Araf:8 2/2, Araf:9

300 54 23
                                    



Bir el silah sesi duyulduğunda çok da uzak olmayan bir yerde, Felix de Prens de kalakaldı oldukları yerde. Çok geçmeden çığlıklar yükselmeye başladı, giderek de artıyorlardı. Adım sesleri bile kendi başına yeterince ses yapıyordu.

Prens, Felix'in elini kavradığında ikili koşturarak sese doğru gitmeye başladılar.

Bir el daha duyulduğunda bir çığlık tufanı daha koptu hemen ardından. Merdivenlere yöneldiklerinde bir koşuşturma vardı ki onlara doğru koşanlardan dolayı birinci kata çıkmaları bir hayli zor olmuştu.

Çocukların suratlarındaki dehşet ifadesi, tüm bu çığlıklar... Derken bir el daha duyuldu silah sesi. Birinci kata çıkıp koridorun başına vardıklarında az ileride askerle boğuşan Jiyong ve Jay vardı. Hemen kenarda birkaç çocuk vardı anımsadıkları, birinin gövdesinden sızılan kan zeminde her geçen saniye daha çok yer kaplıyordu.

Birkaç odanın kapısında ise yaşı daha ufak olan çocuklar ne yapacağını bilemezcesine öylece izliyordu dehşete düşmüş bir halde.

Eller ayrıldı, Hyunjin, Jay ve  Jiyong adamın silahını yere düşürmeyi başardığında koşarak yerdeki silahı kavradı.

"Hyunjin, çabuk!"

O silahı kavrayıp eline aldığında Felix de yerde kanlar içinde yatan çocuğun yanına çökmüştü panik halinde.
İşaret parmağını yerde yatan çocuğun dudağı ve burnu arasına yerleştirdi.

"Nefes almıyor."

Hyunjin namluyu karşısındaki adama doğrulttuğunda Jay ve Jiyong'u vurma tehlikesiyle karşı karşıyaydı.

"Hadi Hyun!"

Hem nasıl ateş edecekti ki? İkili adamı tutarken adama yaklaşıp silahı namlusundan kavradı bu sefer. Derin bir nefes alıp silahı havaya kaldırdığında görevliden bir öfkeli bir bağırış duyuldu.

"Piç kuruları! Musallat olacağım size! Orospu çocukları!"

Silahın kabzası adamın kafasının hemen üzerine indiğinde adam oracıkta yere yığılıvermişti.

Jay ve Jiyong adam kollarının arasından kayıp düştüğünde geri çekilerek biraz beklediler.

"Bayıldı mı?"

Adamın kafasına vurduğu yer kanamaya başlamıştı bile.

"Şu an için evet ama böyle giderse," Jay adamın yanına çöküp başına baktı ve devam etti, "ölür."

"Hyunjin!"

Felix seslendiğinde Hyunjin hızlıca oğlana döndü, kendini biraz sersemlemiş hissediyordu. Sevgilisinin yanına vardı, öldüğünü tahmin ettiği çocuğun yanında elleri kana bulanmıştı yarasını bastırmak için.

"Nefes almıyor Hyunjin."

Hyunjin de oğlanın nabzına baktı, ardından elindeki silahı yere bırakarak sevgilisinin kana bulanmış ellerini sıkı sıkı kavrayarak gözlerine baktı. Çaresizliğin ne kadar boktan bir şey olduğunu düşündü durdu.

"Özür dilerim Felix."

Felix önce Hyunjin'e, sonra tekrar çocuğa çevirdi bakışlarını. Ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Tekrar Hyunjin'e döndüğünde Jay ve Jiyong da yanıbaşlarına gelmişti.

Divine Comedy (신곡) • hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin