Rastgele numaraları sallayan bir kızın konuşmaya başladığı kişi hayatını derinden etkileyecektir.
B: Fazla üzülmemek için hayal kuramıyor olmam çok acı...
B: Hiçbir şeyi takmadan yaşayabilsem keşke
B: Çok fazla keşke var hayatımda
B: İyikim olur mu...
Önceki bölümün sonunda ufak bir değişiklik yaptım bilginiz olsun. Keyifli okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Berranın anlatımından;
Gelen kişi Arese yazmama sebep olan arkadaşımdı.
Yüzünü bile görmek istemiyordum. Niye gelmişti ki zaten?
Arese baktım. Bir şey demeden başımı onun omuzuna koydum. Aslının sohbetine kulak verdim ama aklım adını bile hatırlamak istemediğim kızda kalmıştı.
Bendeki değişikliği fark eden Ares soraracasına baktığında önemsiz diyen bakışlarımla baktım.
Aslı, heyecanla anlattığı şeyi dinlemediğimizi fark ettiğinde "Beni neden dinlemiyorsunuz?" demişti.
Ares "Sanırım Berra sıkıldı. Gidelim mi sevgilim?" dediğinde mavi gözleri anlayışla bakıyordu.
"Yok sıkılmadım sadece görmek istemediğim birisi geldi. Bu da biraz canımı sıktı. Kalmak isterseniz kalırım." dediğimde yüzüme sahte gülümsemelerimden birini koymuştum.
Aslı anlayışla "Yok kalmayalım. Zaten artık eve gitmem gerekiyor benim." dediğinde bu kez gerçek gülümsedim.
Kafeden çıktığımızda Aslı bisikletine binmişti. Bisikleti o kadar hoştu ki binesim gelmişti. Onunla vedalaştığımızda telefon numaralarımızı almıştık.
Aslı gidince Aresin motoruna binmiştik.
Beni eve bırakmak yerine piknik yapmak için geldiğimiz uçuruma gelmiştik.
"Buraya neden geldik?" dediğimde "Canını sıkan durumu anlatmak istersin diye düşündüm." dedi.
Bir şey demedim. Belki de gerçekten anlatmalıydım.
Uçurumun kenarına oturduğumda Ares de yanıma gelmişti.
"Nisa..." diye başladığımda derin bir nefes almıştım. "Sana yazma sebebim olan kız. Bugün kafeye geldi. Onu görmek bana olanları hatırlattığı için moralim bozuldu. Özür dilerim. Kardeşinle daha iyi vakit geçirmeliydim." cümlelerim özürle bittiğinde her özür dileyişimde olduğu gibi kaşlarını çatmıştı.
"Alıyorum. Özür dilememen konusunda anlaştığımızı sanıyordum?" dediğinde "Buna neden bu kadar takıntılısın?" dedim.
Derin bir nefes aldı. Gözlerini gözlerime dikerek "Özür dileyince hiç bir şey değişmiyor. Söylediğin ve yaptığın şeyler silinmiyor. Sadece pişmanlığını dile getiriyorsun ama bunun gibi ufak şeyler için pişman olunmaz. O yüzden özür dilemeyi kuru bir laf olarak görüyorum. Takıntı değil. Sadece sevmiyorum." dediğinde bakış açısına bir kez daha hayran olmuştum.
Bu yönden bakınca haklıydı. Özür, sadece kuru bir laftı.
"Haklısın." dediğimde gülümsemişti.
"Ben her zaman haklıyım." dediğinde "Egon geri gelmeye karar vermiş." dedim.