Müzükonoleji

84 3 0
                                    


Kapak fotoğrafındaki müzik 'o' müzik değil bilginiz olsun.

Müzikler, ritimler, enstrumanlar, notalar... Hepsi ama hepsi çok büyülü değiller mi?

Cadı kazanında saatlerce kaynamış ve sonra bir büyücünün elinde şekillenmiş enstrümanlarla yapılan müzüklerin varlığına inanıyor ve onları duyuyorum. MüzÜkler kara kutular; hüznümüzü, endişemizi, depresyonumuzu, enerjimizi hepsini içlerine gizlerler.

Kokular ve müzikler tam anlamıyla zaman makinesi gibiler!

Bir müzik var... Her dinlediğimde ilk aşkım, ilk ayrılışım, ilk yenilişim, ilk yazışım...
İlk intiharım, ilk sırıtışım belki de ilk sevişim ve sevişişim...

Bilmem, binlerce yüzbinlerce ve onbinlerce baloncukla dolu içi...
Pat pat patlayan baloncuklardan üzerime anılar yağıyor, kirpiklerim ıslanıyor.

Birisi bana notaları birleştirip kocaman bir albüm yapmıştı, o gün ne kadar şanslı olduğumu ve sevildiğimi anlamıştım.

Sanat bu ya işte: sonsuza dek yaşayacak çocuklar doğurmak.

O müziklere her baktığımda ne kadar sevildiğimi hatırlıyorum.
Evet, maddiyat çok önemli. Yalan yok o zaman muhtemelen aşırı pahalı bir hediye tercih ederdim falan fişman fişekhanede bir mekan... Lakin ileride kızıma "Bu albüm senin yaşlarında bana bestelenmişti." diyecek olmak da beni şimdiden çok heyecanlandırıyor.

Bana aşk şarkıları yazan, besteleyen insanın üzerinden kaç aşk, kaç ayrılık, kaç sinir krizi, kaç mağlubiyet ve kaç şahlanış gerçekleşti doğrusu pek de saymadım. Gelin görün ki müzikler hep baki kaldı onları hep 16 yaş doğum gününde yazlıktaki beyaz plastik sandalyede oturan Melisa dinliyor...
Çocuğunu da sallasa, aşık olduğu adamla sevişse de ya da ekranlarda siyasilerle de tartışsa hep o doğum günü kızı Melisa dinleyecek o müzikleri.
İstismar edilmemiş, kazık yememiş, daha hiç aldatılmamış, gelecekten kaygılanmamış ve daha pek çok duyguyu tatmamış 'o' kız dinleyecek ve dinliyor.

Ben sanırım büyüdüm, yani evlenebilirim şu an hem de ailem normal karşılar.

Ya da işte işe gireceğim -umarım- sonra önemli insanlarla tanışmaya başladım.

İstemediğim herkesi hayatımdan ayıkladım -özellikle de onu- güzelleştim ve bazen de çirkinleştim tabi...

Ben sanırım gene korkuyorum, çocukken de korkaktım hani size de demiştim ya...

O yüzden olsa gerek 16 yaşındaki o plastik sandalyede HTC marka telefonuyla oturan güneşten bronzlaşmış ve özgüven problemleriyle boğuşan 'o' kızı özledim. Sorumlukları yoktu ki daha...

Olsun ya, sorumluluk mutluluk değil midir? Ölene kadar ne yapacağız ki sorumluluklarımız da olmasa, ilahi beşeri seni! Neyse ne

Tabutsuz diri gelin kustu.

DENEMEMELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin