Haftaya vize haftam ve aşırı gerginim. O yüzden bana motivasyon olması için bol bol yorum bırakmayı unutmayın <3
Öpüldünüz. (Benim tarafımdan)
Çocuklarla öğle arasında yine banklara kurulmuştuk. Ben ve Nisa yere çökmüştük. Berkan bankın ortasında yaslanılması gereken yere oturmuş dizlerinin iki yanında da Cahit ve İlteriş oturuyordu. Otururken "Ben çete lideriyim bu ikisi de benim sürtüklerim," diyerek Cahit ve İlteriş'i işaret etmişti.
Bu bizim okul başkanımız, evet.
Nisa salak salak gülmüştü. Melih ile konuşmalarımızdan sonra Nisa'ya bakışım değişir diye düşünmüştüm ama çok da değişmemişti. Hala aynı maldı. Bana bakıp basketbol sahasını işaret edip "Enişte de orada," dedi gülerek. Kafasına vurup güldüm.
Hem alışamıyordum hem de hoşuma gidiyordu. O gün grupta tuvalette olan biten her şeyi detaylıca anlatmıştım. Öpüşme kısmında detay vermedim. Orası bize kalsın istedim. Hepsi çok sakindi ve normal karşılamıştı bu durumu. Bu beklediğimden daha mutluluk vericiydi.
Barkın'ın zerre umurunda değildik şu an. Bahçeye girerken kafa selamı vermişti ama sonra tüm dikkatini oyuna kaydırmıştı.
"Oğlum senin anlamış olmana çok şaşkınım ben. Asla fark etmezsin ilk Barkın hamle yapar diye düşünmüştüm ben."
Cahit'e yerden taş alıp attım. "Mal mıyım ben niye fark etmeyeyim?"
Eliyle yüzünü siper aldı. "Birazcık," dedi parmağıyla küçük işareti yaparken.
"Fark etmemiştim zaten. Melih gelip söyledi."
"Salak," diye mırıldandı İlteriş. "Ayrıca madem siz fark ettiniz gelip bana söyleseydiniz ya, sizde de hata var," diye savunmaya geçtim. Biraz düşünür hak verirdim ki ben zaten.
"Oğlum gelip sen bu çocuğu seviyorsun mu deseydik çok garip olmaz mıydı?"
"Melih dedi."
"Evet bu da garip zaten," dedi Berkan kafasını sallayarak. "Sensin garip," diye mırıldandım.
"Ben en başından anlamıştım. Biz aynen böyle burada otururken Melik bahsetti ya sınavda yanımda oturdu diye. O zaman anladım ben hoşlandığını. Çok fazla ilgisini çekmiş gibiydi." Nisa sallana sallana konuştu. "Yuh," dedim. Acaba o zamandan hoşlanıyor muydum? İlgimi çekmişti ama emin değildim şu an.
"Ben okula geç kaldığımız gün geç kağıdı almaya gittiğimizde fark ettim. Barkın ile baş başa kalmak için beni kovmuştu," dedi Cahit yalandan kalbi kırılmış gibi elini göğsüne koymuş dururken.
Kovmuştum doğrudur.
"Ben ilk basketbol maçında anladım aslında. Sürekli Barkın'a bakıyordu. Ama emin olamadım. Kantinde yanına gittiğinde emin oldum."
Berkan da "Ben de o kantinde yanına gittiğinde anladım," diye onayladı İlteriş'i. Hepsi kendince erken anlamıştı.
"Sonra beraber ders çalışmalar olsun, randevular olsun. Zaten ondan sonra anlamamak için salak olmak lazım. Sırıta sırıta mesajlaşıyordunuz."
Nisa'nın omzuna elimi atıp saçlarını karıştırdım. Utanmıştım.
"Barkın da sana karşı farklıydı," dedi Berkan. En iyi o tanıyordu Barkın'ı içlerinde takımda olması yüzünden. "Normalde daha aksidir. Seni hep alttan alıyor, dalga falan geçiyordu seninle en fazla. Kedi gibi oluyor biraz senin yanında," dedi. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna eminim.
"Ya nasıl utanıyor şuna bak kıpkırmızı," diyerek güldü Cahit. "Çok kötüsünüz," diye homurdandım. Aklıma takılan tek bir şey kalmıştı.
"Neden hiç sorun etmediniz? Türkiye'de yaşıyoruz. Ben de erkeğim, Barkın da erkek."
Biraz daha ciddileştiler. Nisa hariç. "Ben gay kitapları okuyorum hep zaten," diye açıklamasını yaptı. Sağ olsun.
"Dürüst olacağım ben ilk başta biraz afalladım," dedi İlteriş. "Hemen kabul etmemem de o yüzdendi. Ama sen sensin işte. Mutluydun, her zamanki gibi maldın. Yani ne bileyim oğlum arkadaşız. Her zamankinden farklı olmadığını görünce aman ne olursa olsun dedim. Senden nefret edecek halim yok."
Kalkıp sarılabilirdim ama tuhaf olurdu. Sadece ayağımı uzatıp onun ayağına vurdum. Bu yeterliydi. Güldü o da.
"Benim için çok fark etmiyor açıkçası," dedi Berkan. "Ya takmam açıkçası kim kimi seviyor kim kimi sevmiyor."
Nasıl da destekleyici.
"Benim kuzenim gay. Ondan alışkınım."
Cahit'e baktım. "Çocuğun gay olduğunu bilmiyorsun Cahit öyle deyip durmasana," diye uyardım. Cahit'in Ulaş diye bir kuzeni vardı. Cahit çocuğun gay olduğunu iddia edip duruyordu. O kadar emindi ki. Bunu kanıtlayacak hiçbir veri yoktu elinde. Ama emindi.
"Biliyorum ben gay o, içime doğuyor," diye diretti. Sabır çektim.
"Mutluyuz ama senin adına. Aramızda sevgili yapan ilk sen oldun ayrıca. Beklenmedikti ama tebrik ederiz,"
"Senin bir sürü oldu," dedim Berkan'a kaşlarımı çatıp bakarken. Omuz silkti. "Ciddi sevgili yani, karşılıklı severek."
Başımı salladım.
"Siz sevgili oldunuz değil mi?"
Nisa'ya baktım. "Anlattım ya öpüştük işte. Senden hoşlanıyorum dedik."
"Ama sevgili olmak hakkında konuşmadınız mı?"
"Konuşmamız mı lazım?"
Kollarını göğsünde birleştirdi. "E bir zahmet," dedi bilmiş bilmiş.
"Sevgili değil miyiz biz şimdi?" diye çocuklara dönpü baktım. Cahit'in de aklı karışmış duruyordu. İlteriş "Ne olacak ya," dedi. Berkan omuz silkti.
"Ama öpüştük," dedim açıklama yapmaya çalışarak. Öpüşmüştük yani. Sevgili olmamız gerekmez miydi? İnsan sevgilisi olmayan birini neden öperdi ki?
"Off Nisa," dedim içim şişerek.
"Bir konuş istersen," dedi. Dönüp Barkın'a baktım. Göz göze geldik. El salladım. O da bana dil çıkardı. Nasıl da seviyor beni. Maçı bitince sorardım. Gerçi ne soracaktım ki? Şimdi biz neyiz mi diyecektim?
Öpüştüysen ve senden hoşlanıyorum dediysen karşılıklı sevgili olmuşsundur işte. Bu konu kafamı meşgul ederken biraz daha bizimkilerin muhabbetini dinledim.
Zil çalınca ayaklandık. Basketbol sahasındakiler de dağılıyordu. Onlara yetişmek için biraz yavaşladım. Bizimkiler bir şey demeden gittiler. Barkın ile konuşacağımı biliyorlardı. Barkın da beni görünce yanıma gelmişti. Ter içinde sırılsıklamdı.
"Gelsene sen benimle," dedim kolundan tutup çekiştirirken. Parmaklarımın ucunda hissettiğim teni içimde karıncalanma yaptı. Hemen girişin yanındaki boş olan resim atölyesine çektim. Kapıdaki programa göre ders vardı, birazdan burada olurlardı.
"Barkın biz sevgili miyiz?"
Kafasını sola eğdi. Böyle bir alışkanlığı vardı demek ki. "Değil miyiz?" diye sordu. Bir kere de sorularıma soruyla karşılık verme çocuk. Yüzüne beklenti ile baktım.
"Öpüştük yani öyleyizdir diye düşündüm ben," dedi. Benimle aynı düşünüyordu bu konuda demek ki. "Keşke kamera olmasaydı tekrar öpüşürdük," dedi sonra. Çok tatlıydı. Ben ağzımı açamadan kapı açıldı. İçeri onuncu sınıflardan birkaç kız girdi. Biz de sessizce oradan ayrıldık.
Onun sınıfının önüne geldiğimizde bana el salladı. Ben de ona el salladım. Geçen ki turuncu saçlı çocuk kapının önündeydi. Barkın'ın yanına gidip bir şeyler söyledi. Barkın da kafasına vurdu. Dostça bir vurmaydı sanırım. Ben ve Nisa gibi.
Sırıtarak yukarı çıktım.
Barkın ile sevgiliydik.
![](https://img.wattpad.com/cover/273790407-288-k813895.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kimseyi sevmeyin! bxb
Cerita Pendekhenüz olgunlaşamamış on yedilik melik, asla sakinleşemeyen agresif barkın ile tanışır. çoğunlukla düz yazı, bazen texting.