Savaş Başlıyor

405 36 216
                                    

Melis eve döndüğünde annesini mutfakta yemek hazırlarken yakalamıştı.Arkadan sinsice yaklaşıp sıkıca sarıldı.Annesi bir an paniklese de,ona sarılanın kızı olduğunu anlayınca gülümsemişti.Melis onun yanağına bir öpücük kondurup,

_Kolay gelsin dünyanın en güzel annesi, dedi.

Yemeği hazırlarken ve sofrayı kurarken ona yardım etti.Daha sonra birlikte yemek yediler ve gün içinde yaşadıkları hakkında sohbet ettiler.Melis halısaha maçından bahsetti ve Kerem'den.

Annesi, Melis'in Tolga ile ayrıldığını duyduğunda çok üzülmüştü.Çünkü Melis'in tıpkı geçen yıl Kenan'dan ayrıldığında yaşadığı gibi büyük bir üzüntünün içine hapsolmasından korkmuştu.Ancak bu kez Melis çok üzgün görünmüyordu.Tolga'dan bahsederken, kızının gözlerinde keder değil kızgınlık vardı.Neden ayrıldıklarını anlatmak istememişti Melis.'Artık anlaşamaz olmuştuk' demekle yetinmişti; ama Melis'in ses tonundan bile Tolga'nın büyük bir hata yaptığı belli oluyordu.

Yine de ondan bu kadar çabuk vazgeçmiş görünmesi biraz olağandışıydı.Hele ki aralarındaki yıllardır süren güçlü bağ düşünülünce.Belki de ayrılığı bu kolay kabullenişin şu Kerem denen çocukla da bir bağı olabilirdi.Kim bilir?

Melis yemekten sonra odasına çekildi.Kitaplığından bir roman çekip aldı, okumaya gayret etti ama faydası olmuyordu.Aklını bir türlü hikayeye veremiyordu.Kafasında dolaşan tonlarca farklı düşünce onu rahat bırakmıyordu.Dizüstü bilgisayarını açtı.İntenette haberlere bakacaktı ama henüz bilgisayar yeni açıldığında, gözü 'Fotoğraflar' klasörüne takılmıştı.

Ve çok geçmeden eski fotoğrafların dijital kopyaları önünde belirdi.Fotoğraflardan birinde Tekin, Dilay ve kendisi vardı.Geçen senenin başında okul bahçesinde çekilmiş bu fotoğrafta, Melis ortada Dilay ile Tekin'in arasındaydı.Dilay'ın o fotoğraftan yansıyan kahkahasını şimdi bile kulaklarında duyabiliyordu.Kendisi gülümsemekle yetinirken, sağ tarafında bir elini Melis'in omzuna atmış Tekin vardı. Diğer elindeki yarısı boş kola şişesini havaya kaldırmış ve havalı olmaya çalışır bir şekilde alaycı bir gülümsemeyle kameraya bakmıştı.

Tolga fotoğrafı çektikten sonra yanlarına gelip onu arkadaşlarına telefonundan göstermiş ve,

'Herhalde daha saykosu çekilemezdi' deyip alay etmişti.

Bu anı Melis'in damağında acı bir tat bırakmıştı.Tolga'yı tamamen kaybetmişti.Dilay'ın aşırı duygusallığı bazen onu da kaybedebilir miyim korkusuna kapılmasına sebep oluyordu.İçlerinden bir tek Tekin'den şüphelenmezdi.Bir tek ona sonsuz güveni vardı.Ama son zamanlarda bu güven sarsılmaya başlamıştı.Tekin tuhaf bir şekilde yeniden Beren'e çekilmeye başlamış gibiydi.

Melis, Müşerref Hoca'nın bu çekilmeyi sonsuza kadar durduracağından emindi.Oğluyla konuşup onu uyardığından şüphesi yoktu.Ancak görünen o ki, bu konuşmanın da pek faydası olmamıştı.

Tekin ne yapmaya çalışıyordu hiç bilmiyordu.O zeki bir çocuktu.Gerçekten yeniden biraraya gelebileceklerinin sanrısını görüyor olamazdı.Yoksa olabilir miydi?Onu korumasının, fotoğraf gerçeğini hala Melis'e söylememesinin sebebi, sevgiden kaynaklı basit bir merhamet duygusundan fazlasıydı belki de.Belki de çaresiz bir çabayla Beren'i etkilemeye çalışıyordu.

Beren'in Tekin'e olan duygularının tamamen bittiğini bilmese bu durumu takdir bile edebilirdi.Ama buradan bakılınca komik ve biraz da çaresiz çocukça bir çabadan fazlası gibi görünmüyordu.

Tekin'in bir an önce gözlerini açması ve gerçekleri görmesi gerekiyordu.Ve o gerçekler de Beren'in sırf Melis'in canını yakmak için onu kullanıyor olmasından başka bir şey değildi.

SAHAFLAR SEMTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin