"Giray?"
Sahte kimliklerden çıkarılmış fotoğraflara baktı evin üzerindeki. Annesinin sarı saçlarını kapatmış bir peruk vardı kafasında. Bu halini hiç görmemişti. Kapıyı kapayıp mutfağa girdi.
"Kim?"
"Tehdit." Dedi Giray. Hâlâ resme bakıyordu. "Neresi burası?"
"Wells'deki evim."
"Duruyor mu hala? Birilerini göndereyim mi?"
"Hayır. "
"Hangisine hayır?"
"Ev duruyor. Kimseyi göndermeye gerek yok."
"Tehdit ediliyorsun baya. Bu..."
"Bi konuşma Kartal. İlk defa tehdit ediliyormuşum gibi. Çen çen çen. Dur biraz da düşüneyim. " Tabi, haklıydı.
"Birisi Abel'ın buradaki evinin kapısına fotoğrafsız sahte kimlikler koymuş. Annemle babama aitler. Az önceye kadar onun tehdit edildiğini düşünüyordum." Dedi Giray.
"Şimdi senin tehdit edildiğini düşünüyorsun." Öyle düşünüyordu. Neden olduğuna da hâlâ anlam veremiyordu. "Neden kimlikleri direk bana getirmediğine anlam veremiyorum. Abel'ın o sahte kimliklerin sahiplerine bir iki dakika da ulaşacak adamları yok. Sistemi de yok." Ajan işleri Abel'ın umrunda değildi aksine nefret ederdi.
...
Suri de onlarla Birlik'e girmişti. "İki senin odanda mıdır?" Dedi Kartal. Kendi odasına gelmelerine sadece bir kaç adım varken.
"Senin odandadır." Dedi Giray. Kendi odasına gitmeden direk onun kapısını açtı. Neden onun odasında olacaktı?
İki masanın üzerinde oturuyordu. Bir'i beklemiyordu. İndi masadan. "Bulmuşsun." Dedi Suri'yi süzerek. Suri hala ayağının üzerine basarken çekiniyordu.
"Öyle oldu." Detay vermemesi gerekiyormuş gibi hissetmişti.
"Kızım nerede?" Dedi İki. Bir'in iyice yakınına gelmişti. "Önce açıklama yapman gerek gibi de mi hissetmiyorsun?" Dedi Bir. Ona borçlanmış olduğu bir sürü yalan vardı belki de. "Önüne gelen herkesi öldürüyorsun Bir! Ne açıklaması!" Bağırıyordu.
"Bağırma." Dedi Kartal istemeden. Giray'ı daha da sinirlendirmek olurdu sonucu ve hiç iyi bitmezdi de.
"Nereye bağırma ya! Adam elimdeki tüm bağları alıp benden sınır dışına operasyona gitmemi istiyor! Ölecek miyim orada belli değil en ufak bir ipucu hayatımı kurtarabilir ama beyefendi istiyor diye bağların yedi sülalesini kazıtacakmışız. Bak sen şu işe!"
"Ben istiyorum diye yapmayacağın şey yok, İki." Dedi Bir. Ses tonu öyle bir uyarıyordu ki onu, bir iki kelime daha ederse pişman olabilirdi.
"Saçma sapan konuşma. Emri, görevi veriyorsun diye senin kölen değilim ben. Bize öyle davranamazsın!"
"Haddini aşıyorsun."
"Ne hadmiş arkadaş ya..." yediği tokatla yüzü sola döndü. Kız şokla bakıyordu ona. Bir konuştu. "Ben senin ahbabım değilim. Şu sistemde bir çocuğun olabiliyorsa bunu sana sağlayan benim. Sağladığım gibi almasını da bilirim, İki. Yaptığın şeyin sonucunu belki hepimiz ödüyoruz..." Haklıydı. Adam ömrü boyunca tehditlerle uğraşmıştı. "...Sen hayatta kalacaksın diye diğer sekiz üyeyi bir kenara atamam. Sekiz şu an yaşamak için debeleniyor. Belki de sebebi sensin. Senden şu an istediğim şey neden bana tam liste vermediğin değil verdiğin listedeki eksikler. Listeyi sebepleriyle bırak. Sonra belki kızına kavuşursun." Giray odadan çıkacakken kız kolunu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOİRA
FantasyNefesini duydum yakamda. İçine çekiyordu. "Şu kokun yüzünden... kırk yıl sende kalacağım." Gözlerine bakmak istemiyordum. Yoksa kendimi durdurmam bir hayli zor olacaktı. "Sadece kırk yıl mı?" Gülümsedi. "Bunu sürekli yenileyebiliriz. Bir koku, kırk...