sixteen

259 25 1
                                    

Gerginlikle bekliyordum adliyenin önünde. Boşanma davası bugündü. Chanyeol tam kırk dakika önce ayrılmıştı yanımdan. 

Utanmazca gelmiştim buraya. Chanyeol'un yanında olmam gerekiyormuş gibi hissetmiştim.

Yüklü bir miktar tazminat davası açılmıştı. Chanyeol bunu karşılamak için bir kaç tane evini satmak zorunda kalmıştı.

Bugün ise, ihanet ve zinaya bağlı boşanma davası gerçekleşecekti. Chanyeol, boşanıyordu.
Dışarıya çıkan Chanyeol'u gördüğümde hızla çıktım arabadan. Yanındaki avukatı ile el sıkıştığında derin bir nefes verdim ağırca.

Bakışlarımız buluştuğunda gülümsedi hafifçe. O sırada adliyeden çıkan eski eşi beni gördü. Bakışlarımız buluştuğunda, öfkeyle baktı bana. Haklıydı, ağzımı bile açamazdım.

Ama hızlı adımlarla bana doğru yürümeye başlaması beni bir tık korkutmuştu. Bir adım geri çekilsem de çoktan tam karşıma gelmiş ve beni öfkeyle ittirmişti. 

Sırtımı arabaya çarparken duydum bağırışlarını ''Senin ne işin var burada ha! Nasıl bir orospusun sen!?''

Şokla kalakalmıştım. Hiç bir şey diyemiyordum. Yanında duran kadın avukat hiç bir şey yapmazken bir anda görüşüm Chanyeol'un sırtı ile engellendi. Chanyeol aramıza girerken durdurdu onu.

''Sunm! ne yaptığını sanıyorsun. evine git. Uzak dur Baekhyun'dan.'' Sunmi durmadı ve Chanyeol'un göğsüne vurmaya devam etti. ''Onu benim gözüme sokar gibi nasıl buraya getirirsin?'' Sertçe yutkundum ve hızla dönüp bindim arabaya.

Çıktığıma pişman olmuştum. Bağırışları yüzünden herkes bana iğrenç bir insanmışım gibi bakmaya başlamıştı.

Ben, bir şey yapmamıştım. Aşık olmuştum sadece. Evli olduğundan haberim bile yoktu başta.

Chanyeol bir kaç dakikanın ardından arabaya bindiğinde hızla uzandı ve sarıldı bana. Kollarının arasına sığındığım da ''Bitti.'' diye fısıldadı kulağıma. ''Bir daha böyle şeyler duymayacaksın. Söz veriyorum sana.'' 

Hafifçe ayrıldım ve baktım gözlerinin içine. Yaklaştım, öptüm dudaklarını. Ayrıldığımızda fısıldadım ''Artık, sadece benimsin değil mi?'' Başını olumluca salladı

 ''Sadece, birbirimize aidiz.''

-----------------------

''Chanyeol, nereye gidiyoruz söyleyecek misin artık?'' Kısıkça güldü ''Benim meraklı sevgilim. Çok az kaldı, bekle göreceksin.''

Bakışlarım geçtiğimiz ağaçlı yolda dolanırken yüzümde küçük bir gülümseme vardı. Chanyeol eşinden ayrılalı bir hafta olmuştu. Her şey hayallerimin de üzerinde iyiydi. 

Chanyeol şirkette hala yüzde kırk dokuzluk bir hisseye sahipti. Bana bu hisseleri satacağını söylemişti. O hisseleri sattıktan sonra o para ile kendi şirketini kuracağını söylemişti. 

Sunmi ile hiç bir bağı kalmasın istiyordu. Hatta yeni şirketinin ilk kokusu için çalışmaya başlamıştı bile. İlham kaynağını sır gibi saklıyordu.

Şimdi ise sabah alelacele beni evimden almıştı ve sürprizi olduğunu söylemişti. Bir saattir yoldaydık. Sonunda durduğumuzda bakışlarım karşısında durduğumuz evde takılı kaldı.

Şaşkınlıkla Chanyeol'a döndüğümde onun bana gülümseyerek baktığını fark etmiştim. Bir şey söylememe izin vermeden indi arabadan. Kapımı açtığında elimden tuttu ve çıkardı dışarı.

Karşımda, bir villa vardı. Buna ev demek, hakaret olurdu. 

''Nasıl?'' diye sordu Chanyeol. Bakışlarımı muhteşem evden alabildiğimde Chanyeol'a döndüm. ''B-burayı aldım deme bana'' Güldü hafifçe kolunu belime sardı ve beni ilerletti. Büyük kapıyı açtı ve birlikte içeri girdik.

Karşımda geniş bir bahçe ve süs havuzu olduğunu sandığım bir yer vardı. ''Doğayla iç içe bir yeri beğeneceğini düşündüğüm için burayı tercih ettim. Ama beğenmezsen hemen satıp daha modern bir yer bakabiliriz.''

Sarmaşıklarla kaplıydı, Bir çok camı vardı. İçerisi oldukça aydınlık duruyordu. Geniş bir bahçesi vardı. Etraf ağaçlarla doluydu.

Başımı olumsuzca salladım sadece. ''Benim burayı beğenmeme imkanım yok.'' Uzandı tuttu elimi ''Gel sana içini gezdireyim.'' 

Birlikte içeri girdiğimizde geniş giriş alanı ile yutkundum. Evin girişi benim salonum kadardı. İlerleyen Chanyeol'u elini sıkıca tutarak durdurdum. ''Chanyeol burası, çok büyük değil mi? sonuçta iki kişiyiz ve-'' 

''Şuan iki kişiyiz ama ileride kaç olacağımız meçhul bebeğim.'' Kaşlarım çatılırken ''Nasıl yani?'' diye sordum. Erkek olduğumu unutmuş muydu? Ona bir çocuk veremezdim.

Hafifçe gülümsedi ''Çatma kaşlarını hemen. Ailesi olsun isteyen çok çocuk var sevgilim. İleride, bir kaç çocuk evlat ediniriz diye böyle büyük bir ev almak istedim.''

Yutkunurken gülümseme engel olamadım. Benim sevgilim olgun ve çok düşünceli bir adamdı. Üstelik kalbi, sıcacıktı.

Ailesi olmayan çocuklara aile olmak isteyecek kadar sıcaktı.

Birlikte geniş evi gezdik, henüz içerisinde eşya yoktu. Birlikte alışverişe çıkacağımızı söylemişti Chanyeol. Benim zevkime göre dizilmesini istiyordu.

Benim odamın eşyalarını çok sevdiğini her seferinde söylüyordu. Tarzlarımız cidden benziyordu. 

Büyük, muhteşem evimizde çıktığımızda yeniden arabaya bindik ve yakın olan restorana geldik. Yemeğimizi yerken Luhan olayını konuşmaya başlamıştık.

Chanyeol'un ev almasının sebebi Luhan'ın evden ayrılıyor olmasıydı. Sonunda kendine uygun birini bulabilmişti ve ışık hızıyla onun evine taşınma kararı almıştı.

Bir şey diyememiştim, Luhan'ı ilk kez bu kadar mutlu görmüştüm çünkü.

Sevgilisi Sehun hafif değişik biriydi. Dövme sanatçısıydı, dövmeciydi yani. Dövmeci dediğimde Luhan koluma bir tane vuruyor ve onun sanatçı olduğunu söylüyordu. 

O yüzden bende onun için sanatçı demeye başlamıştım. 

Bu taşınma olayına en çok sevinen kişi Chanyeol olmuştu. Bu sayede bizim için hemen yeni bir ev bakmaya başlamıştı. Birlikte yaşamaya başlayacağımız için çok mutluydu.

Bende mutluydum. Onunla ilişkimi böyle bir seviyeye bir anda çıkartmak beni bir tık korkutsa da, aramızdaki aşka ve uyuma güveniyordum.

Çok iyi anlaşıyorduk ve birbirimizi çok seviyorduk. 

Çok büyük bir sorun yaşamayacağımızdan emindim.

Frezya/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin