-Final-

9.1K 298 66
                                    

NASILSINIZZZ?

OY VERMEYİ UNUTMAYINN

KEYİFLİ OKUMALAR

Arkadaşlar bölümü bilgisayarda kontrol ederken 1110 kelime gösteriyor. Ama telefondan baktığımda 1161 kelime olduğunu fark ettim. Kontrol ettim ama sizde bir yanlışlık görürseniz, beni etiketleyin.

_______________________

Aynaya son kez bakarak odadan çıktım. kapının önüne geldiğimde Yiğit ince ceketini giyiyordu. Sonbahar iyiden iyiye kendini belli etmeye başlamıştı. Artık havalar soğuyordu. Hatta hava durumuna göre yarını yağışlı gösteriyordu. Ama benim en sevdiğim mevsim ilkbahardı. Ağaçlar yavaş yavaş çiçek açıyorlardı. Güneş her yeri aydınlatıyordu. Sanki kabustan uyanmış, yeniden doğmuş gibi hissederdim. Kışı o derece sevmezdim.

İlkbaharı sevmemin bir sebebi daha vardı. Evsizler, yakacak bir şey bulamadıkları için soğukta oturan insanlar, ilkbaharda bu zorlukları geride bırakıyorlardı. Ve daha bir sürü sebep...

Ben düşüncelere dalmışken Yiğit'in seslenmesiyle ona döndüm. "Bebeğim hadi, seni bekliyorum. Geç kalacağız." Ceketimi ararken onu yanıtladım.

"Tamam geldim geldim." dedim ama gelememiştim. Çünkü ceketim yoktu.

"Şey Yiğit benim ceketim nerede?" Sabır çekerek elini alnına vurdu.

"Bir kere de benden önce hazır olsan ne olur?" Aman be ne olmuş iki dakika beklettiysem? Tabii bunu yüzüne karşı söylemeyi götüm yemezdi.

"Yiğit diyorum, ceketim yok diyorum." diye bağırdım. Sanki 40 yıllık karı kocaydık. Şimdiden böyleysek ileride ne olurdu acaba?

"Hayatım, bir tanem, bebeğim neden ceketini rehin almışım gibi davranıyorsun? Bir sürü ceketin var onlardan birini giy işte!" Katiyen olmazdı. 

"Yiğit neden anlamak istemiyorsun? Kombinime sadece o uyuyor!" diye bende onun gibi bağırdım.

"Şu evden elimden bir kaza çıkmadan çıkarız inşallah." Kafamı salladım.

"İnşallah." Sakin kalmak için dualar ederken benimle birlikte ceketimi aramaya başladı. Yaklaşık 10 dakika geçtikten sonra bulmuştum. Ama nerede?

Gardırop ve duvar arasında. Evet oraya nasıl girdiği hakkında hiçbir bilgim yok. Yiğit'e döndüğümde sırıttığını gördüm. 

"Neden sırıtıyorsun sen?" Güldü ve konuştu.

"Dün gece seni nasıl soyduysam artık." Deyince arkamı dönüp kapıya koştum. 

"Ahlaksız adam!"

"Seni duyuyorum huysuz şirin."

"Duy diye söyledim zaten." 

"Öyle mi Çağlar efendi?" Kafamı salladım.  hızlıca yanıma gelip dudaklarıma sertçe gömülünce kafam duvara çarpacakken elini kafamın arkasına koyup bunu engelledi. Alt dudağımı diliyle ezerken ellerimi gömleğinin altından göğsüne çıkardım. Sağ göğüs ucunu hafifçe sıkınca inleyerek beni duvara daha çok bastırdı. Alt tarafının şaha kalktığını hissetmiştim. Yavaşça geri çekildiğinde hissettiğim duygularla gözlerimi açamadım. Gözlerimin üzerlerine birer öpücük bıraktığında, gözlerimin otomatikman açılmıştı.

Benim bedenim benden çok onu dinliyordu. Nankör bedenim.

"Hadi gidelim artık. Geç kalıyoruz." dediğinde ayağıma ayakkabıları giyerken bir yandan da ceketin kollarını giymeye çalışıyordum. Yiğit sabır çekerek ceketin kollarını bana giydirdi.

NO:13  |Bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin