Yıkılan Kule*

110 9 15
                                    

Her insan, herkese karşı her şeyden sorumludur.

                      Dostoyevski


Şebnem Hanım'ın eve gelişinin altıncı gününde de Harun eve geç gelmişti.Babasından ve nefret ettiği yeni karısından olabildiğince kaçmaya çalışıyordu.Çünkü Şebnem Hanım'ın evin içinde özgüvenle dolaştığını ne zaman görse midesine bir yumruk yemiş gibi hissediyordu.

Onu kolundan tutup yaka paça dışarı atmamak için kendiyle büyük savaş veriyordu.Ve her küçük zaferinde derin bir 'Oh' çekiyordu.Çünkü aklından geçenleri yapmaya kalkarsa kovulan kendisi olacaktı, biliyordu.Ve annesinin evini  o kadına bırakıp gitmek istemiyordu.Ne kadar zorlansa da burada kalıp mücadele etmeye devam etmeliydi.Bunu annesine borçluydu.

O akşam kendisine kapıyı açan Hacer, çekingen bir şekilde konuştu, 

_Murat bey eve gelir gelmez yanıma uğrasın dedi.

Harun tok bir sesle,

_Nerede? diye sordu sadece.

_Salondalar.

Harun sinirle ceketini portmantoya asıp lanet okuya okuya salona yürüdü.Kapının ucundan içeri göz atınca babasının ve müstakbel eşinin şahane bir sofrada yemek yediğini gördü.Düğün travmasını atlatmışlardı ve hiçbir şey olmamış gibi şakalaşıp gülüyorlardı.Harun gördüğü manzaraya inanamadı.Babası az önce bir espri yapıp kahkaha bile atmıştı.Babasına değil de yıllardır sakladığı kayıp ikizine bakıyor gibiydi.Ama şaşkınlığının yerini kısa sürede mide bulantısı aldı ve üzerinde durduğu pahalı İran halısına kusmamak için kendini zorladı.

Murat Bey'in aydınlık yüzü oğlunu görünce de solmadı.Enerjik bir sesle,

_Ooo Harun Bey, nerelerdeydiniz?Yüzünüze hasret kaldık, dedi.

Harun yavaş adımlarla salona girip ikilinin tam karşısında durdu.Soruyu 'Seni ilgilendirmez' şeklinde cevaplama dürtüsünü bastırdı ve,

_Ne söyleyecektin baba? diye sordu.

_Bir şey söylemeyecektim, özledim seni.Kaç gündür ortalıklarda gözükmüyorsun.Gel otur da sohbet edelim biraz, deyip yanındaki boş sandalyeyi işaret etti Murat Bey.

_Evet Harun, her akşam üçüncü bir servis açtırıyorum ama hep boş kalıyor tabak, dedi Şebnem.Sürekli dışarıda yemek sağlığın için iyi değil.

Harun içinden 'Demek Hacer ablaya da emir vermeye başlamış, harika' diye geçirirken dışarıya karşı sessiz kaldı.

_Şebnem haklı, dedi Murat Bey.Sen sporcusun, beslenmene dikkat etmen lazım.Bu akşam kuzu pirzola var, en sevdiğin.Şebnem sırf senin favorin diye yaptırdı.Gel otur.

Harun çarpılmış bir ifadeyle bakıyordu ikisine de,

_Siz benimle taşak mı geçiyorsunuz? diye sordu en sonunda kendini tutamayarak.

Murat Bey'in yumuşak ifadesi bir anda sertleşti,

_Ağzını topla! diye bağırdı salonun orta yerinde yankılanan sesiyle.

Şebnem Hanım onu sakinleştirme maksadıyla koluna dokundu ve yumuşak bir tonla,

_Çocuğa kızma hayatım, dedi.Onun yaşında ben de çok küfrederdim unuttun mu?

_Sen karışma, dedi Harun öfkeyle Şebnem Hanım'a.

_Ona saygılı davran, diye uyardı Murat Bey oğlunu yüksek perdeden.

SAHAFLAR SEMTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin