Selamlarr.
Nasılsınız?
15k okuma olmuşuz, baya şaşırıyorum bu aralar. Hepinize çok teşekkürler.
Geçen bölümün vote sayısı efsaneydi bu arada, bu bölüm de aynısını bekliyorum.
Satır arası yorum yaparsanız çok sevinirim okumak cidden eğlenceli.
O zaman size iyi okumalarr.
**************
Çalan alarm kulaklarımı tırmalarken sinirle ayağa kalktım. Hangi gerizekalı hafta sonu telefonunun alarmını kapatmayı unutmuş olabilirdi? Ben unutmuştum. Uykum benden koşar adım uzaklaşırken geri yatsamda uyuyamamıştım. Saat daha yedi buçuktu ama.
Yapacak bir şey olmadığı için telefonu elime geri aldım. Gördüğüm görüntüyle kaşlarım çatılırken bunun daha ne kadar devam edeceğini merak ediyordum. Silinmiş tamı tamına on altı mesaj vardı.
Bu Oğuz'un son zamanlarda yaptığı bir şeydi, iki haftadır bana böyle mesaj atıyor sonra siliyordu. Mesaj attığı saatlerin sonrasında ise bana çok soğuk davranıyordu. Bir sorun mu var diye elli kere sormama rağmen hala bir şey anlatmamıştı. Haliyle bu da sinirlerimi bozuyordu.
Tüm tadım kaçmıştı işte, bir cumartesi sabahı ancak bu kadar iğrenç olabilirdi. Yataktan kalkıp mutfağa indim. Gram kahvaltı yapasım yoktu ama bir şeyler yemek zorundaydım. Sadece kahve içme fikri beynimi kurcalıyordu. "Bir iki lokma yemen lazım en azından azıcık." diye kendimi motive etmeye çalıştım ama sadece çalıştım sanırım.
Elimdeki kahveyle tekrar odama çıktım. Bir gün kahvaltı yapmasam bir şey olmazdı. Yani olmamalıydı.
Kafamda kurduğum plan tüm gün test çözmekti ama bundan önce Oğuz'a bir günyadın mesajı atmalıydım.
Siz: Günaydınnnn
Başka bir şeylerde söylemek istiyordum ama yapmadım. Normalde mesajıma saniyesinde dönen çocuk şuan çevrimiçi olduğu halde bana dönmüyordu.
"Düşünme İren, düşünme."
******
Aradan geçen yaklaşık beş saat sonra Melih'in aramasıyla çalışmayı bıraktım.
"Alo, İren Hanım. Nerelerdesiniz acaba?"
"Evde."
"O zaman hadi hazırlan seni almaya geliyorum."
"Ne için?"
"Dışarı çıkarız hava alırız falan filan. Kerem ile Aslı da var."
"Melih ben şuan pek modumda değilim, siz çıkın."
"İyi misin sen? Bir şey mi oldu?"
"İyiyim sadece, şey yani..."
"Kahvaltı yaptın mı sen? Yapmadın tabiki. Kapıyı açar mısın?"
"Kapı mı? Sen burada mısın?" Telefonun yüzüme kapanmasıyla hızlıca aşağı indim ve kapıyı açtım.
"Selam güzellik biraz emri-vaki oldu biliyorum. Umarım kızmamışsındır."
"Geç hadi." Dediğimde içeri girdi.
"Simit var, poğaça var. Çay demleriz. Keremler de gelir bir, iki dakikaya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSKELET│Yarı Texting
Ficción General@iskelet: Vücudumdan nefret ediyorum. @iskelet: Saçımdan, yüzümden, kilomdan. Kısacası benimle dalga geçtikleri her şeyden nefret ediyorum. @iskelet: Kendimi sürekli eksik hissetmemi sağladıkları için onlardan da nefret ediyorum. @iskelet: Yani seni...