Baekhyun'un anlatımından
Luhan ile birlikte derslikten çıktığımızda yorgunlukla derin bir nefes verdim. Guruldayan midemi okşadım ardından üzgün bir şekilde.
"Yanında para var mı?" Diye sordum dönerek. Başını olumsuzca salladı "otobüse anca yeter." Hayal kırıklığı ile kapadım gözlerimi. Eve gidene kadar midem sırtıma yapışacaktı. "Niye kahvaltı etmeden çıktın ki?" Diye sorduğunda omuz silktim. "Geç uyandım."
Fakültenin geniş kapısından çıktığımız anda çarpıştı bakışlarım bakışlarıyla. Şaşırırken duraksadım. Bana geleceğine dair bir şey yazmamıştı. Yoksa yazmış mıydı? Unutmuş muydum?
Yanımdaki Luhan baktığım yere baktığında şaşırdı. "Hey, bu bahsettiğin adam mı?" Başımı olumluca salladım sadece. "Sen bekleme beni." Diye mırıldandım ve hızla ilerledim arabasına yaşlanmış olan Chanyeol'a.
"Geleceğini haber vermedin." Dediğimde güldü kısıkça. "Öğle yemeğine çıkacaktım. Senin bugün bu saatte dersinin bittiği geldi bir anda aklıma. Ve bende kendimi okulunun önünde buldum." Yüzümdeki gülümseme büyürken "bana dair çoğu şeyi bilmen garip hissettiriyor."
Dilini ağırca gezdirdi alt dudağında. "Sende benim hakkımda bir şeyler öğrenmeye ne dersin? Hem yemek yer hemde konuşuruz." Omuz silktim ilerledim ve açtım arabasının kapısını. "Açlıktan ölüyorum."
________________
Yol boyunca çalan kısık müziği dinlemiş, ve görüşmediğimiz bu iki günde neler yaptığımızdan kısa kısa konuşmuştuk.
Onunla bildiğin flört ediyordum ve bu gerçekten benim için bir ilkti. Böylesine bir adamla daha öncesinde yakın bir ilişki bile kurmamıştım.
Bana göre çok olgundu. Tavırları, giyimi bindiği araba bile fazlaydı bana. Ben üzerine iki üç beden büyük hoodiler giymeyi seven kot pantolon dışında bir pantolon giymeyen ara ara saç rengini değiştiren sıradan bir öğrenciydim.
O ise bir parfüm şirketinin sahibiydi. Kokular üretiyor ve onları pazarlıyordu. Bambaşka yerlerdeydik. Bambaşka yerlerden bakıyorduk ama yan yanaydık.
Arabadan indiğimizde geldiğimiz mekanda gezdirdim bakışlarımı. Pahalı bir yere benziyordu ve üzerimdekiler cidden buraya uygun değildi. Chanyeol'a kısa bir bakış attığımda bana döndü. "Beğenmedin mi? İstersen başka bir yere gidebiliriz."
"Beğenmemek değil. Yani, üzerimin buraya pek uygun olduğunu söyleyemem." Güldü hafifçe. "İnsanların ne düşündüğünü gram umursayan biri değilim Baekhyun. Bir tek kendi düşündüğüm şeyi umursarım ve inan bana, çok güzel görünüyorsun."
Yüzümün karıncalandığını hissederken tebessümüm büyüdü. Bir şey söylemedim o da beklemedi zaten. Yan yana girdik büyük restorana. Etrafta çok insan yoktu. Bu biraz da olsun rahatlamamı sağlamıştı.
Chanyeol benden çok sevdiği bir yemeği söylemek için izin istediğinde yemeği ona bırakmıştım. Menüden seçtiği yemekleri söylerken oldukça, karizmatik görünüyordu.
Tek yaptığı şey menüden sipariş vermekti. Tanrı aşkına Baekhyun! Tek yaptığı şey sipariş vermek. Ona hayran hayran bakamazsın!
Yemeklerimizi beklerken gülümseyerek döndü bana. "Beğeneceğine eminim." Gülüşüne karşılık verirken buldum kendimi. Ardından dirseklerimi masaya koydum ve biraz da olsun yaklaştım ona.
"Sen benim hakkımda bir çok şey bilirken ben sadece iş yerini ve adını biliyorum Chanyeol. Bana bir şeyler daha vermeye ne dersin?"
Benim gibi dirseklerini masaya yasladı ve yaklaştı. "Ne istersen sor, söyleyeyim." Alt dudağımı dişlerimin arasına alırken düşündüm.
"Yani, daha çok yaşlı sayılmazsın ve bu denli zengin olman biraz gözümü korkutmuş olabilir. Çok hırslı birisin gibi geliyor." Gülerek salladı başını. "Bu doğru, yıllarıdır törpülemeye çalışsam da becerebildiğim söylenemez. Bir şeyi kafaya koyduysam ve istiyorsam almak için her yolu denerim."
"Peki ya nasıl oldu? Nasıl yükseldin?" Omuz silkti hafifçe. "Küçüklüğümden beri kokulara ilgim çok fazlaydı. Orta okuldayken başladım esanslarla oynamaya. Lise sona geldiğimde kendi ürettiğim bir çok koku vardı."
"Sonrasında Seul'da iyi bir üniversitede kimyagerlik kazandım ve küçük köyümden çıkıp buraya geldim."
"Woah gerçekten başarı öyküsü gibi." Gülerek karşılık verdi bana. "Yani, çabaladım ve bir yerlere geldim sadece."
Başımı gururla kaldırdım. "Bende okulum bittiğinde iyi bir mimar olacağım. Bölüm ikincisiyim. Aslında birincisiydim ama bir kaç vize kötü geçince ikinciliğe düştüm."
Chanyeol gülümserken "tekrar birinci olacağına dair inancım tam." Gülerken böylesine sıkıcı bir konuşmanın bile beni mutlu ettiğini fark etmiştim.
Birlikte restorandan çıktığımızda sandığımdan daha fazla içeride kaldığımızı fark etmiştim. Hava kararmıştı.
Arabaya binerken bu kez birlikte çalan müziğe eşlik etmiş, eğlenceli bir yolculuk geçirmiştik. Yaşıtım biri ile bile bu kadar eğlenmiyordum.
Evimin önünde durduğunda derin bir nefes verdi. "Sanırım, günün bitimine geldik hım?" Başımı olumluca salladım hafifçe. "Öyle görünüyor."
Bakışları yüzümde dolandı. "Gitmek istemiyorum." Gülümsemem büyürken tutamadım kendimi ve yaklaştım. Dudaklarımı yanağına bastırdıktan sonra mırıldandım. "Güzel bir gündü."
Hala yakın olan yüzünde gezdirdim bakışlarımı. Yaklaştı ve tüy hafifliğinde bir öpücük verdi yanağıma. "Seni ne zaman görebilirim?"
Uzaklaşmadım, aynı yakınlıkta kaldım. Ben pahalıyım diye bağıran parfümü ciğerlerime sızarken yüzümdeki küçük gülümseme ile inceledim yüzünü.
Çok yakışıklıydı.
"Hafta sonum boş. Tüm günümü, sana ayrıabilirim." Gözlerinin parladığını gördüm an ve an. "Ah şimdiden plan yapmaya başlamalıyım."
Yavaşça uzaklaştım. "Ben, gideyim artık." Diye mırıldandım kemerimi çözerken. Bakışlarımız buluştuğunda "görüşürüz." Diye mırıldandı kalın, içimi hoş eden sesiyle.
"Görüşürüz. Dikkatli git. Olur mu?" Başını olumluca salladı sadece. Arabadan indim ve gitmesini bekledim.
O gittikten sonra ise hızlı adımlarla girdim binadan içeri. Kalbim hala hızla atıyor beni bile şaşırtıyordu. Ben ondan gerçekten etkileniyordum.
Eve girip kapıyı ardımdan kapadığımda derin bir nefes ile soludum. Kendimi çok iyi hissediyordum ve hepsi Chanyeol sayesindeydi.
Chanyeol bana iyi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frezya/Chanbaek
FanfictionChanyeol yıllardır insanları kafasında kokular ile tanımlardı. Mesela eşi, gösterişli bir parfüm kokardı. Yasemin ve biraz da portakal çiçeği. O gün her zaman toplantılarını yaptığı kafenin kapalı olması kaderin bir cilvesiydi belki de. Yeni açılan...