstteki şeyi alıp baktım. Evlilik cüzdanı mı.! Ölüm kağıdı lan bu.!
Berk elimden kapıp incelediğinde kıkırdamaya devam ediyordu.
Alttakini kaptığımda yüzümdeki gülümseme iyice solmuş dudaklarım 'o' şeklini almak üzere yola koyulmuştu.
Kimliğimdi ama soyadı kısmında kısaca 'Şekerci' yerine başka bir şey yazıyordu. Andıç mı.?
Selin Andıç.!
_______________________________________________________________
'' Belki ben hiç batmayan bir geminin denize değen kısmıydım.....
Belki de hiç solmayan bir gülün susuz kalmış ufacık bir dalı.
Hayallerimde yeşeren bir aşkın aşkı tatmamış bir dudağı.
Sen hiç benim olmadan sevmeyi öğrenendim ben. ''
Ani gelen sesle kitabımdan kafamı kaldırdığımda ilk gördüğüm şey sehpaya uzanan bacaklardı ve sonra da eldeki büyük cips kutusu ve diğerindeki kumanda. Televizyonu zaplayıp duran ve bundan ne anladığını çözemeyen bir kişilik olarak istemsizce ayracımı alıp okuduğum sayfaya sıkıştırdım.
Kitabımı hemen yanımdaki küçük komidin şeklindeki masaya koyduktan sonra anne babasının öngördüğü ismiyle Furkana döndüm.
- Kitap okuduğumu görmüyor musun.?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saçma sapan bir aşk .
Ficção AdolescenteMecbur kaldığı için sahte evlilik yapan bir çift. Nefret aşka dönüşebilir mi ?