Divine Comedy (신곡) • hyunlix

Araf:2 (M)

"Buradan kaçmayı hiç düşündün mü Felix?"

"Hayal kurmaktan bahsediyorsan tabii ki."

"Hayır, gerçekten."

Felix düşündü uzandıkları çatı katında.

"Galiba evet ama ne zaman o çocuğu duydum, işte o zaman daha gerçekçi olmaya başladım..."

Beş yıl önce kaçmaya çalışırken kaza kurşununun kurbanı olan çocuk... Hyunjin de gayet iyi hatırlıyordu o olayı. Bir çocuk önce bir ağaca tırmanıyor, oradan duvarın telleri üzerinden dışarı atlıyor jiletli telleri birkaç kumaş parçası ile etkisizleştirdikten sonra.
Bir silah sesi duyuluyor o gün.
Duvarın ardındaki nöbetçi çocuğu korkutmak için silahı doğrultuyor ve silah kazara ateş alıyor.

Hyunjin sessiz kaldığında Felix devam etti.

"O zaman kadar silah taşıdıklarını bilmiyordum bile... Peki ya sen Prens?"

Hyunjin sıska oğlana bakarak gülümsedi.

"Düşündüm ben de tabii ki. Ancak duvarların arkası da güvenli değil, orayı da kontrol ediyorlar dediğin gibi."

"Keşke kaçabilmemizin başka bir yolu olsa Prens."

"Kaçsam benimle gelir miydin?"

Felix'in yanakları kızardığında gözlerini kaçırdı.

"Yani... Gelirdim tabii ki. Gerçi çocuklar ve Ji'yi de arkamda bırakamam ya, onları da alırdım."

"Benimle tek başına kaçabilir miydin?"

Prens tüm ciddiyetiyle sorduğunda Felix gülümsedi, bir yandan içinde de minik bir şüphe oluşmuştu.

"Gerçekten kaçacağız gibi konuşuyorsun Prens."

Hyunjin de gülümseyerek oğlana döndü bedenini.

"Güzel olurdu."

Felix de Prens'e döndüğünde üzerlerine vuran güneş ışığı bile aydınlatmıyordu Prens'i.

"Yüzünde bir gölge var, bir şey olmuş..."

Felix mırıldanıp Prens'in yüzüne uzandığında Prens yüzüne uzanan ufak eli kavrayarak dudaklarına götürdü.

Oğlanın eline bir öpücük kondurduğunda Felix gülümsedi. Elleri kenetlendiğinde birbirine, sıska oğlanın kalbi at koşturmaya başlamıştı.

Birkaç dakika boyunca bir şey demeden izlediklerinde birbirlerinin suratlarını, Felix çekinerek Prens'e doğru yanaştı.

Yüzünü Prens'in yüzüne yakınlaştırıp minik bir buse bıraktı Prens'in yanağına. Geri çekileceği sırada Prens kenetli ellerini ayırarak kendi göğsünü patpatladı.

"Gel buraya."

Felix utanarak başını Prens'in göğsüne yasladığında nereye koyacağını bilmediği kolunu kavrayıp kendi beline yerleştirdi Hyunjin.