Üzerine Basılan Hayaller

230 18 23
                                    

Benim olsaydı göğün nakışlı örtüleri,

Altın ve gümüş ışıkla işlemeli,

Gecenin, aydınlığın ve alacakaranlığın,

Mavi, donuk ve koyu örtüleri,

Sererdim altına ayaklarının.

Ama zavallı ben sadece düşlerimle yaşıyorum,

Düşlerimi ayaklarının altına serdim,

Yumuşak bas, çünkü bastığın şey düşlerim.

William Butler Yeats

Kerem öğrendiği aile sırrından sonra, odasına çekilmişti.Kendini sakinleştirmeye çalışıyordu ama bunu yapamıyordu.Beynine demirler saplanıyordu sanki, içindeki huzursuzluk onu kavuruyordu.
Harun'un en büyük hayaline kavuşamamış olmasından kendisini sorumlu tutmasının vicdan azabı bir yanda, ondan bu sırrı saklamak zorunda kalmasının ağırlığı diğer yanda bir kaya olup üzerine çökmüştü sanki.Yarım saattir odasında bir o yana bir bu yana dolanıp duruyordu.Ama üzerindeki ağırlığın birazını bile atamamıştı sırtından.

'Keşke hiç öğrenmeseydim'dedi kendi kendine.'Keşke eve on dakika daha geç gelseydim.'Ancak artık olan olmuştu, geri dönüşü yoktu.Birileriyle konuşmaya ihtiyacı vardı.Ailesinin onun hissetiklerini anlamaya niyeti yok gibi görünüyordu.Harun'un yüzüne bakamazdı, Beren zaten kolunu sakatlamıştı, muhtemelen evinde uyuyordu, onu rahatsız edemezdi.Bu suratla Kaan'ı yanına gidip onun da keyfini kaçırmak istemiyordu.Sonra birden niyeyse aklına Şafak geldi.Uzun bir süre sessiz kalmanın yükünü taşıyacaktı, buna alışkın biriyle konuşmak belki de ona iyi gelebilirdi, kim bilir?

Ama Şafak'ın ne numarasını biliyordu, ne de evini...Kaan'ı aradı.Birkaç çalıştan sonra telefonu Alya açmıştı.

_Kerem abi, kusura bakma.Abim banyoda o yüzden ben açtım.

_Ha yok önemli değil, ona bir şey soracaktım da.

_Tamam buraya gel, burada sorarsın.Birazdan Yiğit abi de gelecek.Birlikte bilgisayar oyunu oynayacaklardı.Hem zaten seni de çağıracaktı abim.

_Yok abiciğim, ben gelemem.Benim Şafak'ı bulmam lazım da...

_Neden?Bir şey mi oldu ona?

_Yoo hayır hayır.Sohbet etmek için.Okulda pek görüşemedim bu hafta onunla.Numarasını da alamadım o yüzden.Kaan'a nerede oturduğunu soracaktım.Biliyor mu acaba diye...

_Ben biliyorum.Babasının fotoğrafçı dükkanın hemen karşısında evi.Hatta istersen seni ben götürebilirim.

Alya'nın sesi konuşmasının sonlarına doğru daha canlı çıkmıştı.

_Yok canım gerek yok.Sen bana dükkanın adını söyle ve kabaca tarif et yeterli, ben bulurum orayı.

_Tamam Kerem abi.

Alya'nın sesine yansıyan hayalkırıklığı seçilmeyecek gibi değildi ama Kerem'in kafası bunun üzerinde duramayacağı kadar doluydu.

Yaklaşık yarım saat sonra Kerem, Şafak'ın evinin önündeydi.Şafak onu görünce çok şaşırmıştı.Öyle ki, Kerem ona 'biraz dolaşalım' dediğinde bu şaşkınlıkla durup itiraz etmeye bile vakit bulamamıştı.

Şafak Sahaflar'ın dışına çıkmayı tavsiye etti.Kerem bu semtten en az onun kadar hoşlanmayan biriyle tanıştığı için kendini şanslı hissediyordu aslında.Buraya kendisi kadar ayak uyduramamış ve uydurmaya da niyetlenmemiş birinin etrafında olmak ona daha bol oksijenli bir nefes aldırıyordu adeta.Benzer duyguları paylaşan biri daha...

SAHAFLAR SEMTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin