16 Bölüm ; Onun burada ne işi var?

1.9K 90 16
                                    

Tamam, yine geciktirdim.. farkındayım.
Ve çok özür dilerim sizden..

.**

İlk kısım Furkanin anlatımındandir. Biraz da Furkan Andıç dinleyin istedim.

Multimedia; Yağmur Hande ve Kerem.

- Tuan çık artık şuradan.!!

Birkez daha banyonun kapısını kirarcasina tekmeyi sallamıştim. Artık dayak istiyordu anlaşılan. Ve hiç bıkmadan söylediği cümleyi duydum.

- Tamam yaa.

- En son 'tamam yaa.' deyişinin üstünden 10 dakika geçti.

Ben böyle cırlarken aşağı kattaki gülüşme sesleri daha da kuvvetleniyordu.

- Tuaaaaan. Altına yapacak yakışıklı çete liderimiz. Çabuk bitir şu işiniii. -diyerek bebek taklidini gerçekleştiren şapşala o görmesede bir göz deviriş geçirdim.

- Kerem kapa çeneni.!

Ve sonunda kapı aralandı. Açtığı banyo kapısından kedi yavrusu bakışlar atarken sinirden onu şuracıkta gebertebilirdim ama yarım saattir yüzümü yıkamak için cabaladigimi fark ettiğimde onu umursamayarak içeri girdim.

Yüzüme suları serperken bir yandanda söyleniyordum. Hayır anlamadığım saatlerdir ne yapıyorsun ki içeride. !

Havluya uzanıp sonunda yıkayabildigim yüzümü kurularken odama geçtim.
İkinci banyoyu kullanmayı da bilirdik ama bu bahsettiğimiz yer Selin Hanımın odasında olduğu için izin veremezdim.

Dolabımi açtığımda ilk bulduğum tişörtu kaptıgım gibi giyivermistim.

Renk uyumun berbat olmuş, göz zevkimi bozdun , ya seni bu tiple hangi mal beğeniyor tarzı tavırlar sergileyecek bir sakar olmadığı için rahatlıkla giyinebiliyordum.

Merdivenleri hızla inerken bir yandan da şu evin halini düşünmeden edemedim. Sağolsun arkadaşlarla öyle bir dağıttık ki Selin gördüğü an beni ıslak odunla kovalasa şaşırmayacaktim.

- Kerem ayaklarını sehpadan indir, Hande insan gibi davran bizde varız burda sevgilinin kucağından in. Tuan televizyonumu rahat bırak. Yağmur vazoyu kiracaksın şimdi. ! - diyerek emir yağdırmaya başladığım sıralar toplu olarak ters bakışlar almıştım.

- Ne.? - dedim kaşlarimi havaya kaldırırken. Hiç mi kızgın bir ev sahibi görmediler ki.

Hande dediğimi yaparak Kerem'in kucağından kalkıp normal bir şekilde koltuğa oturduğunda Kerem'de herkes gibi bana baktı. Tüm bu sessizlik sinirimi bozmuştu zaten.

- Anneee sen misin.? Lütfen Furkan' ın içinden çık.Bu hiç hoş degil.. Gerçekten. !

Kıkırdamalarin başlayışiyla şu dalga geçişini dinlemeyerek Tuan' ın yanına atladım.

- Hiç çekilir dert değilsiniz. İnsan taklidi yapmayı bırakın. Cidden beceremiyorsunuz.

Bu Seçkin'in lafıydı. Diğerlerininde bunu düşündüğüne adım gibi emindim. Birbirimize bakarken , Hande sehpaya uzandı.

- Pekala heppimiz beyaz çapkın suratı özledik değil mi.? Ben arıyorum.

Telefonunu iki üç saniye kurcaladiktan sonra hoparlöru açarak aldığı yere yani sehpanin üzerine koydu.

Bir iki çalıştan sonra açılması beklenen birşeydi zaten. Herkes gibi normal bir şekilde 'alo' veya 'efendim' demek yerine başka birşey tercih etti. Her zaman ki gibi....

Saçma sapan bir aşk .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin