11

106 14 0
                                    

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


A çevrimiçi

A: Nasılsın?

A: 2 gündür yazmıyorsun

A: Merak ettim

5 cevapsız arama

***

A: İyi misin Berra?

A: Merak ediyorum

A: İyiysen bir nokta at

7 cevapsız arama

***

A: Hey!

A: Neredesin kaç gündür?

A: Neden beni kendine alıştırıp gittin

A: Yokluğun eskiye dönmemi sağladı

A: Okula bile gitmedim bugün

10 cevapsız arama

***

A: Lütfen mesajlarıma bak artık

A: Hâlâ tek tik olması beni geriyor

13 cevapsız arama

***

Aresin anlatımından;

Onunla en son görüntülü konuşmamızda görmüştüm. O gündan sonra tam tamına bir hafta geçmişti.

Bir haftadır ruh gibiydim. Kimseye gülmüyor, hiçbir şey yapmıyordum.

Gidişiyle tüm duygularımı da götürmüş gibiydi.

Keşke bana nerede yaşadığını söyleseydi. Bir aydır onunla konuşuyorduk ama o hiç söylememişti.

Bu bu bir haftada tek yaptığım onun numarasından nerede yaşadığını aramaktı.

Telefonumun sesiyle boş duvara bakmayı kesip telefonu açtım.

"Alo?"

"Abi buldum."

Hızla yerimden kalkmıştım.

"Neredeymiş?"

"Bizimle aynı şehirdeymiş. Şu an *** hastanesinde."

"Tamam."

Telefon kapandığında gülümsemeye başlamıştım.

Aynı şehirdeydik.

Bir haftanın ardından sonunda gülümseyebilmiştim ve bu onun sayesindeydi.

Bir dakika? Hastanede miydi bir hafta boyunca?

Berraya diyordum ama galiba benim de jetonum köşeliydi. Bu aralar sürekli geç düşüyordu.

Onu numarasından bulmayı bile iki gün önce akıl edebilmiştim.

Hemen üstüme düzgün bir şeyler giyip evden çıkmıştım. Gördüğüm ilk taksiye binip Berraya mesaj atmıştım. Bir haftadır telefonu kapalıydı.

A çevrimiçi

A: İyisin değil mi?

Onu kötü bir halde bulmak istemiyordum.

Hayatım doğduğumda annemi kaybetmemle başlamıştı.

Annem beni doğururken öldüğü için babam hep beni suçlamıştı.

Hayatım boyunca hep onun suçlamalarına katlanmıştım. Kendi başıma büyümek zorunda kalmıştım. Her şeyi kendim öğrenmiştim. Bana hiçbir şey öğretmemişti. Bir tek maddi yardım yapıyordu onu da her zaman dile getiriyordu.

Ona kaç kere bana maddi yardım yapmayı bırakmasını ve kendi ayaklarımın üzerinde durabileceğimi söylemiştim ama yapmamıştı.

Vicdan azabını bu şekilde gideriyordu galiba.

Her neyse. En azından çalışmak zorunda olmadığim için sevinmeliydim değil mi?

Berra hayatıma gidiğinde onunla konuşmamın tek sebebi onu kendime çok benzetmemdi.

İkimizin de ruhumuz yaralıydı. İkimiz de birbirimize umut bağlamıştık.

Bu süreçte ondan hoşlandığımı fark etmiştim. Onu gördüğümde ilk işim ona bunu söylemek olacaktı.

Belki de olmazdı bilemiyordum. Onu nasıl bulacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu ve onu kötü bir halde bulmak istemiyordum.

Ona alışmıştım. Yokluğu o kadar yalnız hissettirmişti ki onu bulunca bir daha hiç gitmesine izin vermeyecektim. Bir daha gitmek istiyorsan sen bilirsin demeyecek, gitme diyecektim.

Kendi dertlerinden kaçmak için bana gelmişti ama beni dertlerimden olaşan denizden kurtarmıştı.

Sonunda hastaneye gelebildiğimde hemen girişteki ablaya Berrayı sormuştum.

Numarasını sorgularken soyadını öğrenmiştim.

Abla hangi odada olduğunu söylediğinde hemen onun odasının olduğu kata çıkmıştım.

Umarım bunu yaptığım için bana kızmazdı. Üzgünüm Berra. Yokluğuna dayanamadım.

Sonunda odasının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı açtım.

Uyuyordu. Kolunda yarısı bitmiş bir serum vardı. O kadar bitkin görünüyordu ki onu bu hale getirenleri dövmek istemiştim.

Yanındaki sandalyeye oturup saçlarıyla oynamaya başladım.

Çok güzeldi. Serum olmayan elini elime aldığımda iğne izlerini görüp kaşlarımı çatmıştım.

Gözlerini aralayan Berra "Ares?" demişti güçsüz sesiyle.

Gülümseyip "Berra?" dediğimde "Galiba yine rüya görüyorum." demişti.

💣💣💣

YAZARIM! ~ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin