eight

263 26 0
                                    

Yazarın anlatımından

"Sen şimdi bize Baekhyun'un yolda olduğunu mu söylüyorsun?" Başını olumluca salladı Chanyeol. "Sizinle tanışmak istiyor. Lütfen Jongin, Soo. Halledeceğim. Bir kaç gün içerisinde konuşacağım Sunmi ile."

"Sunmi benim dostum. bunu ona yapamam tamam mı?" Kyungsoo hızla kalktı ayağa. "Evet senide seviyorum Chanyeol. Ama bu kadarı fazla tamam mı?"

"Lütfen, üç ay oldu ama henüz hayatımdan hiç kimse ile tanışmadı. Bu onu şüphelendirecek diye korkuyorum." Kyungsoo sinirle gerildi. "Şüphelenmesi de gerekiyor zaten! Normal bir durumda değiliz farkında mısın? Sen eşini aldatıyorsun. Hemde üç aydır."

"Kyungsoo, bunu benim için yapamaz mısın? Lütfen. Konuşacağım Sunmi ile. Bir kaç prosedür kaldı sadece. Biliyorsun."

Jongin uzandı ve tuttu elini Kyungsoo'nun. "Otur Kyung. Bende bu durumdan memnun değilim ama Baekhyun'un bir suçu yok. O hiç bir şeyi bilmiyor." Kyungsoo yorgunlukla bıraktı kendini yeniden sandalyeye.

"Her şeyi öğrendiğinde tanıştığı bizi de görmek istemeyecek Jongin. Düşünebiliyor musun? Hepimiz ona yalan söylemiş olacağız" "Chanyeol'u affederse, bizi de affeder. Ona yardımcı olmalıyız."

Chanyeol hızla ayağa kalktı. "Geldi, sakın pot kırmayın." Onları gören Baekhyun gülümseyerek ilerledi yanlarına.

Chanyeol'un hayatından birileri ile tanışabildiği için mutluydu. Sonunda, tamamen hayatına bir adım atabilmişti sevgilisinin.

Yanlarına geldiğinde hafifçe sarıldı Chanyeol'a. Dudaklarını yanağına bastıran Chanyeol ile gülümsemesi büyüdü. Ardından ise masada oturan ikiliye selamlaştı.

Esmer olan ona daha samimi davranmıştı. Diğeri bir tık daha soğuk kalsa da ısınacaklarına emindi Baekhyun. Kim ona karşı koyabilirdi ki?

________________

Baekhyun'un anlatımından

Dörtlü olarak kafeden çıktığımızda gülümseyerek bindim Chanyeol'un arabasına. Uzandım ve tuttum elini. Bakışları bana dönerken derin bir nefes verdi. "Güzeldi değil mi?"

Başımı olumluca salladım hızla. "Yani, anlaştık bence." Başını olumluca salladı. "Bence de anlaştınız bebeğim."

Arabayı çalıştırırken güldü kendi kendine. "Kyungsoo bowlingte iyidir ama Jongin tam bir fiyasko." "Sen nasılsın peki?" Göğsünü kabarttı. "Her yerde olduğu gibi, muhteşem tabii ki de."

Gülerken vurdum koluna bir tane. "Bana da öğretirsiniz değil mi bay muhteşem Chanyeol?"

Uzandı ve tuttu elimi. Dudaklarına götürdükten sonra yumuşak bir öpücük verdi. "Büyük bir zevkle sevgilim."

Arabadan indiğimizde girdik büyük eğlence salonuna. El ele bowling oynayacağımız alana giderken Chanyeol bir yandan Jongin ile konuşuyordu.

Kyungsoo yine sessizdi. Gerçekten sessiz bir tipti.

Bowling ayakkabılarımızı giyerken hızla giyen Chanyeol bana da yardım etmiş, bağcıklarımı bağlamıştı. Büyük bir gülümseme ile ayağa kalkarken Jongin'in ilk atışı yapmasını izledik birlikte.

Chanyeol'un anlattığı kadar kötüydü gerçekten. Gülüşlerimizi durduramazken Kyungsoo'nun ilk kez bu kadar samimi güldüğünü görmüştüm.

Jongin'in ardından sıra bana gelirken döndüm Chanyeol'a. Bir top alıp geldi yanıma. Nasıl tutmam gerektiğini anlatırken, dikkatle dinliyordum onu. Anlatmasına rağmen yine de hemen yanımda durup duruşumu düzeltti ve benimle birlikte attı topu.

Arkamızdan Jongin'in itirazları yükselirken bir kaç labutun devrildiğini görebiliyordum. Büyük bir mutlulukla sarıldım Chanyeol'un boynuna.

"Başardım Chanyeol~" büyük bir gülümseme ile baktı bana. "Başardın sevgilim."

Saatler süren oynayışların ardından çok küçük bir farkla da olsa biz kazanmıştık. Yorgunlukla çıkışa ilerliyorduk şimdi ise.

Yorgundum ama mutluydum. Yeni iki arkadaş edinmiştim. Ayrılacağımız noktaya geldiğimizde yaklaştım ve dostça sarıldım Jongin'e. "Tanıştığıma çok memnun oldum Jongin." Başını olumluca salladı oda. "Bende, umarım en yakın zamanda yeniden bir şeyler yaparız."

Kyungsoo ile de sarıldığımızda bana küçük bir gülümseme verdi. "Dikkatli gidin." Dedi arabaya binmeden önce.

Kendi arabamıza ilerlerken huzurla bir nefes verdim. Chanyeol'un elini sıkıca tutuyordum. Yorgun ama mutluydum.

Arabaya bindiğimizde klimayı açan Chanyeol ile daha da mayışırken yasladım başımı koltuğa. Uykunun beni içine çekmesi, çok da zor olmamıştı.

Yanağımda hissettiğim küçük baskı ile gözlerim aralarken hissettim yüzümdeki ılık nefesi. "Uyuya kaldın bebeğim." Diye mırıldandı Chanyeol ben uyanırken.

Küçük bir gülümseme verirken gözlerimi yeniden kapadım. "Uykum var." Kıkırdadı kısıkça. Dudaklarını dudaklarımın üzerinde hissederken sardım kollarımı boynuna.

Belimden tuttuğu gibi beni kucağına çekerken dudaklarını dudaklarıma daha sert bastırdı. Ensesinde ki saçlarla oynarken yavaşça ayrıldım dudaklarından.

"Seni özledim." Diye fısıldadı dudaklarımdan ayrıldığı anda. Dudaklarımı dudaklarına sürterken fısıldadım.

"Beni evine götürmeye ne dersin?"

Frezya/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin