'Orda mısın?'
Yaklaşık beş dakika sonra Kyungsoo'dan cevap geliyor.
'Evet, ne vardı?'
'Sadece konuşmak istemiştim. Müsait değilsen yazmayabilirim.'
'Hayır, yazabilirsin.'
'N'apıyorsun?'
'Pratik yapıyordum.'
'Ne pratiği?'
'Lir çalıyordum yani.'
'Vay be... cidden çok havalısın. Böyle bir yeteneğim olsa etrafta lir çalarak dolaşırdım.'
'Havalı mı?.. Lirin herkes tarafından bu kadar havalı ve etkileyici bulunduğunu sanmıyorum Jongin.'
'Büyük ihtimalle yetersiz tarih bilgilerinden kaynaklıdır. Antik çağlardan kalma bir enstrüman çalan biri havalı değilse ne olabilir ki başka?'
Cevap yaklaşık iki dakika sonra geliyor.
'Teşekkür ederim.'
'Bir tanrının çaldığı enstrümanı çaldığının farkındasın değil mi? Sadece soruyorum...'
'Tabii Jongin ama bunlar sadece birer mit. Bu kadar abartmaya gerek yok.'
'Ben oldukça etkileyici buluyorum.'
'Teşekkürler.'
Araya üç dakikalık bir sessizlik giriyor. Bu sırada konuşmayı nasıl devam ettireceğim konusunda düşünüp duruyorum, çıkmaza giriyorum ve yazıp yazıp siliyorum. Kucağımda bilgisayar, yattığım yerden gelen kutumla bakışıyorum. Derken çok da endişelenmeme gerek kalmıyor. Dönüş yapanın kendisi Kyungsoo oluyor.
'Nasıl gidiyor?'
'Fena değil. Bugün dördüncü gün, daha sakinim diyebilirim.'
'Senin adına sevindim.'
'Okula dönmek için sabırsızlanıyorum. Ne kadar sıkıldığımı tahmin edemezsin.'
'Okulda eğleniyor musun cidden?'
'Evet, sen eğlenmiyor musun ki?'
'Çoğu zaman hayır. Sadece derslere girdiğim zaman sanırım. Veya profesör Jin'in odasına laflamaya gittiğimde.'
'Profesör Jin'in böyle tek öğrencisi benim sanıyordum meğersem aldatılıyormuşum. -_-'
'Şansına küs. Her şeyde bir numara olamazsın.'
Kyungsoo ile arkadaşlar gibi mailleşiyoruz. Gerçi arkadaşların mailleştiğini pek sanmıyorum, sanırım daha çok mesajlaşıyorlardır ama şu an için hiçbir önemi yok.
'Her şeyde bir numara olduğumu mu düşünüyorsun?'
'Sadece ben değil tüm herkes böyle düşünmüyor mu? Sonuçta Kim kalanının bir mensubusun. Üstelik alfa olarak doğdun, daha ne?..'
'Alfa olarak doğmak konusunda yapabileceğim bir şey yok ama her şeyde bir numara olduğumu düşünmüyorum. Sadece insanlar beni, bizim gibileri, gözlerinde fazla büyütüyorlar. Benim de birçok eksik ve zayıf yönüm var. Yakından tanısalar belki de benden soğuyacaklar.'
'Peki, sen öyle diyorsan...'
Bu bir tür kestirip atmama mı yoksa kinayeli bir davranış mı emin olamıyorum. Bundan sonra konuşmaya nasıl devam edeceğimi de bilmiyorum. Onunla konuşmak istiyorum. Devamlı ve devamlı.
'Bugün başka neler yaptın?'
'Hiçbir şey, okuldaydım ve biraz bizimkilere takıldım. Onun haricinde sıradan bir gündü. Eve geldim ve sanırım bugünün en iyi yanı eve geldiğim kısımdı.'