10

118 15 6
                                    

Keyifli okumalar!

Berranın anlatımından;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Berranın anlatımından;

Saat 10 olmuştu ve ben bilgisayarın başında bekliyordum. Bu kadar heyecanlı olmam normal miydi?

Telefonumu elime aldım. Ona mesaj atmaya karar vermiştim.

B çevrimiçi

B: Hazır mısın?

A: Bir saat önceden mi?

A: Hemen bilgisayarı açıyorum bekle

B: Tamam :)

10 dakika sonra

A: Tamamdır

A: Arıyorum

Birden ekrana düşen aramayla elim ayağıma dolaşmıştı.

Aramayı açıp ellerimle yüzümü kapattığımda "Ama elinle yüzünü kapatırsan olmaz ki güzelim." diyen sesiyle heyecanlanmıştım.

Parmaklarımı aralayarak ona baktığımda yutkunmuştum.

Bu kadar yakışıklı olması adil miydi?

"Tamam. Çekiyorum ellerimi." dedim ve ellerimi yüzümden çekip yanaklarıma sabitledim. Onu sabaha kadar seyredebilirdim.

Kumral saçları mavi gözleri vardı ve baktıkça bakasım geliyordu.

"Berra...çok güzelsin." 

Utanmıştım.

Ne diyeceğimi bilemeyip "Sen de çok güzelsin." dediğimde kahkahasını işitmiştim.

Çok güzel gülüyordu. Ve onu gülerken izlemek çok güzeldi. Gülünce kısılan gözleri çok güzeldi.

Bu çocuk çok güzeldi. Hayatımda ilk kez yaptığım şeyden pişman değildim. İyiki ona yazmıştım.

"Berra? Berra! Beni duymuyor musun?" Aresin sesiyle düşüncelerimden ayrılmıştım.

"Ha. Kusuruma bakma lütfen. Dalmışım." dedim hâlâ bana bakarken.

"İnanamıyorum."

"Neye?"

"Bundan bir ay kadar önce biri gelip bana sana bir kız yazacak ve sen onunla konuşmak için zaman ayıracaksın deseydi inanmazdım. Şuan seninle konuşuyor olmama inanamıyorum."

Gülümsedim.

"Bende inanamıyorum." dedim.

"Odan çok güzelmiş."

"Seninki de öyle." dedim gözlerine bakarken.

Konuştukça daha çok konuşsun istiyordum.

Onu uzun uzun seyretmek istemem normal miydi?

"Bana nerede yaşadığını hâlâ söylemeyecek misin?"

Ona henüz güvenmiyor olmam beni paranoyak yapmazdı değil mi?

"Söylemeyeceğim."

Böyle soruyordu ama kendisi de nerede yaşadığını söylemiyordu.

Telefonumun sesini duyunca bütün dikkatim dağılmıştı.

Hemen telefonumu alıp Arese elimle bir dakika işareti yapmıştım. Arayan kişinin kayıtlı olmayan bir numara olduğunu gördüğümde açmak istememiştim.

Aramayı sonunda açabildiğimde korkarak "Alo?" demiştim.

"Berra hanımla mı görüşüyorum?"

"Evet. Ne istemiştiniz?"

"Babanız bir trafik kazası geçirdi. Hemen hastaneye gelmeniz gerek."

"Ne! Hangi hastane?"

"*** Hastanesi. Çabuk gelseniz iyi olur."

"Tamam. Hemen geliyorum."

Telefon kapandığında ne yapacağımız bilmez halde bir süre öylece kalmıştım. Babama bir şey olmamalıydı. O benim sırtımı hiç sorgulamadan yasladığım görünmez dağımdı.

Aresin sesiyle kendime geldiğimde ona anlatmalımıyım diye düşündüm bir süre.

"Ares. Benim birisi için acilen hastaneye gitmem gerek. Özür diliyorum. Böyle olmasını istemezdim." dediğimde Ares özür diliyorum dediğim zaman kafasını çevirmiş, sabır çekmişti.

"Sorun değil. Bir daha özür dileme yeter."

"Özür dilememe neden bu kadar taktın? Bunu senden öğreneceğim ama şu an acilen kapatmam gerek. Görüşürüz."

Cümlelerimi bitirdiğimde el sallayarak kapatacakken "Görüşürüz." dediğini duymuştum.

Bilgisayarı kapattığımda aceleyle evden çıkmış, gördüğüm ilk taksiye binmiştim.

***

Hayatım boyunca hep kendi ayaklarımın üzerinde durmam gerektiğine inanmıştım.

Çünkü her an her şey olabilirdi. Karşımda gördüğüm bu görüntü kalbimde yoğun bir acıya sebep olurken aklından tek bir soru geçiyordu.

Neden?

Bana kimse bir açıklama yapmıyordu. Babam hasta yatağında kablolar içinde duruyorken uyanıp uyanmayacağını bile bilmiyordum.

Nasıl hissetmem gerekiyordu?

Sevinmeliydim belki de. Sonuçta yaşıyordu. Kalp atışlarını duyuyordum.

Gözümden ard arda yaşlar gelirken başımın döndüğünü hissetmiştim.

Bir süre sonra tek hatırladığım beyaz bir tavan ve etrafıma toplanan tanımadığım yüzlerdi.

💣💣💣

YAZARIM! ~ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin