Ertesi sabah yanağımdaki tokat iziyle kantine girdiğimde beni gören arkadaşlarım dehşete düşmüş surat ifadeleriyle bana bakıyorlar.
"Sen canına susamışsın." diyor sonra Sehun. "Chanyeol'un anlattıklarından bile o elemana bulaşmaman gerektiğini anlamlıydın. Hasta herifin teki işte."
Sonra da Baekhyun karışıyor lafa, "Büyük ihtimalle onu o şekilde durdurmaya çalışınca tehlike altında hissetti. Sonuçta o bir omega..." Bir yandan el kremi sürmekle meşgul. Bir neden belirtiyor. Çünkü o bir omega. Bir neden.
"Sen ciddi misin ya?.." diyor Chanyeol. "Omegalar niye tüm alfalar onları becermek istiyormuş gibi davranıyorlar? Üstelik ne Jongin ne de boğa kılıklı eleman kızışma döneminde... değil mi Jongin? Herif feromon yaymıyordu..."
Başımı iki yana sallıyorum. "Yaymıyordu."
"İyi bari, çünkü öğlen arkadaşı hap istemek için gelmişti ya." diyor Chen.
"Uyku açmak için bir şey istemiş. Uyku açmak için hap atanı da ilk kez görüyorum."
"Var öyleleri." diyor Baekhyun, Chanyeol'a yanıt olarak.
"Peki bu herif, ben kızışmaya girmem, demişti yanlış hatırlamıyorsam, cidden girmiyor mu acaba? Girmiyor olamaz değil mi?" Chanyeol'un meraklı gözleri yanıt arayarak üzerimizde dolanıyor.
"Seni niye bu kadar ilgilendiriyor milletin kızışma dönemi Chan?" diye soruyorum, hâlâ ara ara sızlayan yanağım keyfimi kaçırıyor.
"Ne bileyim. (Bir ara.) Yine de herkes tedbirli. Şu zamana kadar istemsiz hiçbir olay yaşamadık."
"Çünkü çoğu dönemleri geldiğinde ilaçlarını alıp evlerine kapanıyorlar aptal. Ne olur ne olmaz diye." Baekhyun el kreminden bana da ikram ediyor bu sirada. Chanyeol ona ağız eğmekle yetiniyor. Kremi iyice elime yediriyorum.
Sessizlik. Konuşmalarımız yerini sessizliğe bırakıyor. İki dakika kadar geçiyor, etrafı veya birbirimizi izlemekle yetiniyoruz bu süre zarfında.
Chen, iki dakikanın sonunda "Omega olmak zor olsa gerek." diyor kollarını birbirine kavuşturup sabit bir noktaya bakarken. Sesi fazla üzülmüş çıkıyor. Sehun elinin tersiyle Chen'in omzuna vuruyor. "N'oluyor sana, iyi misin? Sana ne omegalardan onlar da öyle yaratılmış işte."
Aniden dün sınıfta Kyungsoo'nun söyledikleri geliyor aklıma. 'Irkçılığı takıldığın arkadaşlarına sor' gibi bir şeyler söylemişti. Belki de zaman zaman aramızda yaptığımız konuşmalar omegalar üzerinden olduğu için alfalar içerisinde büyümüş ve yüceltilmiş bir grubun çok da fark edemeyeceği bir şekilde aşağılayıcı bir hâl alıyordur... Bilmiyorum, sormam gerek...
"Baekhyun?"
"Efendim Jongin?" diyor köpek yavrusu bakışlarıyla bana dönerek.
"Sorumu yanlış anlama ama konuşmalarımız bir omega olarak seni rahatsız ediyor mu?"
Sehun'un "Haydaa." dediğini duyuyorum. Baekhyun tereddüt etmeden "Yoo, niye ki?" diyor. Bir yandan da 'ne iş?' bakışları atıyor masadakilere.
"Belki de alıştığın içindir ha, olamaz mı?"
Herkes bana tuhaf tuhaf bakıyor. "Saçmalama oğlum." diyor Baekhyun. "Bir şeyden rahatsız olsam zaten önce saçınızı başınızı yolar sonra da sizinle takılmayı bırakırdım. N'oldu sana birden?.."
"Dün yediği tokatla birlikte içerde bir şeyler yer değiştirmiş sanırım." diyor Chanyeol işaret parmağıyla kafasını işaret ederek. Bir de gülüyor.
"Şimdi ne yapacaksın Jongin?" diye soruyor Chen.
"Nasıl yani?"
"Kyungsoo denen çocukla yani. İstersen idareye filan şikayette bulun. Veya Profesör Jin'e. Seni seviyor sonuçta, bence konuyla ilgilenecektir."