Bölüm 5.; Değersiz.

1.9K 98 14
                                    

Büyük bi baskı altında kaldıktan sonra 5 Bölümü bugün paylaşayım dedim.

Multimedia Tuan.

Elimdeki bir iki kitabı çantama attıktan sonra odamdan çıkmak üzere kapıyı açtığımda karşı odanında kapısının aralanmasıyla aptalca bir gülümseyiş sardı yüzümü mal mıyım neyim.!

Kapımı kapayıp merdivenlere yöneldiğimde yanımda ki yürüyen hödüğe bir yan bakış attım.

-Sana da günaydın.

Alaycı bir ifadeyle  söylediğim bu cümleme kıkırdayarak mi karşılık vermişti.? Aptal.!

Biraz daha hızlanıp benden önce dışarı çıktığında koca bir ya sabır çektim içimden. Kahvaltı falan da etmiyoruz anlaşılan. Uğraşacak değilim ya.!

Peşinden gidip evin kapısını da kapadığımda hızla önümde duran beyaz arabayla ufak bir çığlık koparıp bir adım gerilemiştim.

Camı açıp bana bıkmışçasına baktığında onu sinirlendirmekten tırsarak arabaya bindim.

Arka bahçede olmalıydı bu şalağın muhteşem arabasının garajı.

Evin kocaman bahçesinden çıkıp yola ulaştığımızda hızlı gitmesinden şikayetçi sayılmazdım ama rüzgarın saçlarımı dağıtması iyi olmuyordu.

Bir elimle perçemlerimi arkaya ittiğimde ona döndüm. Yüzü yine ifadesizlikle ukalalık arasında bir haldeydi.

-Aslında ......- diyerek söze girdiğimde lafımı kesti.

- Sana birşey söylemem gerek.

Şaşkın bir edayla birlikte başımla onayladım onu.

Dudaklarını büküp yoldan gözlerini ayırdı.

- Bir arkadaşım var. Kardeş desek daha doğru olur. Bir iki aylığına bende kalacak. Zaten bizim fakülteden. Sorun olmaz değil mi? - diye sorduğunda gülümsemiştim.

Fikrimi sorması hoşuma gitmişti ki bu sevincim kursağımda kaldı.

- Sorun olsa da olmasa da bizimle kalıyor. Kardeşimi sokakta bırakacak degilim ama formaliteden soruyorum işte.

Gözlerimi devirdim. Koca bir devirişti bu. Nefesimi dışarı verdikten sonra radyoyu açtım.  İlk çıkan şarkının tanıdık melodisi sinirimi birazcık da olsa almıştı sanki.

-Kime diyorum ben.!

Öfkeli sesine karşılık müziğin sesini biraz daha yükselttim.

Hızla arabayı durdurduğunda ne yalan söyliyim korkmuştum .

- Manyak mısın nesin ya.! - diye çığrındım.

- Bir soru sordum.!

Sesinin titremesi iyiye işaret değildi.

Benimki titrerse anlayın ki ağlamak üzereyim ama o şu an da öfkeden kuduruyor ve demek oluyor ki beni boğmak için can atıyor.

- Kim bu cocuk.? - dedim olayı daha fazla kızıştırmamak için.

Zafer gülümseyişiyle elini direksiyona götürdü ve yine gazı kökledi.

Yavaş kullansana hayvan.!

- Tuan.

Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.

Koca Fakültede kim bilir kaç tane Tuan vardır.  Nereden bilebilirim.

Ah bak yine gözler devriliyor.!

- Sen yaşadığına emin misin.? Beni tanımıyorsun.. Tuan Öztürk ' ü tanımıyorsun. Aynı bölümden olduğumuzun farkında mısın?

Saçma sapan bir aşk .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin