"Giray?" Dedim kulaklığıma dokunup. " Ne oldu?"
"Yansıma evrenindeki Sibel... burada?" Cevap gelmedi bir süre. "Ölüydü?" Dedi.
"Gayet hayatta." İkimizin de aklımda aynı soru dönüyordu. Çocuğu nerede?
"Kızın nerede?" Dedim sessizliği bozarak. Durdu. "Nerden biliyorsun?" Beni hiç yoksa çocuğun babasını bilmesi gerekmiyor muydu?
"Rima?"
"Sen kimsin?" Dedi Cerrah'a dönüp. Çocuğunu yaptığın birini ne çabuk unuttun?
"Majesteleri nerede?"
"Majesteleri kim?" Dedi Rima.
"Majesteleri nerde!" Diye bağırdığında kız korktu. "Kimden bahsettiğini bilmiyorum!" Diye bağırdı o da.
"Sakin ol." Dedim.
"Sen kes sesini. Majesteleri nerde diyorum? Cevaplamazsan arkadaşını öldürürüm."
"Kimden bahsettiğini bilmiyorum!" Kılıcı biraz itince kız bağırdı. "Bilmiyorum dedim ya! Ben kendimin bile ne zamandır burada olduğunu bilmiyorum! Senin arkadaşını nereden bileyim!"
"Bu kim?" Dedi benim de merak ettiğim soruyu sorarak.
Durdu. "Bilmiyorum ben buradayken vardı."
"Çıkart yüzündekini." Dedi Cerrah. Adam bezden maske olarak kullandığı yüzünü açtı. Cerrah bir kaç saniye baktı adama. "Tanımıyor musun beni?" Kafasını iki yana salladı. Cerrah tanıyor.
Kılıcı itti. Adamın boğazından çıkmıştı. Kız şokla bakakaldı. "Naptın sen!" Kılıcı yana doğru çekince kafada vücutta sadece et bağı olarak kaldı. Kız yanına koşarken kılıcı adamın önüne koyarak engelledi.
"Çek şunu! Bir şey yapmadı sana neden yaptın bunu!"
"Burda esmer, uzun boylu, siyah dalgalı saçlı, bir adam görmedin yani?" Dedi Cerrah. Kız durdu. "Siz nerden geldiniz?"
"Bana cevap ver. Soru sorma." Şu görseli göreceğim aklıma hiç gelmezdi. Her ne kadar onlar olmadığını bilsem bile görmek değişikti. "Dün bir adam denize yakın bir yerdeydi. Sonra göremedim. Yardım edecektim." Denize yakın falan değil ormanın içindeyiz şu an. "Siz neden denizden buraya geldiniz?" Demekki oralardalarmış.
"İleride bebeğim var."
"Yürü."
"Önce bebeğe." Dedim denize yönelen kızı çevirmek için. Rima diyesim hiç gelmiyor.
"Bununla bebeğimi bir araya getirmek istemiyorum."
"Önce bebek. Başkaları var mı?"
"Benim bildiğim yok." Dedi. Biraz ilerlediğimizde korumaya çalıştıkları yerin taştan bir ev olduğunu anladım. İçeriye girdi. "Bu silahları nerden buldunuz?" Dedim. "Öldürmeseydi sorardınız!" Dedi kızarak.
"Sen ne zamandır burdasın?"
"Bilmiyorum. Bir süre baygındım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOİRA
FantasyNefesini duydum yakamda. İçine çekiyordu. "Şu kokun yüzünden... kırk yıl sende kalacağım." Gözlerine bakmak istemiyordum. Yoksa kendimi durdurmam bir hayli zor olacaktı. "Sadece kırk yıl mı?" Gülümsedi. "Bunu sürekli yenileyebiliriz. Bir koku, kırk...