İncinin anlatımı
1 hafta sonra...
Bir hafta geçmişti tam. Denizi kliniğe yatıralı bir hafta olmuştu. Düzelme yoktu. Hala bağırıp çağırıp ağlıyordu. Haşimi tekrar diriltip öldürmek istiyordu. Annesini istiyordu. Bu bir haftada sürekli sabah erken gelip gece yarısı eve dönüyordum.
Her ne kadar eve gitmek istemesemde Yavuz zorla götürüyordu. Diğer eve gitmiyordum uzak olduğu için o yüzden Rezidansta ki eve gidip uyuyup tekrar buraya dönüyordum. Doğru düzgün yemiyordum içmiyordum. Bu yüzden yüzüm çökmüştü.
Nazlıyla babamla Ege ve Narin hanım hiçbiriyle görüşmüyordum. Sadece bu iki yer arasında mekik dokuyordum. Deniz sakinleştirici etkisi bittiğinde kendisine zarar vermeye başlıyordu. Doktor gelip tekrar iğne yapıp yatağa bağlıyordu.
Bu kısır döngüyü gördükçe içten içe çöküyordum. Denizin kolları sürekli maruz kaldığı iğnelerden dolayı delik deşik olmuştu bile. Daha ne kadar böyle devam edecek bilmiyordum. Oturduğum koridorda yanıma gelen adım sesleriyle başımı dizlerimden kaldırdım. Gelen Yavuzdu.
O da benim gibi çökmüştü ama bunu dışa yansıtmıyordu. Çünkü çeteyle ilgileniyordu. Yetmemiş gibi benimlede ilgileniyordu. Bu bir haftada dört kere taşkınlık olmuştu. Hepsini Yavuz bastırmıştı.
"Bir şeyler yemelisin İnci. Deniz seni böyle görse üzülecek ve hatta sana iyi bakmadığım için bana kızacak"
Sonlara doğru beni neşelendirmek için çabalasa da başarılı olamamıştı.
"İnci dik dur. Şu haline bak. Çete bu halini görse durmazlar."
Sessiz kaldım. Deniz'in odasından doktor çıktığında ayağa kalktım. Doktor yanımıza geldiğinde iç açıcı bir ifadesi yoktu her zaman ki gibi.
"Maalesef yine konuşmadı. Bağırıp çağırıp her zaman ki gibi aynı cümleleri tekrar etti. Ona ulaşmama izin vermiyor"
Dudaklarımı ısırdım. Doktorun yanından geçip Denizin odasına girdim. Yatakta uyuyordu. Yine uyutmuştu. Yanına yaklaşarak inceledim. Benden daha çok çökmüştü. Hem yemek yemiyordu hemde ruhundaki yara onu çürütüyordu.
Göz altları mordan siyaha çalışıyordu. Saçı başı dağınıktı. Üstündeki hasta kıyafeti yine değiştirilmişti. Sürekli parçalıyordu. Tırnakları kendisine zarar vermemesi için sürekli kesiliyordu. Elleri kızarmıştı. Kollarındaki iğne izleri gözlerimin dolmasına neden oldu.
Eğilerek dudaklarımı kolundaki iğne izlerine bastırıp öptüm. Yüzünün her yerini öptüm. Alnını, burnunu, yanaklarını, şakağını, gözlerini en sonda dudaklarına ufak bir öpücük bırakarak geri çekildim.
Gözünden şakağına süzülen göz yaşını gördüğümde sildim. Hissediyordu beni. Acısını. Uyusa bile hissediyordu. Elimi dağılan saçına götürerek okşadım. Düzelttim. Uzakta duran koltuğu yatağın yanına çekerek oturdum.
Gözümü kırpmadan uyuyan suretini izleme başladım.
"İyleş. Lütfen Deniz. Daha fazla sensizliğe dayanamıyorum. Burdasın bedenen ama ruhen yoksun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liderin Kadını
ChickLitAşk Yalan Sırlar İç savaş Doğru bildiğimiz gerçekler ya yalan çıkarsa. Kocaman yalan, acı dünyadan sağ çıkabilecek miydi. Her şeyin hayal olmasını isterdi. Acıların hüzünlerin umutların hep hayal olmasını isterdi.