@iskelet: Vücudumdan nefret ediyorum.
@iskelet: Saçımdan, yüzümden, kilomdan. Kısacası benimle dalga geçtikleri her şeyden nefret ediyorum.
@iskelet: Kendimi sürekli eksik hissetmemi sağladıkları için onlardan da nefret ediyorum.
@iskelet: Yani seni...
Bankta oturmuş oyun oynayanları izliyordum. Normalde on iki olduğumuz için beden dersinde dışarı çıkmak yerine test çözerdik.
Bugün kafalarına taş düşmüştü ki hepimize dışarı çıkmayı zorunlu tutmuşlardı. Yine saha iki'ye bölünmüş bir tarafta İlkerler basket oynuyor, diğer yanda Başaklar voleybol oynuyordu.
Beynimin içinde you get deja-vu çalarken sıkıntıyla saçlarımla oynamaya başladım. Oynadıkça elime saç geldiği için vazgeçip boş boş oturmaya devam ettim. Yaşasın vitaminsizlik. Biraz sonra Başaklar oyunu bırakıp İlkerleri izlemeye başlamıştı. Her zamanki gibi İlker'in attığı üçlük potaya değmeden girerken, Başak ellerini vurarak alkışlamaya başlamıştı. İlker de ona dönüp göz kırpmıştı.
Bazen İlker'i nasıl kaybettiğimi düşünüyordum. Acaba ben hiç mi çaba göstermedim diye ama sonra diyorum ki gidecek it bağlasan durmazmış. Bu yüzden bunları düşünmekten vazgeçiyordum. Yanıma doğru yaklaşan pert olmuş Melihle kahkaha attım. Üzerinden tır geçmiş gibiydi. "Komik mi kardeşim?"
"Yüzünün halini görmen lazım." Gülmemi durdurmaya çalışırken o da bana kötü kötü bakıyordu. "Şerefsiz iyi oynuyor ben ne yapayım, attığı her üçlük kılıçksız girdi."
"Ben sana demiştim."
"Bir de buraya bakıyor şerefsiz." Bunu söylemesiyle gözüm direkt İlkerlerin tarafına dönerken hemen onunla göz göze gelmiştim. Omuz silkip tekarar Melih'e döndüm "Napim."
"Hadi kantine gidelim ben açım." Onu onaylayıp oturduğumuz yerden kalktık. O tostunu aldıktan sonra müsait bir masaya oturduk.
Değermiş:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
