"Biraz ani oldu değil mi?"
"Şaşırdım. Beklemiyordum. Gel geç."
"Arkadaşların gitmiş." Ne?
"Aa evet. Gideceklerdi." Ama benim gittiklerinden haberim yoktu. Bu kadar hızlı olmasını beklememiştim. Cebimden telefonumu çıkardım. Kartal'dan mesaj vardı. Bir saat öncesi atmıştı. 'Suri ve Feza'yı aldım. Kafanı dinle.' Yazmıştı. Sağ ol abiciğim!
Ona baktım. "Diğerleri nerede? Neden getirmedin?"
"Akşamları evde takılmak taraftarılar. Gençleri biraz yalnız bıraktım diyelim." Güldüm.
"Çoğundan genç duruyorsun." Güldü. "Viski, votka, şarap?" Dedim içki dolabına ilerleyerek.
"Kırmızı, beyaz?" Dedi. Hem kırmızı hem de beyazı aldım. Birini kolumun altına koyarak diğer elimle de ki kadeh aldım ve yanına gittim. Muhtemelen hangisi var diye soruyordu. Tek renkle yetinmek zorunda da değildik. Ama zaten bir şişe bizi kesmezdi.
"Nasıl gidiyor?"
"İyi... avcı öldüğü için bizimkiler daha rahat."
"Sen?" Sonuçta ona da işkence ettiğini biliyorduk. "Ben pek kolay ölmüyorum. Malum." Yüzü asılmıştı söylerken. Ona doldurduğum beyaz şarabı uzattım. "Ölmemen rahatlamadığın anlamına gelmez. "
"Ondan nefret etmem babasını kızının yanına gönderdiğimiz gerçeğini değiştirmiyor." Kızını seviyordu.
"Öyle işlemediğini düşünüyorum. "
"Ölmedi mi?"
"Öldü." Dedim. O ana gözlerimle şahit olmasam da Bir bile öldüğünü söylemişti. Ayrıca tek parça kalmayacağının garantisini vermişti. Yani canlanma ihtimali artık yoktu.
"Sonsuza kadar bu dünyada kalıp acı çekecek de olsa Masha onun ruhunu görebilecek artık. Kimin yaptığının önemi yok belki... Ama benim yaptığımı düşünecek."
"Masha'nın arkasından çok ağladın mı?" Bana baktı bir kaç saniye. "Ya da gerçekten seven insanlar ağlar mı?" Süzmüştü resmen. Ama sanki taciz ediyor gibi değil de ne yaptığımı tahayyül etmeye çalışıyor gibi. Gözleri yaralarımda kaldı. "Naptın sen?"
"İnsanlar beni bazen çok hafife alıyor."
"Kesinlikle alınmamalısın. Ama neden?" Dedi dikkat kesilerek.
"Beni anlamana sevindim. "
"Seni anlayabiliyorum demedim Moira. Sadece... hafife alınmamalısın. Ve ne yaptın?"
"Adamın biri avukat diye benim gerçek amacını anlamayacağımı düşündü."
"Sende?"
"Bende önce onu kandırdım sonra dolandırdım ve en son bel altı oynadım. Ve 14 senesine nasıl geldi düşünmesini sağladım. "
"Bel altı oynadım ne demek?"
"Kaç yıldır yaşıyorsun anlamını bilmiyor musun ?" Gülümsedi. "Çok fazla yere çekilebilir. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOİRA
FantasyNefesini duydum yakamda. İçine çekiyordu. "Şu kokun yüzünden... kırk yıl sende kalacağım." Gözlerine bakmak istemiyordum. Yoksa kendimi durdurmam bir hayli zor olacaktı. "Sadece kırk yıl mı?" Gülümsedi. "Bunu sürekli yenileyebiliriz. Bir koku, kırk...