Yargılanmaktan korktuğum için idam sehpasına çıkamadığım kaçıncı günüm sayamadım.Ben belki ölmek istiyorum, size ne!?
Beni yargılayıp, bakışlarınızla eleştirebileceğinizi size kim söyledi?
Çok pardon da siz kimsiniz, ne ayaksınız arkadaşlar. Haddiniz nerede sizin, kaybetmişsiniz gibi geldi de bana. Polise haber vermemi ister misiniz? "Alo, polis mi? Biri haddini kaybetmiş de onu arıyoruz."
"Evet,evet en son çocukluğunda görülmüş. Teşekkür ederim memur bey."Benim hayat deneyimim biricik. Senin de öyle, herkesin öyle. Bu biriciklik bizi özel kılan şey.
Tıpkı parmak izimiz gibi hayat deneyimlerimiz ve duruşumuz farklı. Her Sisifos'un kayası kendine arkadaşlar.
Karşıdakinin taşıdığı kayayı yargılamak bize düşmez.
Herkes kendi kayasıyla ilgilense, belki bu kadar ağır gelmeyecek.
Ama biz ne yapıyoruz, ya kendi kayamızı başkasına taşıttırıyoruz ya da başkasının kayasını da taşıyoruz.
Hatta bazılarımız "O ne biçim kaya taşımak öyle!" diye başkalarını yargılıyor.Sana ne! Ben kayamı amuda kalkarak taşıyorsam bundan sana ne!
Sen ben değilsin, sen o kaya da değilsin, o zaman haddin nerede?Neyse; kendini güçlü ilan edenler ve güçsüzler arasındaki savaşta ezilen karıncalara sevgilerimle.
Çakıl Taşı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEMEMELER
RandomKendinizi ve hislerinizi korumak için kaçarsınız ya bazen. Bunu ancak incinmiş ve bir kez daha incinmekten korkanlar anlar. Eğer rüzgârda savrulurken teknenizi emanet edeceğiniz güvenilir bir limanınız varsa şanslısınız. O da yoksa fırtınada parçala...