Araf: 11

242 51 18
                                    



"Temiz hava alıyorsunuz ha?"

Komiser Felix'in yanına oturup iç çekerek uzaklara baktığında Hyunjin de Felix de birbirine kenetli serçe parmaklarını ayırıverdiler hızlıca.

"Evet efendim."

"Çocukları sormuştunuz ya hani..." Komiser gülerek ikiliden tarafa döndü ve devam etti, "...Sürekli sizi soruyorlarmış. Keyifleri de yerindeymiş ya, size bunu iletmelerini istemişler."

Komiser elini ceketinin iç cebine atarak katlanmış kağıdı iki parmağı ile Felix'e uzattı.

İkili heyecanla kağıdı havada kapmış, gülümseyerek kağıdı okuma hevesiyle baş başa vermişlerdi.

Felix abi, Prens, sizi çok özledik. Umarım iyisinizdir. Burası çok güzel, keşke siz de yanımızda olsanız.

Altlarında da çocukların adları ve imzaları-çünkü imza atmayı Felix'ten öğrenmişlerdi ve bu onlar için büyük bir meseleydi- yer alıyordu.

Felix gözlerinin dolmasına engel olamadı.

"Duruşma bir hafta sonra."

Hyunjin dün böceği gördüğünden beri bir daha hiç denk gelmemişti ona, ki bu daha iyiydi de onun için. Görse bile yüzleşeceğini düşündü, yüzleşip geri adım atmayacak, dimdik duracağım.

Felix dimdik durmasını isterdi, değil mi?

"Size güvenebilirim değil mi çocuklar?"

İkili komiserin bu lafından sonra birbirlerine baktı önce, ardından komisere dönüp başlarını salladılar.

"Avukatınız bir kamu davasını alabilecek en iyi avukat, son beş yılda bir tane daha dahi davayı kaybetmedi. Durumunuza dosyada bahsi geçtiği kadar hakim ama gelip sizinle konuşmak istiyor normal olarak. Son bir kez, her şeyi dökün, olur mu?"

İkili yine birbirlerine baktı, ardından komisere dönüp aynı anda onayladılar.

"Daha iyi misin?"

Felix suratına su çarpmak için adalet sarayındaki tuvalete girdiğinde Hyunjin de onu takip etmişti hemen ardından. Sıska oğlan yüzünü yıkadı, ardından Prens'in ona uzattığı peçeteyi bir teşekkür beraberinde alarak önce çenesinde biriken damlaları sildi.

"İyiyim."

Dolu olan kabinden bir polis çıkıp ellerini yıkamak üzere yanlarına vardı, ardından kısa bir selamlaşmadan sonra tuvalet onlara kalmıştı. Prens bunun verdiği cesaretle yanaklarını kavradı sıska oğlanın. Uzun kirpikleri ıpıslaktı.

"Hyunjin?"

Dudaklarına kapanmayalı günler, haftalar olmuştu. Belki aylar? Yıllar geçmesi imkansız gibiydi ancak sanki yıllar geçmiş gibi yapıştı Hyunjin oğlanın dudaklarına.
Felix'in ufak eli ensesine uzanıp bir eli de göğsüne yerleştiğinde duruşmaya yirmi dakikaları vardı.

Herkesin konuştuğu, kendileri için önemli olduğunun farkında oldukları bu davanın başkaları için de fazlaca önemli olduğunun pek de kavrayamamışlardı. Oysa tüm bu acı ve sorumluluk başkalarının omuzlarından da yüklü vaziyetteydi.

Divine Comedy (신곡) • hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin