İncinin anlatımı
Nazlıyla konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti. Bu bir haftada Deniz'den uzak duruyordum. Regl ağrım için her gün sıcak su torbasını getiriyordu. Benimle konuşmaya çalıştıkça kısa kısa cevaplar veriyorum sadece.
Nazlı sonda gitmeden önce bir yol söylemişti. Yapıp yapmamak arasında kalmıştım. Deniz'i çok öfkelendirmemi veya korkutmamı istiyordu. Öfke ve korku insanın içinde tuttuklarını patlayarak dışa vurmasına neden oluyormuş. Doğru mu ki acaba?
Eğer doğruysa Denizi ekstra sinirlendirmek için bir şey yapmama gerek yoktu. Ama korkuda nasıl bir şey yapabilirdim ki nasıl korkutabilirdim Denizi onu hiç bilmiyordum.
Daha fazla terasta kalmayarak odaya geri döndüm. Deniz giyinme odasından çıktığında gözlerimiz buluştu.
"Hazırlan bugün Yuvada eğlence düzenlendi"
Dediğinde kaşlarımı çattım. Hazır ayağıma fırsat gelmişti öfkelendirmek için.
"İstemiyorum gelmek"
Dediğimde Deniz kaşlarını çatarak üstüme doğru geldi.
"Çete bir eğlence düzenledi ve sende Liderin Kadını olarak katılmak zorundasın"
Sözcükleri sert bir şekilde sıraladığında aramıza mesafe açarak uzaklaştım.
"Sanki isteyerek olmuşum gibi konuşma"
Bende Deniz gibi cümlelerimi vurguladığımda eliyle çenesini sıvazladı.
"Senle tartışmak istemiyorum İnci şimdi git üzerini giyin"
Daha fazla odada durmayarak çıktığında sıkıntıyla bir soluk verdim. Pekala eskisi gibi öfkelenmiyordu öfkelensede kendini zapt ediyordu. Gerçi edemediği zaman ortamı terk ediyordu. Zor olacaktı.
Daha fazla beklemeyerek giyinme odasına girdim. Siyah kot üstüne beyaz boğazlı kazak ve deri ceket alarak üzerimi değiştim. Giyinme odasından tekrar çıkarak odada ki makyaj masasına adımladım. Ellerime krem sürerek odadan çıktım.
Yuvaya vardığımızda arabadan indim. Deniz yanıma gelip elimi tuttuğunda kısa bir bakış atıp elimi geri çektim. Deniz kısa bir bakış atıp tekrar elimi tutacağı sırada seri hareketlerle Yuvaya ilerledim.
Denizde arkamdan homurdanarak peşimden geldiğinde içeri girdim. Çetenin üyeleri kimileri ayakta kimileride ne zaman getirilmiş olduğunu bilmediğim koltuklarda oturmuş eğleniyordular. Partideki üyelerin yarısı dışarıda yarısı içerideydi.
Bizi gören üyeler ayağa kalkıp selam vermeye başladığında köşede duran koltuğa ilerleyip oturdum. Denizde yanıma oturduğunda bir kaç üye gelerek Denizle konuşmaya başladı.
Sessiz bir şekilde eğlenen insanlara baktığımda bir erkek yanıma gelerek elindeki içki ve meyve suyu olan tepsiyi uzatarak gülümsedi.
"Ne içersiniz efendim"
Saygı içerisinde kurduğu cümleyle tepsiye baktım. Bir şey içmek istemiyordum. Çünkü eminim ki meyve suyunun içinde bile içki karıştırmışlardırlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liderin Kadını
ChickLitAşk Yalan Sırlar İç savaş Doğru bildiğimiz gerçekler ya yalan çıkarsa. Kocaman yalan, acı dünyadan sağ çıkabilecek miydi. Her şeyin hayal olmasını isterdi. Acıların hüzünlerin umutların hep hayal olmasını isterdi.