HAYAIDESU'NUN AĞZINDAN;
Rias ile konuşma bahanesi ile kendimi dışarı attım. Arkamdan kapattığım kapıya yaslanarak, sakinleşmek ve düşüncelerimi toparlamak için birkaç dakika bekledim. Lluvia sonunda kendine geldiği için mutluydum fakat onu incinmiş ve çaresiz halde görmek içimde bastırdığım duyguların su yüzüne çıkmasına sebep olmuştu.
Elimi göğsüme koyarak kalbimde yükselen sesleri susturmaya çalıştım. Eğer duygularımın beni ele geçirmesine izin verirsem paramparça olacağımı biliyordum. Ağzından çıkan her kelime, ona olan hislerimi görmezlikten geldiği her an kalbimi hançer gibi kesmesine sebep oluyordu. Ne zamandır ona karşı hisler beslemeye başladığımı bile bilmiyordum fakat bildiğim tek bir şey varsa o da bu hislerin karşılıksız olmasıydı. Beni sadece ve sadece arkadaş, hatta ailesi olarak gördüğü su geçirmez bir gerçekti.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi Rias ile aramı yapmaya çalışıyordu. Eğer istediği buysa, bu şekilde mutlu olacaksa belki de ona istediği şeyi vermeliydim. Belki de benim içinde en iyi bu olurdu. Rias iyi bir kızdı, güzeldi de ama önce sakladığı şey her ne ise onu öğrenmeliydim. Konseyden döndükten sonra fazla gizemli davranmaya başlamıştı ve bu durum canımı sıkıyordu.
Rias ile konuşmak için etrafta onu aramaya başladım. Kaşla göz arasında nereye kaybolmuştu bu kız? Ondan bazı soruların cevaplarını almam gerekiyordu. Lluvia bunu daha önce yapmalıydı fakat belli ki cesaret edememişti. Dışarıda bir süre Rias'a bakındıktan sonra ağaçların arasından parlayan altın saçları kendini gösterdi.
"Rias, nerelerdeydin? Her yerde seni aradım." Beni gördüğüne şaşırmış olacak ki panikleyerek "N-niye beni arıyordun, bir şey mi oldu" diye sordu. Onu korkutmak ya da endişelendirmek gibi bir niyetim yoktu bu yüzden sakin bir ses tonu ile "Hayır, sadece seninle biraz konuşmak istedim" dedim. Rias ürkek küçük adımlarla yanıma geldi ve hiç çekinmeden gözlerimin içine bakarak "Ne hakkında konuşmak istiyordun?" diye sordu. Gözleri hala gözlerime kitlenmiş vaziyette cevabımı beklemeden "Lluvia ile olan alıştırmamız yüzünden mi? Bunun için gerçekten üzgün ve pişmanım..." Her zaman çekingen ve ürkek davranan Rias'ın bu hareketi geri adım atmama sebep olmuştu.
"Hayır konu o değil ama yaptığınız şey kesinlikle aşırı ve yanlıştı. Birbirinizi geri dönülemez şekilde incitebilirdiniz." Ahh. Lluvia bu konuda haklıydı, sadece Rias'ı suçlamam ve kızmam haksızlıktı. Elimle kafasını küçük bir çocuğu sever gibi severken "Özür dilerim... Evde söylediklerim ve sesimi yükselttiğim için." Yeterince yakın değilmişiz gibi cesurca birkaç adım daha yaklaşarak, kafasını okşadığım elimi iki eliyle tuttu. "Önemli değil, onun için bu kadar endişelenmeni anlayabiliyorum, sonuçta siz ikiniz aile gibisiniz" dedi. Söylediği şeye karşılık sadece yalandan yarım ağız gülümseyebildim.
Artık asıl konuşmak istediğim şeyin konusunu açma zamanıydı fakat bunu nasıl yapacağıma dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Bakışları o kadar güzel ve masumdu ki tereddüt etmeme sebep oluyordu.
Gözlerimi ondan kaçırdım ve konuşmaya başlamadan önce birkaç kez öksürerek boğazımı temizledim. Omuzlarımı hafifçe öne atarak ciddi duruşuma geçerek "Seninle konuşmak istediğim asıl konu ise..." Kelimler ağzımdan dökülmüyordu. Hata yapıp kalbini daha fazla kırmak istemiyordum. Sakinleş Hayaidesu, kelimelerini düzgün seçersen sorun olamayacaktır, ne sakladığını artık öğrenmelisin.
Kendimi ikna eder etmez konuya girdim. "Konseyden döndüğümüzden beri tuhaf davrandığını düşünüyoruz. Biliyorum bir süre ortalıkta yoktum ve ikinizi yalnız bıraktım, bunun için üzgünüm ama..." Derin bir nefes verdikten sonra konuşmaya devam ettim "Normalden ne kadar farklı davrandığının sende farkındasındır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR- GÜÇ YOLUNDA(DÜZENLENİYOR)
FantasyBenim hikayem de sıradan olmak farklılıktı.Herkesin kendine özel, hayran edici güçleri varken, ben hiçbir şeye sahip olamayan sıradan bir kızdım. Bu yüzden içimde biriktirdiğim zayıf ve güvensiz benliğim, hiç beklemediğim anda, elime geçen sırlarla...