Güller ve Dikenler

538 36 164
                                    

Hepimiz canımızı yakan gerçeklerden köşe bucak kaçma eğiliminde oluruz.Bazen gerçek manasıyla kaçarız arkamıza bakmadan, acıları geride bırakmak için.Bazen ise, düşüncelerimizi kaçırırız karanlıklardan.Başka tarafa bakarız, kulaklarımızı tıkarız, müziğin sesini daha çok açarız.Bir an için o kaldıramadığımız acı gerçekleri yok sayarız.Uykuya sığınırız bazen, yastığımıza gömülüp fırtınanın geçmesini bekleriz.Ama asla geçmez.O keskin fırtına biz orada değilken bir kasırgaya dönüşmüş bizi bekliyor olur ve daha kapıyı açtığımız ilk an suratımıza çarpar, bizi öfkesiyle sarmalar ve ümitsizliğin hakim olduğu çorak topraklara savurur.

Bazen de hayat daha sabırsız ve daha acımasız davranır.Sanki yeterince merhamet yoksunu değilmiş gibi.O zamanlarda bizim çıkmamızı bile beklemeden kendisi kırar kapımızı.Kollarımızdan tutup havaya kaldırır ve küçük bir çocukmuşuz gibi sarsar.

'Beni hatırladın mı?'der. 'Ben senin kıyametinim.Ben geldiğimde, evrenin hiçbir köşesi benden kaçabileceğin kadar uzak olmayacak'

Harun'un kıyameti, biraz önce Bahadır'ın kullandığı arabayla caddenin karşısından uzaklaşıp gitmişti.Ve o gözden kaybolana dek, Harun tek kelime etmeden o arabayı izlemişti.Araba uzaklaştıktan sonra öfkeli bir nefes verip büyük bir bağırış eşliğinde arkasındaki duvara şiddetli bir yumruk attı.

Kerem hemen arkadaşını iki kolundan tutup, 

_Harun kendine gel, dedi.

Harun Kerem'i ittirip,

_Bırak beni!dedi yüksek bir sesle.Ve arkasını dönüp seri adımlarla yürümeye başladı.Burnundan soluyordu.Gördüğü ilk ara sokağa girdi ve duvarına alnını dayadı.O pozisyonda gözleri kapalı bir şekilde duvarı arka arkaya yumruklamaya devam etti.Kerem bu kez onu omuzlarından tutup duvardan ayırdı ve kendine doğru döndürdü.

_Bir sakin olur musun?Kendini yaralayacaksın.

Harun arkadaşının yakasına yapıştı,

_Kadının söylediklerini duymadın mı?!Nasıl sakin olmamı beklersin?diye bağırdı ve Kerem'i bir kez daha ittirdi.

Ondan bir cevap beklemişti ama beklediği cevap gelmeyince, bu kez sırtını duvara yasladı ve sakinleşmek için derin derin nefesler almaya başladı.Birkaç nefesten sonra yüzüne alaycı bir gülümseme takındı,

_O rica ettiği için babam özellikle gelmemi istemiş düğüne.Yoksa umurunda bile değildi.

_Harun bunu bilemezsin, dedi Kerem ama arkadaşı onu hiç duymamış gibi,

_Daha şimdiden ona ipler takmaya başlamış, diye devam etti.İleride evimiz kukla oyunlarının oynatıldığı sahnelerden farksız olacak.

_O fotoğrafı biliyorsun, dedi Kerem.Geçen sene final maçımızdan sonra saha kenarında çekilmişti.

Harun arkadaşına bakmadan başıyla onaylamıştı.

_O fotoğraftan nasıl haberi olmuş olabilir ki?Sadece sende ve bende var Harun.

_Bir de babaannemde, dedi ve derin bir nefes daha verdi Harun.Sonra bakışlarını Kerem'e sabitleyip duvardan sırtını ayırdı ve çıkmaz sokakta dolanmaya başladı.

_Onda görmüş olmalı, dedi hayalkırıklığı yüklü bir sesle.

_Demek ki görüşüyorlar, dedi Kerem.Hatta birbirlerinin evlerine gidecek kadar samimiler.

_Tatile gitmeden önce evine davet etmiş olmalı.Daha o zamandan onayı vermiş.

_Başka türlü baban kolay kolay bu evliliği gerçekleştiremezdi zaten.Ama bunu sen zaten biliyordun.

SAHAFLAR SEMTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin