Karınca Korkunca

146 12 0
                                    


Deli Çocuğun Uykusu

Yürüyorum koridorlarda, kandan nefesim
Tılsım tılsım karanlığını görüyorum senin.
Gölgeler sırtımda,önümde çocukluğum
Ben bu kara iblisten ne çok korkmuşum.

Tanrım üzerimde karaltılar uçuşuyor.
Zikrimde yüzlerce düşünce dolaşıyor.
İnliyorum uykuda, sızlıyor zihnim.
Ben bu karanlıklardan ne çok korkmuşum!

Sesleniyor ardımdan karmakarışık suretler,
Çığlıklarım duyuluyor duvarların ötesinden.
Tut anne tut beni, korkuyorum!
Sarıl bana, ben ne çok korkmuşum.

>Kor-Koru-korkak-kork-korkutucu bla bla... Ne desem bilemem bu kelimeye. Varlığı bile beni rahatsız ediyor. İnsan neden korkmak zorunda? Bir çocuk neden çığlık atar? Karanlık sokakta yalnız yürüyen bir kadın tedirgin midir yoksa korkak mı?
Sevdiğini söyleyemeyen insan korkak mıdır yoksa gururlu mu?
Sevdiği mi korkutucudur yoksa kendi aşkından mı tereddüt ediyordur?
Ne olacaktır ki en fazla, kalbi mi kırılacaktır? Sanki hiç kırılmamış gibi!

Çok korkaktım ben çocukken. Hocalar, psikologlar derdime derman olamadılar hiçbir zaman. Ziyadesiyle manasız korkularım vardı, sonradan anladım ki manasızlık bağlama göre değişebiliyormuş.
Çocukken evlerine gitmek istemediğim bir akrabamız vardı. Gidince annemin koynundan ayrılamaz ayrılırsam da "Anne, masa beni yiçek!" diye ağlardım.
"Masa mı yiyecek? "
Dediğinizi duyar gibiyim. Yaklaşık 15 sene sonra masanın beni yiyebileceğini öğrendim.
Benim gitmek istemediğim, evlerine girince tir tir titrediğim akrabamız pedofiliymiş.

Meğerse ben korkak değilmişim, 18'imde, bipolar kuzenim istismarını anlatırken aydınlandım.

Biz korkak değiliz arkadaşlar, insanlar ırz düşmanı.

Karanlıktan çok korkardım. Karanlıkta birilerinin bana dokunduğunu hissettim uzun süre. Hiç kurtulamadım bu histen, senelerce gece lambasıyla uyudum. Terapiler, cinci hocalar, kurşun dökmeler...
Bilimsel ve nabilimsel her yol benim küçücük zihnimi rahatlatmak için kullanıldı.
Nafile... Zifiri karanlıkta küçük dudaklarımı ıslak ıslak öpen arkadaşımın babasıymış karanlığım. Cüsseli, nikotin kokulu ve iğrenç gülüşlü...

Uzun süre tek başıma minibüse binip bir yere gidemedim. Daha vajinamın işemek dışında bir işe yaradığını öğrenmemiştim ki hiç görmediğim, adını bilmediğim ve ölene kadar bilemeyeceğim bir adam sürtünüp pantolonumu ıslatana kadar da öğrenmeye niyetim yoktu. Kustum... Alış dediler, alış.
Üstelik çocukken tombik ve çirkin olmanın beni koruyacağını zannederdim, korumuyormuş.

Büyüdüm ve güzelleştim sonunda. Fazla güzelleşmiştim şimdi de...
Ülkenin en iyi liselerinden birini yüksek bir puanla kazanmanın beni koruyacağını zannettim, korumadı.
Güzellik artık bir belaydı benim için. Sadece erkekler değil, lezbiyen kız arkadaşım şakasına (!) götümü ellediğinde de midem bulanıyordu.
"Alexis Texas'a benziyorsun." lafı lisede çoğu kız için iltifat kabul edilirken beni zıvanadan çıkarıyordu. Korkuyordum, kendimi koruyamıyordum.
Sonra en kötüsü oldu, psikolojik istismar takribi büyük bir vicdan azabı.
O kadar yorulmuştum ki akıl sağlığımı yitirecek raddeye gelmiştim.
Sonra ne mi oldu? Merak ediyor musunuz gerçekten?
Ben çok güçlüyüm arkadaşlar. Bu iğrenç pornografik toplumdaki temiz kalabilmiş her insan gibi güçlüyüm.
Kız arkadaşlarının kıskançlıkla namusuna laf söyleyebildiği bu toplumda güçlendim. Erkeklerin seni tavlayamadığı için çirkefleştiği bu toplumda güçlendim.

Üniversite değiştirdi beni. Yeni ergenliğe girmiş bir çocuk bacaklarımı ellemeye kalkışınca kuaföre koşup saçımı üç numaraya vurdurdum. Herkes öylesine bir imaj değişikliği zannederken ben erkeklerin artık beni beğenmemesinin mutluluğunu yaşıyordum.
Bu cümleye bakıp, 'megaloman' diyen herkes bir saniye susabilir mi?
Ben güzel değilim bile! Hiçbirimiz güzel değiliz bana kalırsa. Yemek yiyip sonrasında sıçan bir varlık güzel olur mu, Allah kitap aşkına?!
Şaka bir yana bu yazıyı okuyan herkesin kendinden bir parça bulacağına eminim. İlk öpücüğümü arkadaşımın babasına verdiğimde güzel değildim, çocuktum.
Ha bi de kurbağayı öpünce prens olmuyormuş, asılsız bilgi!

Nitekim iyileştim. Saçlarımı erkek gibi kestikten sonra onlar yavaş yavaş uzarken iyileştim. Erkek arkadaş manipülasyonunu da yendim, ebeveyn manipülasyonunu da yendim.

Kendimi suçlamamayı ve affetmeyi öğrendim. Sınırı yetişkinin çizdiğini anlamak için yetişkin olmam gerekiyormuş.

Sonra yalnız olmadığımı fark ettim. Kız arkadaşlarıma sarıldım, onların da acılarını hissettim. Kötü insanlar vardı ama onların kötülüğü beni güçlü bir kadın haline getirmişti.

Okudum, çok okudum. Bedenimi keşfettim, annemin korkularının yersiz olduğunu idrak ettim. Masumiyetin bedenine kimin nasıl dokunduğundan ziyade, kalpten geçtiğini öğrendim.
Bacaklarımı açıp açmamanın benim hükmümde olduğunu anladım. Benim bacaklarımı kapatmamı söyleyecek kişi ne ailem ne sevgilim ne de arkadaşlarımdı.

Büyüdüm ben, kurtuldum sizden. Daha kurtaracağım yüzlerce çocuk var.
Yazma motivasyonum sadece bundan ibaret.

Sizi, bedeninizi ve ruhunuzu seviyorum. Güçsüzlüklerinizi görüyor ve hissediyorum. Göz ardı ettiğiniz ve kendi kendinize "Abartıyorsun!" telkinlerinde bulunduğunuz her an yalnız olmadığınızı idrak edene kadar ben yazmayı bırakmayacağım.

Sesini duyuyorum.
Hiç susma, hep bağır oldu mu?
Çünkü ben son nefesimi verene kadar bağıracağım.

Korkmuyorum!

Eskiden Korkan Çocuk

DENEMEMELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin