Deniz'den anlatım
Telefon ekranında İncinin hiç mutsuz olmadığı karelere bakıyordum. Mutluydu çok belki onu böyle bir daha asla görmeyecektim. Görmek çok isterdim. İnkar bir yerden sonra yetmiyordu. Kabullenmiştim. İnciye karşı duygular besliyordum.
Olmaması gereken bir şeydi bu. Bu bütün planlarımı bozacaktı. Ama olmuyordu. İnkar etmeme rağmen olmuyordu. Küçük Deniz ise dünden razı. Boşver bırak sev sevil diyordu. Kolay değildi sevmekte sevilmekte. Hak etmek gerekiyordu. Ve ben hak etmiyordum.
Annem bile sevmeyi bana hak görmemiş. İnci ona yaptıklarımdan sonra tehditlerim kırıcı sözlerim ve babasından ayırmama rağmen o sevgiyi bana vermezdi. Belki küçük Deniz'e verirdi. Çünkü o şimdi ki benim gibi değildi. O masumdu. Şimdiki ben asla sevilmeyi hak etmiyorum.
Öfkeyle ayağa kalktım. Bu kadar yeter artık çok vakit geçirdiler. Aynı hamam aynı tastım işte beceremiyorum. Sevmeyi sevilmeyide beceremiyorum. En iyi bildiğim şeyi yapıyorum nefret edilmeyi. Telefonla Yavuzu aradım.
Deniz:Yavuz telefonu İnciye ver
Yavuz:Tamam abi
.
.
.
İnci:EfendimDeniz:eve gel İnci yeter artık
İnci:olmaz biraz daha zaman ver
Deniz:eve gel dediysem ne anlıyorsun İnci yok zaman
İnci:ailemle vakit geçiriyorum Deniz
Deniz:beni ilgilendirmez Yavuz'a söyle eve getirsin seni
İnci:gelmiyorum dedim vakit geçiriyorum bitince gelirim
Konuşmama müsade etmeden telefon kapattığın öfkeyle telefonu sıktım.
"Sikerim vaktini"
Tekrar Yavuz'u aradığımda hemen açtı.
Deniz:çabuk gideceklerin adresini at
Yavuz:tamam abi
Telefonu kapatıp yatak odasına geçtim. Hızla bir ceket alıp üzerime geçirdim. Evden çıkıp asansöre binip aşağıya indim. Suratıma telefonu kapatmakta neymiş göstereceğim İnci hanıma. İnciye karşı duygularım olabilirdi. Ama bu öfkemi dindirmezdi. Nefretle büyüyen insandan ne bekliyorsunuz ki sevgisinin öfkesini bastıracağını mı?
Hamurunu nasıl mayalarsan elbette öyle olacaktı. Ekşi mayayla yapılmış hamura istediğin kadar şeker at yinede ekşi tadı alırsın. Sadece şeker biraz bastırdı. Öfkemi biraz bastırmıştım. Kendimi tutuyordum. Ama bu öfkelendiğim gerçeğini değiştirmiyordu.
Hızla asansörden indiğime yanıma koruma geldi.
"Çabuk arabanın anahtarını ver"
Adamın konuşmasına müsade etmeden öfkeyle bağırdım. Koruma hızla anahtarı verdiğinde araca ilerleyip bindim. Telefonu cebimden çıkarıp Yavuz'un yeni attığı konumu navigasyona girip aracı hareket ettirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liderin Kadını
ChickLitAşk Yalan Sırlar İç savaş Doğru bildiğimiz gerçekler ya yalan çıkarsa. Kocaman yalan, acı dünyadan sağ çıkabilecek miydi. Her şeyin hayal olmasını isterdi. Acıların hüzünlerin umutların hep hayal olmasını isterdi.