İSKELET│Yarı Texting

31. Bölüm: Kızgın Değil Kırgın

Selamlarrr.

Ben geldim.

Birazcık uzun zaman olmuş olabilir, sadece iki haftacık yani.

Neyse sınavlarım bittiğine göre artık bol bol bölüm atarım.

Satır arası yorumlarını bekliyorum.

Hadi size iyi okumalarr.

**************

"Tanışıyor muyuz?" Diyen İlkerle Oğuz sinirli bir gülüş attı. Dudağının kenarı yavaşça yukarı kalkarken İlker'e o kadar aşağılayıcı bakıyordu ki onu ilk defa böyle görüyordum.

"Ben seni tanıyorum, sen de beni tanırsın yakında."

"İren kim bu gerzek gerzek konuşan çocuk." Bana yönelttiği soruyla derin bir nefes aldım.

"Hayırdır Oğuz neden geldin?" Sesimdeki soğukluk bariz bir şekilde onu kırarken bize bir adım daha yaklaştı.

"Bunu da açıklayacağım ama önce ortamdaki parazitleri atmamız lazım."

"Ben miyim parazit?"

"Şüphen mi var?"

İlker alaylı bir gülüşle bana baktı. "İren'ciğim söyle arkadaşına biraz daha konuşursa, konuşmaya bir ağzı kalmayacak."

"O iyelik ekini ben bir yerine sokmadan önce ağzımı kırarsan haklısın ki bu pek mümkün gözükmüyor."

"Kesin ikinizde." Bağırdığımda ikiside bana döndü.

"Ergen misin siz? Ne bu çocukça kavgalar? Kaç yaşına gelmişsiniz." Sinirle söylediklerim onlara işlemezken göz devirdim. Çok cringe bir an yaşıyorduk şuan.

"O başlattı."

"He ben başlattım. Dedim benim bu aralar elim çok kaşınıyor, yaptığı her şeye rağmen hala yüzsüz gibi İren'in yanında dolaşan bir çocuğa bulaşayım. İyi demiş miyim?"

İlker kahkaha atarken, Oğuz'un da yüzünde şerefsiz bir gülümseme vardı. "Sana giren, çıkan ne kardeşim? İren memnun ben memnunum o yaptıklarımı sorun etmiyor da sen kim oluyorsun? Defol git belanı bende bulma."

"Yaptıklarını sorun etmiyor mu? Sen cidden İren'in etrafında dolandığında onun mutlu olduğunu mu düşünüyorsun? Hala nasıl yanında dolanıyorsun, cidden aklım almıyor."

"Sen yorma küçük beynini böyle şeylere, boşver."

"Yüzsüz herif."

Sinirle ortalarına doğru bir adım attım. "Siz ikiniz hangi yüzle tartışıyorsunuz? Ya siz kimsiniz lan. Ne zannediyorsunuz kendinizi? Sen..." deyip İlker'e döndüm. "Sen hala nasıl konuşuyorsun, yaptıklarını nasıl savunuyorsun? Söylediğin her şey aklımda İlker. Babanın seni neden sevmediğini çok iyi anlıyorum dediğin gün de aklımda, azıcık cesaretin olsa kendini öldürürdün dediğin gün de aklımda. Hatta senin gibi birini kimse sevmez sen yalnızlığa mahkumsun İren dediğin de aklımda. Sen iğrenç birisin İlker cidden iğrenç birisin. Şu kadarcık umut yok senin için."

"Sana gelince..." deyip Oğuz'a döndüm. "Sen hala hangi yüzle burdasın, gelip böyle saçma sapan hareketler yapınca ne olacak ben seni mi dinleyeceğim. Nesin sen? Sen kimsin Oğuz da gelip böyle ahkam kesiyorsun. Kendini ne zannediyorsun. Kendi yaptıklarını nasıl da unuttun hemen ama ben unutmadım. Sen kendi ellerinle yaptın her şeyi. İsteyerek ve bilerek yaptın. O zaman sonuçlarınada katlanacksın gelip burada erkeklik taslamakla olmuyor o işler. En erkek sizsiniz tamam inandık."