MOİRA S2B20

172 8 0
                                    

So my darling -Acoustic ~Rachel Chinouriri

"Abi!" Kızı kollarından tutup geriye itti. Estelle acıyan kolu yüzünden istemsizce sıkmıştı kendini. Eli abisinin kolundaki sağ eline gitti. Giray ise öylece kendininkinin kopyası gözlerine bakıyordu. Anlamaya çalışıyor gibiydi. Gözü kızın alnının solundaki yara izine kaydı. Dili tutulmuş gibiydi. Kız kendini Giray'ın elleri arasından kurtarıp tekrar sarıldı. Giray olduğu yerden gözlerini ayırıp bir kaç saniye içinde Kartal'a döndü.

"Gitmemizi ister misin?" Kartal kurmuştu bu cümleyi ama asla bir cevap alamamıştı. "Elvis! Çok özledim seni." Kız uzaklaştı ondan. Giray hala ne yaşadığını anlayamamıştı. Hâline ne kadar üzülsem azdı. Sevinememişti bile. Gözleri tekrar Kartal'ı buldu. Tekrar kardeşine döndü. Sanki gördüğü gerçek değilmiş gibi bakıyordu. Tekrar Kartal'a döndü. Her ne kadar ne yaşadığını bilmesem de Kartal da iyi hissediyor, üzerinden büyük bir yük atmış gibiydi. Giray tekrar kardeşine döndüğü an sarılmıştı. Kızı kendine çekişi bile aralarındaki özlemi kalpleri arasına sıkıştırıyor gözlerinin yağmurunu tutmaya çalışıyordu. Ama kalpleri öyle bulutuydu ki Giray'ın gözünden damlayan gözyaşını gördüm. İstemeden arkamı dönmüştüm. Giray'ı daha fazla zayıf görmek istemiyordum. Az önce bunalıp ecelin dediği kapıyı açmak için çıktığım mutfağa sürüne sürüne girdim. Bu seferki ecelim değildi belki ama acı da aynı çarpıntıyı yaratmıştı göğsümde.

...

Estelle hararetli hararetli bizim onu nasıl kurtardığımızı anlatıyordu. Kafası abisinin sol omzuna dayanmış koluna sarılmıştı. "Arkadaşın olduğunu söyledi bana." Giray ile göz göze geldik. Arkadaş değilsek bile onun dediği gibi bir yaşanmışlık vardı arada. Bir şey demedi. Ama bunu daha sonra konuşacağımıza adım gibi emindim. Kardeşinin kolundaki yaralara bakmaya döndü. Geçiçi yaralardı çoğu. İzi bile kalmazdı. "Sen bir şeyler yedin mi?" Dedim Estelle'e. Bir saattir abisine bir sürü şey anlatmıştı. Eminim özelleri vardı ve gitmenizi bekliyordu. "Evet. Cemre Han beni restorana götürdü. Öncesinde doktora uğramıştık. O kadın hemen bir şeyler yemem gerektiğini ve ilaçlarımı kullanmam gerektiğini söyledi. Çıkınca yedik bizde."

"O zaman... Bugün dokuz mart." Dedim ayağa kalkarak. Giray bana baktı. Pastayı neden yaptığımı geldiğinde bile anlamıştı bence. Mektupları okuduğumu biliyordu. "İki dakika izin verir misin Estelle?" Dediği ona da tuhaf gelmişti. Yadırgadığı kesindi. Ama izin vermese daha iyiydi. Hoş ağzından soru gibi çıkmıştı ama soru değildi ki izin versin. "Yardım mı edeceksin? Geleyim mi?"

"Onunla yalnız kalmam gerek." Ahanda sıçış. Koltuktan balçık gibi sıyrılarak mutfağa uçtum. Gerildiğimi bırak Kartal'ı Estelle bile anlamıştı. Biraz önce pastanın yanına bıraktığı mumları aldım elime.

"Gördüm de... şeyde... ııı mezar taşında. Benden büyükmüş. Bende... o kadar dikilir mi ki mum üzerine?" Paketi açamamıştım. Elimden alınca kalakaldım. Paketin kırmızı çizgili açma yerinden tutup çekince açılmıştı. Bana uzattı. Mumları pasta üzerine diklemeye  başladım. "Sormamı mı bekliyorsun? "

"Neyi?"

"Kartal başkasına gönderilen ya da yazılan hiçbir şeyi okumaz, Moira. "

"Özür dilerim. Ama ben okurum." Diyerek dünya aptallık ve sazanlık yarışında birinciliğe koşarken gülümsemesiyle mumu pastanın üzerinde düşürdüm. "Hiii!"

"Pek üzgün gibi bir halin yok." Şimdi bir hehe patlatmak gerekti ama olmadı tabi. "Kader Tanrıçasının torunuyum ben unuttun mu? Üzülemem. " dedim gizli bir sır verir gibi.

"Hiç öyle olduğunu sanmıyorum."

"Tamam... yani belki haksız olabilirim. Ama Kartal kardeşinin yaşıyor olabileceğini söylediğinde ona yazdığın şeyleri merak ettim. Nasıl bir abiydin... ya da belki kız hastaydı yani bir şeyler bilmem gerekiyordu. Ben buldum zaten. Dediğin gibi de oldu. Kartal ben okumam dedi. Bende ben okurum deyip okudum yani. Rengi farklı olunca gözüme ilişmişti. Ama kızma yani sana karşı kullanmazdım ki ben..."

MOİRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin