Umarım bir yanlışım yoktur yazımda kontrol edemedim.
Bol bol yorum yapmayı unutmayın! Öpüldünüz.
Sinemaya gittiğimiz gününe ertesi günü odamda takılırken Melih kapımı tıklattı. O olduğunu biliyordum çünkü onun dışında kimse odama kapıyı çalıp girmiyordu. Annemle babam narkotik baskını yapar gibi giriyordu. İçeri girip çalışma masamın sandalyesine oturup bana baktı.
Normalde benim odama gelip oturmazdı. Ben gidip onun odasında takılırdım. Büyük ihtimalle derslerden bunalmıştı ve kafa dağıtmak için gelmişti. Canım benim kıyamam, ben onun kafasını dağıtırdım şimdi.
"Sence Galaksinin Koruyucularındaki Rocket birine aşık olsa bu insan mı olurdu yoksa hayvan mı? Her türlü sıkıntılı değil mi?"
Bir süre garip garip yüzüme baktı. "Uzaylı değil mi o zaten, uzaylı birine aşık olurdu herhalde," dedi. "Uzaylı değildi sanki. Üzerinde deney yaptıkları için öyle olmuştu."
"Yine de uzaylıya aşık olurdu."
"Öbür türlü hayal edemiyorum zaten," dedim.
Başını salladı. Kafası biraz dağılmıştır belki. Yine kardeş olarak üzerime düşen görevi başarıyla yerine getiriyordum. "Bu konuyu açtığın çok iyi oldu," dedi. Anlamaz bir şekilde yüzüne baktım. "Rocket konusunu mu?" diye sordum. Başını salladı.
"Neler yapıyorsun bu ara?" diye sordu. "Okul dersler işte. Anlatıyorum ya her şeyi zaten. Gerçi sınav yüzünden eskisi kadar vakit geçiremiyoruz," dedim. "Sen de çalış artık Melik bir yılın kaldı. Sonra pişman olma."
Oflayarak yandan yastığımı alıp yüzüme bastırdım. "Şımarma," dedi.
"Barkın ile çok takılıyorsunuz bu ara."
Yastığı yüzümden çektim. "Evet, çok iyi çocuk," dedim. Tekrar başını salladı. "Psikolog gibi davranıyorsun," dedim. "Geri zekalı kaç kere psikolog gördün sanki," diye söylendi. "Dizilerde görüyorum," dedim kendimi savunmak için.
"Barkın," dedi tekrar. Konuşmasına izin vermeden araya girdim.
"Biraz agresif biri ama gerçekten kötü biri değil. Tanısan çok seversin sen de. Sempatik bile geliyor hatta sinirlenince gerçekten." O da maçlardan biliyordu tabii. Barkın hakkında kötü düşünsün istemiyordum.
"Hatta demiştim sana anaokulunu da çok ufak tefek olduğu için tekrarlamış."
"Barkın diğer arkadaşların gibi değil, değil mi?"
Anlamayarak yüzüne baktım. "İlteriş, Berkan, Cahit ya da Nisa gibi değil. O daha farklı değil mi?" Biraz düşündüm. Karşılaştırmak hiç aklıma gelmemişti. Niye karşılaştırayım ki zaten. "Değil galiba," dedim.
"Barkın biraz daha özel galiba," dedi bu sefer.
"Özel mi?" diye sordum. Kafam karışmıştı. "Yani hiç düşünmedim ki. İlteriş ya da diğerleri gibi mi bilmiyorum. Değil sanırım. Onlarla takılmak gibi gelmiyor Barkın ile takılmak. Farklı kategorilerdeler sanki."
Başını salladı gülerek. Gerçekten psikolog gibi.
"Neden farklılar düşündün mü hiç?"
Nasıl sorulardı ki bunlar böyle. "Bilmiyorum," dedim. Sınavda gibiydim sanki. Strese girmiştim resmen. Ofladım. Melih de ofladı.
"Melik az önce sordun ya Rocket kime aşık olurdu diye."
Ne alaka der gibi başımı sallayarak "Evet," dedim. Melih de devam etti. "Melik kime aşık olurdu?"
"Yani," dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Daha önce hiç Melih ile böyle konuları konuşmuyorduk. Bir kere bile ilişki muhabbeti yapmamıştık. "Bilmem ki daha önce aşık olmadım," dedim.
"Rocket'ı hayal edince olmuyor demiştin ya. Kendini hayal edince nasıl oluyor?"
Utançtan bütün kan suratıma hücum etti. İnsan abiyle bunu konuşur muydu ya? "Cinsel olarak demiyorum oğlum," dedi masamdaki kalemlerden birini bana atarken. Suratımın renginden ne düşündüğümü anlamıştı büyük ihtimalle. "Ama o şekilde de," diye ekledi.
"Neden soruyorsun ki bunları?" diye sordum.
"Melik, sen kim gibilere aşık oluyorsun mesela? Barkın gibilere olabilir mi?"
Şokla yüzüne baktım.
"Abi ne diyorsun? Ne dediğinin farkında mısın?"
"Sakin ol oğlum," dedi. Oturduğu yerden kalkıp yatakta yanıma geldi. "Abi yok öyle şeyler deme, ne diyorsun?" diye sordum tekrar.
Elini omzuma koydu. "Kızmıyorum, kötü bir niyetim yok yanlış anlama. Yargılamıyorum da yemin ederim. Sadece soruyorum. Bak ne olursa olsun sen benim küçük kardeşimsin. Ne olursa olsun ben senin yanındayım."
"Abi gerçekten yok öyle bir şey, Barkın benim arkadaşım," dedim.
"Melik sadece soruyorum. Çünkü onun yanındayken veya ondan bahsederken çok daha farklısın. Bu konuda düşündün mü diye merak ettim sadece."
"Hayır," dedim kendimi geri çekerek. Düşünmek istemiyordum. "İstemiyorum," dedim. Omzumdan kendine çekip sarıldı. "Ben senin yanındayım," dedi. "Ne olursa olsun hem yanında olacağım. O yüzden korkma," dedi. Ben de ona sarıldım.
Sonra odadan çıktı.
Boş boş duvara baktım.
Bu neydi şimdi?
Neden böyle düşünüyordu ki? Diğerleri de mi böyle düşünüyordu? Barkın da mı böyle düşünüyordu?
Karnıma kramp girmiş gibi oldu. Karna kramp girer miydi ki?
Barkın'ın yanında olduğum anları düşündüm. O gün sınavdan çıkar çıkmaz herkese onu anlatmıştım. Ben herkese her şeyi anlatırdım ki. Barkın'a da her şeyi anlatıyordum. Parkta dizlerime yattığı anı, o anki hislerimi düşündüm. Koşarak Melih'e gelip anlatmıştım. O yüzden mi aşık olduğumu düşünmüştü? Sinemada kolumda gezinen parmaklarını, o an dilimin nasıl tutulduğunu ne kadar utandığımı hatırladım.
Her sinirlendiğinde gözüme nasıl sevimli geldiğini.
Sinirle yatağa uzanıp yüzüme yastığa bastırdım.
Düşünmek istemiyordum.
Ama düşündüm.
Rana'yı da düşündüm. Barkın'ın ona aşık olan kızları nasıl ciddiye alamadığını. Ciddiye alsa ne hissederdim onu düşündüm. Hoşuma gitmedi bu düşündüklerim. Yataktan kalktım. Sinirlerim alt üst olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimseyi sevmeyin! bxb
Short Storyhenüz olgunlaşamamış on yedilik melik, asla sakinleşemeyen agresif barkın ile tanışır. çoğunlukla düz yazı, bazen texting.