Araf: 12

240 54 53
                                    


Son tanık olarak Jay de kürsüye çıktığında uzun bir süre sonra ilk defa gördüğü dostuna bakarak gülümsedi. Plana dahil olan ve yine yetimhaneden birkaç kişiyle birlikte yirmi beş otuz kişi kadar tanık gelmişti.

Felix ilk tanık olan ve göreceğinden de haberi olmadığı Jiyong'u tanık kürsüsünde gördüğünde gözyaşlarını tutamamıştı. O zamandan bu zamana da her bir tanıkta zar zor tutuyordu kendisini.
Yoldaş, dost, kardeş, suç ortağı... Ne derse desin az kalacağının farkındaydı Felix, o gün yanında olan herkes, ki ufaklıkları da katıyordu bu listeye, canından birer parçaydı.

Hepsinin yüzünün gülüyor olması, saçlarının en güzel biçimde kesilip yapılmış olması, üstündeki kıyafetlerin cafcaflı ve sevimli formalar olması o kadar hoştu ki. Felix elini yüzüyle kapatırken hıçkırığını güç bela tutmaya çalışıyordu.

Hyunjin ise en yakın dostunu, sevgilinin elini bir saniye olsa bırakmayarak dinledi. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı tüm bu süreç boyunca.

Normalde en az iki yahut üç celsede bitmesi öngörülen dava büyüklüğü ve devlet itibarıyla alakalı önemi açısından saatler alsa da tek celsede bitirmesi karar alınmıştı.

Hakimin sesi yükseldiğinde avukatları gergince duruşunu düzeltti. Herkes yeterince gergin değilmiş gibi iyice gerilmişti. Şu an önemli bir şey oluyordu.

Hyunjin, Felix'e baktı. Oğlan da aynı şekilde kendisine dönmüştü.

Kelimeler...

"Choi Wo-Sik,"

Böcek.

"Ağırlaştırılmış müebbet hapis,"

Uğulduyordu.

"Lee Felix ve Hwang Hyunjin,"

Evet, isimleri söylenmişti ama sonradan gelen şeyleri anlamlandıramadılar. Kafaları karıştı, birbirlerine bakarken kaşları çatılıverdi.

Avukat Hanım heyecanla ayağa kalktığında Hakim devam etti.

"Tutuksuz yargılanmıştır."

"İtiraz edi-"

Karşı tarafın avukatları tek bir ağızdan itiraz etmeye kalktıklarında red edilmeleri bir olmuştu.

Salonda bir alkış sesi yankılandı önce, gerisinden gelen diğer alkış sesleri hemen eklendi.

"Çocuklar,"

Avukatları iki oğlanın karşısına geçtiğinde yüzünde şu ana kadar şahit oldukları en geniş gülümsemesi vardı. Kadın o kadar içten gülüyordu, o kadar saf gözüküyordu ki mutluluğu, önceki gülümsemelerinin her birinin aslında ne kadar buruk ve beyaz birer gülümseme olduğunu böyle anladılar.

Felix Hyunjin'in göğsüne kapandığında yaşlar durmaksızın başladı süzülmeye. Aynısı az çok Hyunjin için de geçerliydi. Prens kollarının arasına aldığı oğlanı sıkı sıkı bastırdı göğsüne.

Bir eli oğlanın sırtında, bir eli başının ardında. Başını oğlanın saçlarına gömdüğünde kalbinin yerinden çıkacaktı. Böcek'i gözü dahi görmüyordu, varlığını dahi ara ara unutuyordu. Bir büyüsü kalmamıştı; ne Böcek'in ne de yargılanmak için sorada bekleyen yaverlerinin.

Divine Comedy (신곡) • hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin