Zero'dan döneli tam bir hafta oluyordu. Hayaidesu köye varır varmaz kendini eve kapatmış, bir kez bile dışarıya adımını atmamıştı. Endişeyle çaldığım kapısından her seferinde, sadece dinlendiğini söyleyerek nazikçe geri çevrilmiştim. Rias ise oldukça durgunlaşmıştı. Arada bir ses etmeden kısa süreliğine evden ayrılıp geri dönüyordu. Nereye gittiğini, neler yaptığını sorguladığımda ise sadece yürüyüş yaptığını söyleyerek kestirip atıyordu.
Her ikisinin de gösterdiği bu olağanüstü tepkileri anlayabiliyordum. Dönüş yolunda her ne kadar neşemizi koruyup, her şey yoluna girmiş gibi davransak da içimizde gitgide filizlenen huzursuzluk tohumunu söküp atmak kolay olmayacaktı fakat bu şekilde de devam edemezdik. Sabrımın sonuna gelmiştim. Oturduğum yerden hızlıca kalkıp dışarı çıktım. Bahçede ki otları toprağıyla birlikte söken Rias'a dönerek "Buna daha fazla dayanamıyorum" dedim. Sözlerimden ne mana çıkarması gerektiğini anlamayan Rias, ifadesiz bir şekilde yüzüme baktı neyse ki dinlemeye hevesli görünüyordu. Eğilerek elinden tutam tutam yolduğu otları temizleyip "Kalk hadi, Hayaidesu'yu da alıp Vitae'ye gidelim" dedim. Sonunda ilgisini çekmiştim. Elimden destek alarak doğrulan Rias "Ama Hayaidesu bizi istemiyor" dedi titrek bir sesle. "Sen merak etme bu sefer kapıyı açacaktır, çoktan bir hafta geçti kendine gelmeye başlamıştır."
Kendimden emin bir şekilde dile getirdiğim bu cümleye aslında kendim de inanmamıştım. Benim bildiğim Hayaidesu bu zamana kadar çoktan o evden çıkmış, yanımızda dırdır yapıyor olurdu. Her neyse bu kez kesinlikle o kapıyı ona açtırtacağım diye geçirdim içimden.
Hayaidesu'nun ismi ile yüzüne renk gelen Rias ile kısa bir yürüyüşten sonra eve varmıştık lâkin kapıyı kaç kez tıklatırsak tıklatalım ne açılmıştı ne de içeriden bir ses gelmişti. Panikle kapıyı son kez tüm gücümle yumrukladım. "Hayaidesu! Hemen aç şu kapıyı!" Hâlâ daha ses yoktu. Kapının açılmasını umarken sinirle sağa sola volta atmaya başladım. Bir türlü açılmayan kapının yarattığı hayal kırıklığı ile hemen girişte duran büyük saksıyı tekmelememle altına özenle sıkıştırılmış olan kâğıt parçası kendini göstermişti. Notu hızlıca elime alıp sesli okumaya başladım.
Sizi endişelendirdiğim için üzgünüm. Bir müddet evde olmayacağım. Beni merak etmeyin yakında tekrar görüşürüz. Dip not; ben yokken başınızı belaya sokmayın sakın.
"Ah" durum düşündüğümden ciddiydi. Anlaşılan biraz daha zamana ihtiyacı vardı. Endişelenmemesi için Rias'a gülümseyerek "Merak etme bu ilk defa yaptığı bir şey değil, yakında geri döner" dedim. Koluna girerek "Onu şimdilik boş verelim, bence artık bizim de kendimizi toparlamamız gerekiyor öyle değil mi?" Girdiğim kolunu sıkıca sararak "Hayaidesu döndüğünde onu, güçlü ve neşeli karşılamalıyız" dedim. Asık yüzü sonunda gülmüştü. "Haklısın, toparlanmalı ve elimizden geleni yapmalıyız" dedi. Kıkırdayarak sözlerini onayladım. Hayaidesu'nun ismini kullanarak Rias'ı kontrol etmek çok kolaydı.
Gaza gelen Rias, kolumdan sıyrılıp tek elini havaya kaldırarak büyük adımlarla önden ilerlemeye başlamıştı. Bu hâlleri çok tatlıydı. "Ah, aşk insana neler yaptırıyor" dedim iç çekerek. Söylediğim şeyden sonra Rias aniden yürümeyi bırakıp arkasını dönerek "Bir şey mi söyledin" diye sordu. Anlamamış gibi yüzüme saf saf bakmasına rağmen dediğim şeyi çok net duyduğuna emindim. Dudaklarımı gülümsemek için zorla zapt edip bozuntuya vermeden "Hayır, hadi eve geri dönelim" dedim.
Hayaidesu'nun yokluğunun ikinci haftasında Rias ile birbirimizi daha yakından tanımaya başlamıştık. Beraber Bayan Nenpai'nin hikayelerini dinleyip, köyde yapılacak işleri hallediyorduk. Bazı günler saatlerce sadece çimlere oturup muhabbet ediyorduk. Şaşırtıcı şekilde, ara sıra Karanlık Orman'dan bile bahsediyordu. Sonunda kendini bana açtığı için mutluydum. Bazı günler ise güçlenip bir daha aciz duruma düşmeyeceğimize dair aldığımız kararla köyden uzaklaşarak alıştırma yapıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR- GÜÇ YOLUNDA(DÜZENLENİYOR)
FantasyBenim hikayem de sıradan olmak farklılıktı.Herkesin kendine özel, hayran edici güçleri varken, ben hiçbir şeye sahip olamayan sıradan bir kızdım. Bu yüzden içimde biriktirdiğim zayıf ve güvensiz benliğim, hiç beklemediğim anda, elime geçen sırlarla...