Yazarın Anlatımıyla

22 1 0
                                    

Hayatta bazen Ceyda gibi olduğumuz anlar vardır. Kimisi odasındaki yatağının üzerinde, kimi okuldaki sırasında, kimi de Ceyda gibi dayanamaz ve olmadık yerlerde ağlamaya başlar. Bu insanların ortak bir özellikleri vardır. Genellikle hepsi ağlarken tektir. Yanlarında kimse olmaz. Fakat unutmamak gerekir ki her ne olursa olsun mutlaka zoru çözmenin bir yolu vardır. Bu yol ölüm olsa bile. Önemli olan bu yolu arayıp bulmaktır. Yoksa da kendi yolunuzu çizersiniz. Ama ne olursa olsun çıkarsınız o dipten. Önemli olan nasıl dibe battığınız değil nasıl çıktığınızdır. Kimi ölerek çıkar, kimi arayarak bulur çıkış yolunu, kimi kendi çizer. Ceyda ise arayarak buldu. Saatlerce ağladı. Belki Hakan ona yalan söylediği için ağladı, belki de ne yapacağını bilemediğinden ağladı, belki de kötü bir insan olduğu için ağladı. Bu satırları yazan ben dahil kendisi dışında kimse bilemez niye ağladığını. Fakat herkes bilir o çaresizliği. Herkes hayatının bir döneminde yaşar o duyguyu. Hatta birçok döneminde. Ceyda'ya dönecek olursak, saatlerce hastanede insanların ortasında yere çökmüş bir vaziyette ağladı. Steve onu kaldırana kadar hıçkırarak ağladı. Sonra kalktı ama, toparlandı. Çok geçmeden Türkiye'ye döndü. Döner dönmez de Batuhan ile evlendi. Hakan'ı çok sevmişti oysa. Fakat o anda başka çaresi yoktu. Herkese evlendikten sonra hamile kaldığını söyledi. En yakın arkadaşı Defne ise Ceyda'nın bütün doğum süreci ile doktor olarak ilgilendi. Onun en büyük sırrını sakladı. Uzun yıllar boyunca. Belki de Defne olmasaydı Ceyda bu kadar iyi olmazdı. Defne gibi insanlar var olsalar keşke her zaman. Defne Ceyda'nın liseden beri en yakın arkadaşı. Üniversite arkadaşı. İrtibatını hiçbir zaman koparmadığı en yakın dostu. Herkes Defne gibi birini ister fakat herkesin bir Defne'si olmaz. Ceyda'nın kızı oldu. Kızına o tatile giderken uçakta tanıştığı kızın adı olan "Kumsal" ismini verdi. Batuhan Kumsal ve Ceyda uzun yıllar boyunca mutlu bir aile oldu. Kimse hiçbir şey bilmedi.

Hakan ise Ceyda ile bir oyuncak gibi oynayıp sonra onu çöpe attıktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi geri eski hayatına döndü. Fakat aklında hep Ceyda'yı merak eden bir taraf vardı. O istemese de Ceyda'yı seviyordu. O Simge'yi hiçbir zaman sevmedi. O Ceyda'yı sevdi. Fakat Simge ile yaşadı. Gerçek hayatta Ceyda gibi insanlar fazla ama Hakan gibi duygularımızla adeta bir oyuncak gibi oynayıp sonra onları çöpe atan insanlar da fazla. Hakan'ın duyguları çok karışık. Yazarken en zorlandığım karakterlerden biride Hakan oldu. Aslında Ceyda'yı seviyordu Hakan. Ceyda onun gerçekten aşık olduğu kadındı. Fakat Ceyda'yı öylece bırakıp gitmesinin ardındaki tek sebep kötü biri olmasıydı. Hakan kötüydü (Ki Ceyda çok da iyi biri değildi). Özet olarak Hakan sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi Türkiye'ye döndü, eşi ve oğluyla beraber yaşamaya devam etti. O kimseye hiçbir şey söylemeden devam etti. Tek bir kişiye bile söylemedi.

Fakat ikisininde bilmediği bir şey vardı. Gerçeklerin bir huyu vardır. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Bu, herkesin canını acıtır fakat bu böyledir.

Saat Kulesinin AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin