Yine geciktirdim farkındayım, Özür dilerim. Özür olarak ta uzunca bir bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz. Geciktirmem biraz okul yüzünden oldu.. sınav, okumak, dersler derken bi türlü yazamadım. Ve ben artık hikayenin sonunu falan planladım, ve finale 10-15 bölüm kalmış da diyebilirim. Oyüzden de artık bölümleri biraz daha geç yayınlamaya bakıyorum. Yoksa bekledigimden daha hızlı final olur. Yazın da yeni bir kitap ile karşınıza çıkmayı planlıyorum. Oyuncular farklı olacak ama... İnşallah onu da beğenirsiniz. (:
**
"Sen deli misin?" diye haykırırken gözyaşlarımı bir kere daha sildim. Bağrışlarıyla birlikte ben de hıçkırıklarımı susturup yutkunarak cenemi kapamıştım."Bu mükemmel bir haber! Ah be Selin, bu kadar mı safsın! Bak bu partiye gidiyoruz! Ve siz Seçkin ile ilişkinizi ilan ediyorsunuz. Furkan kıskançlıktan deliye dönüyor veee mutlu son!" diye çığrındı tekrardan.
Kulağa çok mantıklı bir fikirmiş gibi geliyordu ama yine de emin değildim. Zaten Seçkin ile kendi isteğimle çıktığım söz konusu değildi. Furkan bunu duyunca kıskanacak mı bundan bile emin değildim. Kendini beğenmişin tekiydi. Ah pardon! Süzme kendini beğenmiş.
"Bilemiyorum. Belki de gitmemeliyiz. Hem ders çalışmalıyım.
Serenay'a asla söylenmemesi gerek sözlerdi ki hızla açılan gözleri ve üzerime doğru attığı adımları buna işaretti. Az önce şu saçma teklifi kabul ettiğim için ağlarken de böyle yapıyordu ve şu an ciddi anlamda tırsıyordum.
"O partiye gidilecek! Kalk ve kiyafetini seç. Hemen!"
Büyük bir kırgınlıkla ofladım. Kesinlikle gitmek istemiyordum ve şu manasız ısrarı da delirmeme yol açıyordu.
"Gitmeyeceğim." dedim inatçılık ederek. Komidindeki kitabıma uzanıp rastgele bir sayfa açtım. Amacım kitap falan okumak değildi. Muhtemelen bu akşamı yurtta geçirebilirsem de ders çalışacağımı sanmıyordum. Onlar sadece bahaneden ibaretti.
"Selin" dedi yumuşayan sesi ile. Gözlerimi kitabımdan ayırmadan ağzımı manasızca kıpırdatmaya başladım. Sözde kitap okuyorum ya hani.
"Bak benim bu partide olmam lazım. Biliyorsun. Kerem'e aşığım ve bu parti ona yaklaşabilmem için asla kaçırılmayacak bir fırsat. Hande ile ayrıldıklarını duydum. Demiştim ya sana, saçma bir ilişkiydi onların ki. İkiside birbirini sevmiyordu. Sadece grup arkadaşları onlar ve ben.."
Gözlerinden yaşlar akan kişi bu sefer Serenay olduğunda kitabımı kapayıp yeniden komidine bıraktım. Parmaklarımla onun gözlerini sildikten sonra derinden bir of çektim.
"Sanırım ablamla aldığımız elbiseyi giyeceğim." dedim bunalmış bir tonda. Gözyaşlarını elinin tersiyle bu kez kendi itti ve kocaman sarıldı bana. Boğulma tehlikesi geçirmiştim resmen.
"Geç kalmak istemezsin, değil mi Juliet?" diyerek ufaktan bir dalga havası getirmeye çalışıyordum. Ellerini çırptı, küçük bir çocuk misali ve daha sonra iki yanağıma da kocaman öpücüklerini bırakıp yataktan fırladığı gibi dolaba koşturdu. Ben yerimde oturmuş onu izlerken neredeyse tüm askıları indirip kendi yatağına koydu.
"Bu olmaz. Bu çok rüküş. Bu da çok kapalı. Renkleri dehşet. Bunu giyersem de çok çocuksu kalırım. Şunu mu giysem? Yok ama seninkine benziyor. Beyaz giyeyim diyeceğim ama düğüne gidiyormuşum gibi olur. Siyah da çok mu alakasız kaçar? Cenazeye gidermişim gibi. Dur bakayım... İşte bu! Şeker pembe benim rengim. Hem tenimi de ortaya çıkarır. Ama fazla çocuksu mu ki buda?" diyerek bana döndüğünde kafamı iki yana salladım hızlıca, yeniden gülümseyip onu ayrı bir yere attığında ayakkabılarını seçmeye koyulmuştu. Bunu kaldıramayacağımı anlayarak kendimi odadan dışarı attım.
![](https://img.wattpad.com/cover/30211640-288-k717458.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saçma sapan bir aşk .
Teen FictionMecbur kaldığı için sahte evlilik yapan bir çift. Nefret aşka dönüşebilir mi ?