🔝 Üstte yer alan harita Spero'nun haritası. Kendi çapımda kolaylık sağlaması için hazırladığım haritayı burada da paylaşayım dedim. Sizinde kafanızda daha iyi canlanır belki.
Vitae'den beraber döndükten sonra Rias'ın benim evimde kalmasının en iyisi olacağına karar verdik. Tanışalı hemen hemen iki hafta oluyordu fakat sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibiydik. Bu küçük çatı altında birlikte yemek yiyor, birlikte bahçeyi düzenliyor ve yatağa sığmak için birlikte sarılarak uyuyorduk. En çok hoşuma giden ise her gün birbirimizin saçlarını yapıyor olmamızdı. Mutluydum çünkü yalnız büyüdüğüm bu evde, artık kız kardeşim diyebileceğim biri vardı.
Stresimi bastırmak için "Bugün büyük gün!" dedim coşkulu bir şekilde. Hayaidesu'nun ısrarlarıyla, üçümüz beraber Zero şehrine gidecek ve kayıtlarımızı yaptıracaktık. Rias, Kara Orman'da yaşayanlar için böyle bir sistem olmadığını o yüzden gitmesine gerek olmadığını söylemişti fakat Hayaidesu, Rias'ın artık bizimle yaşadığı için bunun mecburi olduğu konusunda diretmişti. Bana gelecek olursak konseye kendimi nasıl açıklayacağımı bilemediğimden biraz gergindim. Gücüm diğerleri gibi değildi ve konseye bu durumu açıklamak kulağa zahmetli ve yorucu geliyordu.
Sonunda yolculuk zamanıydı. Eline aldığı küçük bez çanta ile "Yolculuk için hazırım Lluvianna" dedi Rias. "Tamam, ben de hazırım, çıkabiliriz." Şehre giden yolu aramızda bilen tek kişi Hayaidesu idi o yüzden bizimle gelecek ve haritamız olacaktı.
Hepimiz sırt çantalarımızı omuzladık ve yola koyulduk. Zero Şehri'ne ilk defa gideceğim için heyecanlı olsam da içimde nedeni bilinmez bir şekilde huzursuzluk vardı.
Şehir sanki gelmemizi istemiyor gibi yolları epey engebeliydi. İki saattir durmadan yürüyor, bir dağı aşıp başka bir dağ ile karşılaşıyorduk. "Ne zaman mola vereceğiz" diye sordum Hayaidesu' ya. "Biraz daha ileride ovalık güzel bir alan var orada dinlenebiliriz sanırım'' dedi. Tüm gücümüzle sıra dağları arkada bıraktıktan sonra sonunda Hayaidesu'nun bahsettiği yere gelmiştik. Sonunda biraz rahatlayabiliriz...
Üçümüz aynı anda kendimizi yere attık. Bir şeyler atıştırırken muhabbet ediyorduk. Hayaidesu geçtiğimiz iki hafta yetmemiş gibi dinlenmek istediğimiz şu anda bile Rias'a Kara Orman hakkında ardı ardına sorular yağdırıyordu. Ailen nerede? Başka ırklar var mı? Orada gerçekten canavarlar var mı? Sorunun cevabını beklemeden başka sorular sormaya devam ediyordu. Rias hangisine cevap vereceğine şaşırmış ve sıkılmış gibi duruyordu. Hayaidesu'nun çenesinden kurtulmak için "Bu kadar soru yeter, Rias kendini hazır hissettiğinde eminim bize anlatacaktır" dedim Rias'a gülümserken. Rias geriye doğru uzanıp Hayaidesu'nun arkasından kendini gösterdi. Fısıldayarak "Teşekkürler." Bir anda dışlandığını hisseden Hayaidesu suratını asarak "Nasıl isterseniz öyle olsun" dedi. Bu hareketi ikimizinde aynı anda kıkırdamasına sebep olmuştu.
Yarım saat moladan sonra yola devam . Hayaidesu ile Rias'ın arkasından yürürken tek gözümü kapatarak parmaklarımla ikisini tek kare içine aldım. Rias'ın altın sarısı uzun saçları güneşin altında parıl parıl parlıyordu. Benim aksime boyu uzundu, Hayaidesu'nun yanında kaybolmuyordu. Beraber harika görünüyorlar diye düşünürken Hayaidesu birden arkasını dönüp azarlar şekilde "Çok arkada kaldın, acele et" dedi.
Bir süre daha yürüdükten sonra sonunda şehir girişine ulaşmıştık. Karşımda gökyüzüne uzanan koca bir şato vardı. Ağzım bir karış açık şaşkınlıkla etrafı incelerken, girişten koyu tenli iri bir adam yanımıza gelerek nereden geldiğimizi ve gelme amacımızı sorguladı. Hayaidesu bizim yerimize soruları yanıtladıktan sonra bir müddet beklenmemiz istendi. Birkaç dakika sonra bize, konseye kadar eşlik edecek biri geldi. Gelen kişiyi hayranlıkla inceledim. Kapıda durandan biraz daha zayıf olan adamın yüzünde büyük bir iz vardı. Dalgalı kısa kumral saçları yüz hatlarını olduğundan daha keskin gösteriyordu. "Zero şehrine hoş geldiniz, ben Seren, lütfen beni takip edin." Adamı sessizce takip etmeye başladık. Yollar alışılmışın dışında taştan ve düzgündü. Etraftaki her şey özenli ve güzel gözüküyordu. Nulla'dan ne kadar da farklı diye geçirdim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR- GÜÇ YOLUNDA(DÜZENLENİYOR)
FantasyBenim hikayem de sıradan olmak farklılıktı.Herkesin kendine özel, hayran edici güçleri varken, ben hiçbir şeye sahip olamayan sıradan bir kızdım. Bu yüzden içimde biriktirdiğim zayıf ve güvensiz benliğim, hiç beklemediğim anda, elime geçen sırlarla...