İçre Dönek

51 9 0
                                    


-Nasılsın?
+Bende de geçmeyen bir yorgunluk var, anlıyorum seni.

Sırtımda tonlarca ağırlıkta bir küfeyle yol almaya çalışıyorum. Küfe sırtımda mı ruhumda mı bilemiyorum.
Şımarık modern insan çilesi işte. Bu yüzyılın karnı tok ruhu aç insanının nankörlüğü koktu ortalık, yani ben.

Enerjim, parmak uçlarımdan uzay boşluğuna süzülüyor; nefesim ciğerlerimden değil de irislerimden çıkıyor sanki.
Gözlerim yanıyor sürekli ve hayır lensten de değil.
Bir tek ben böyle değilim hepimiz tüm gün savaş meydanındayız, at sırtında koşturuyoruz. Var olmayan bir düşmanla savaşıyoruz.
Sanırım görünmeyen gizli bir güçle mücadele etmek itilaf devletleriyle muharebeden daha yıpratıcı.

Çoğumuz Uhud savaşında tepeleri terk eden okçulara öykünüyoruz.
Oklarımız: telefonlarımız, banknotlarımız kaçtığımız yer ise genelde antidepresanlarımız.
Kimimiz yoga yapıyor, kimimiz dizi izliyor, kimimiz sevişiyor... Ne için? Muharebeden kaçmak için.
Cepheden cepheye koşuyoruz, iç savaşa bulaşıyoruz ama bu Ortadoğu'daki iç savaşlar gibi değil. İçsel bir savaştan bahsediyorum, kendinizle olan ve hep mağlup olduğunuz.

Ben de kaçamıyorum bu kandan ve vahşetten bu yüzden döndükçe dönüyorum içime. Duygularımdan emin olamıyorum hiçbir zaman, insanlardan korkuyorum.
Dışarıdan kraliçe gibi görünüp içeride külkedisi gibi takılıyorum.
Canımın yanması beni ürkütüyor, ya anlaşılamazsam düşüncesi küfeme yükleniyor. Kaçıyorum.

Bakıyorum benimle beraber binlerce insan kaçıyor. Kimi içine, kimi başka birinin içine, kimi bilinmeze. "Felsefe yapma, kes tıraşı!"
dediğini duyuyorum, haklısın.

Sevgisiz ve sahte ilişkiler kalbimde derin yarıklara yol açtı, tahammülsüzlük ve karmaşa üzerime çöreklendi.
Mayam kabardı kabardı ve ben kocaman lezzetli bir poğaça olmaya çalışıyorum.
Hamuruma katılan her şeyi içtenlikle kabul ediyorum.
Şiddet, taciz, mutluluk, aşk, cinsellik, nankörlük, sevgi, huzur, rüya, dua...
Lezzetli olup olmayacağımı bilmiyorum, ben sadece iyi bir poğaça olmak istiyorum.
İnsanlar bir ısırık aldığında anneannelerinin poğaçasını hatırlasın istiyorum.
İstiyorum istemesine de ısırılmaktan korkuyorum, ya içimdeki peynirin maydanozsuz olduğunu görürlerse!

O yüzden maydanoz sevmeyen birini bulsam iyi olur diyorum hep. Beni ısırdığında peynirden başka bir şey arzulamasın, hamuruma "Çok lezzetli!" desin istiyorum.
Çünkü ben her çeşit poğaçayı severim: Tavuklu, peynirli, zeytinli, patatesli, kıymalı...

Ne diyordum, içe dönük birisiyim ve bundan utanmıyorum. Bunu bir eksiklik olarak görmüyorum. Anamın karnından (sezaryen) tek çıktım, toprağa tek gireceğim.
Bu yüzden kendimle olmaktan korkmuyorum ve kendine tahammülü olan insanları çok seviyorum.
Benliğiyle savaşmayan, onu olduğu gibi kabul eden ve değişmek yerine gelişmeyi arzulayan insanları seviyorum.

Ben hep peynirli poğaça olmak istiyorum çünkü, ama içimde maydanoz olmasın, belki üzerime bir tutam susam serperim.
Ben tavuklu poğaça yediğimde "Ay keşke harcına havuç da koysaydın!" dersem o lezzetli hamura haksızlık etmiş olmam mı?

Karnınızı acıktırdıysam bu metin başarılı olmuş demektir.
Çünkü doyurabileceğiniz tek şey mideniz, ruhunuz hep aç kalacak.
Kabule geçip devam edin şüşko poğaçalar. Harçlarınıza selam!

Çikolatalı Açma

DENEMEMELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin